Eylülde nelere merhaba diyeceğiz?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Ali ORHAN YALÇINKAYA - Ekonomist / Economist

“Eylül’de, sanki bahara özlem çeken üzgün bir tazelik, sanki üzerine çöken kışın, kendisini yok etmek isteyen sonbahara rağmen devam etmek, yine bahar olmak mücadelesi vardır; fakat bunun için muhtaç olduğu şeylerden yoksundur ve kendisinde de dayanma gücü kalmamıştır. Doğa da bunu anlamış gibi, acı bir düşünceyle üstüne çöken ıssızlığın, yasın altında ezilerek durur. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ne kadar dayanabilirse dayansın kışın üstün geleceğini, artık her şeyin, her umudun bittiğini, buna dayanmak gerektiğini anlamaktan doğan bir güçsüzlükle ağlar... Ne renk, ne de güzel koku... İşte yapraklar ölüyor...
Rüzgâr insafsız, yağmur inatçı.”

Türk Edebiyatı’nın ilk psikolojik romanı olarak kabul edilen Eylül’ün kahramanlarından Suad, içinde yaşamak için daha şiddetli bir istek, mutluluktan yoksun olmamak, hayatı kaçırmamak için derin bir ihtiyaç, gerekirse mücadele yeteneği olmasına rağmen bitişi anlatır yukarıdaki satırlarla.

Bitişlerin olduğu kadar başlangıçların da ayıdır Eylül. Veda da vardır, merhaba da…

Eylülde nelere merhaba diyeceğiz peki?

Bir kere politik ve jeopolitik riskleri tekrar hatırladı dünya. Kuzey Kore’nin yapmış olduğu balistik füze denemeleri küresel piyasalar için artık yeni bir endişe kaynağı. Sadece bu ayın değil önümüzdeki dönemin de risk iştahını belirleyecek bir durum var artık.

Politik demişken, 24 Eylül’de yapılacak Almanya seçimleri, sonuçları itibarı ile özelinde Türkiye Almanya genelinde ise Türkiye’nin AB ile ilişkileri açısından kritik bir dönüm noktası olacak. Angela Merkel ile Martin Schulz’u karşı karşıya getiren tartışma programında dış politikaya ilişkin olarak, öncelikli olarak da Türkiye politikası ile ilgili söylenenler ki, Gümrük Birliği’nin genişletilmesi hususu ile AB’ye tam üyelik müzakerelerinin sonlandırılmasının dile getirilmesi, Türkiye’nin AB üyeliğinin mutlak önlenmek istenmesi düşündürücü.

Piyasaların gündemi ise bambaşka bu ay.

7 Eylül’deki Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) toplantısı örneğin. Gelişmelere baktığımızda ağustos ayında TÜFE yıllıkta yüzde 1,5’e yükselirken, PMI verileri bölge ekonomisinin gücüne işaret etmiş, güven endeksi ise son on yılın zirvesine çıkmıştı. Diğer taraftan enfl asyon yüzde 2’lik hedefe yönelik bir artış göstermediğinden ECB’nin genişlemeci para politikasından çıkış sürecinde yavaş ve temkinli olması bekleniyor. Bu nedenle politika faizinde bir değişikliğe gidilmeyerek güvercin bir tonda açıklama yapılması olası. Varlık alımlarında değişikliğe gidilmesine ilişkin muhtemel açıklamanın ise 26 Ekim tarihli toplantıda gelmesi beklenmekte.

TCMB’nin tavrını her ne kadar enflasyon, özelinde çekirdek enfl asyon rakamları belirleyecek olsa da 14 Eylül’deki Para Politikası Kurulu toplantısından sıkı duruşta bir değişiklik beklenmiyor.

Bu bağlamda temmuz ayında enflasyonun, bir önceki ay yüzde 10.90 olan seviyesinden yüzde 9.79’a düşerek tekrar tek haneli rakamlara gerilediğini görmüştük. Bu gerilemede temelde mal grubu enfl asyonu, detayında ise gıda fiyatları belirleyici olmuştu. Diğer taraftan beklentileri daha sağlıklı yansıtan hizmet grubu enfl asyonu ise yükselerek katılığın devam ettiğine işaret etmişti. Benzer eğilim çekirdek enfl asyon göstergelerinde de söz konusuydu. TCMB ise yıl sonu enfl asyon beklentisini 31 Temmuz’da yayımladığı üçüncü Enflasyon Raporu’nda yüzde 8.5’ten yüzde 8.7’ye yükseltmişti.

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme Endeksi ağustosta yüzde 0.02, yıllıkta yüzde 8.82 artarken, yaş kuru ve sebze meyve grubunda yüzde 2.92’lik azalış olduğunu izledik. Bu veri işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı bir baskının olmayacağını düşündürüyor. Piyasanın Ağustos Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) aylık medyan beklentisi ise yüzde 0.15 şeklinde. Baz etkisinin kalkmasıyla Ağustos ayı enflasyonunun tekrar yükselişe geçerek çift haneli rakamlara döneceği görülüyor.

20 Eylül’deki FOMC toplantısında ise Fed bilançosunun küçültme operasyonunun açıklanması bekleniyor. Toplantı karar metni ve Başkan Janet Yellen’in basın toplantısında söyleyecekleri dolar fiyatlamasına ilişkin trendi belirleyecek. İktisadi faaliyetin canlanması da Aralık ayında faiz artırımını tekrar piyasaların gündemine getirebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar