Eylül ayında neler olabilir?

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

Piyasa beklentisinin üzerinde gelen enflasyon rakamı faizler açısından ne anlam ifade ediyor? Hiçbir özel anlamı yok çünkü neredeyse bütün özel kapsamlı enflasyon göstergeleri negatif ve Temmuz enflasyonunu okumak çok basit çünkü katkılar sadece iki kalemde yoğunlaşmış. 0.77 katkı yapan gıda kalemi ve eksi 0.33 katkı yapan giyim eşyası ve ayakkabı kalemi. Bu iki kalemi netleştirince enflasyon yüzde 0.44 oluyor ve zaten manşet TÜFE verisi yüzde 0.40. Gıda enflasyonunun İTO'dan da yüksek çıkması sürpriz sayılabilir; fakat ne gıdanın durumu, ne de tam bir mevsimsellikle düşen giyimin durumu özel açıklama gerektiriyor. Ramazan etkisi Eylül ayında sürecektir ve yıllık TÜFE önümüzdeki ay yüzde 8.50'yi aşacaktır. Yılın geri kalan aylarında yıllık enflasyonun düştüğünü ve yılı yüzde 7.5'in altında kapattığını göreceğiz. ÜFE'de de enflasyon tarımda, sanayide dikkat çekecek bir gelişme yok ve imalat sanayii ÜFE'si yüzde 0.22. Özetle özel bir durum yok. Faiz açısından nötr bir veri. Kaldı ki faiz kararları gecikmeli etki yapar ve olağandışı bir durum yoksa kararlar gelecek yılın TCMB tarafından beklenen enflasyonuna bakarak alınır. 

Referandum sonrası piyasa nasıl fiyatlanabilir? Seçime kadar süreç ne vaat ediyor? Piyasa kabaca yüzde 50-55 aralığını fiyatlamış görünüyor. Daha dar bakarsak beklenti yüzde 51-53 evet çıkması yönünde. Bu durumda ilk elde borsada kar satışı bekliyoruz. Fakat Eylül ayı genelde iyi bir ay ve ayın geri kalanında toparlanarak 62.500'ü görmek mümkün, hatta muhtemel. İleride "dünya çok yavaşlıyor, Türkiye ekonomisi de yavaşlıyor, sonunda faiz indirimi gelecek" -fonlama maliyeti düşecek- sinyali gelirse bankalar yukarı gider, endeks yükselir ve faizler yüzde 8'in altına hızla düşebilir. Fakat bu olasılık önümüzdeki ay için hayli düşük. Faizin yüzde 8'in altını görmesi -gösterge bono faizi- yabancı girişlerinin artarak sürmesiyle de mümkün olabilir ve bu son olasılık ilkine göre daha gerçekçi. Hayır çıkarsa satış geleceği beklentisi yüksek. Fakat hayır oyunun en önemli sonucu önümüzdeki dönemde seçime kadar sert bir politik rekabet yaşanacağı beklentisinin artması olacak. Bu durumda bütün yabancı yatırımcılar, bir seçim klasiği olarak, kamu harcamalarının beklenenden de fazla artacağını düşünecek. Ancak bu da fiyatlara hemen girmeyebilir çünkü Türkiye'nin mali performansı yılın ilk yarısında gayet iyi ve göstergeleri de diğer ülkelere göre sağlıklı durumda. Pozisyonlar taşınmak isteniyorsa sonuncu faktör öne çıkarılacaktır.

Roubini parasal genişleme işe yaramaz derken, ABD'de yeni canlandırma paketi konuşuldu. Nobel ödüllü Krugman da "gerçek bir canlanma yok" dedi. Ne olabilir? Roubini'nin parasal genişleme işe yaramaz uyarısı eğer yeni bir kamu harcaması paketi gerekiyor tezinin tersyüzü ise tam katılmak mümkün değil. Sadece şöyle bir mantık yürütülebilir: Bankaların kredi vermeleri sermaye yeterliliklerine değil, talebe ve risk iştahına bağlıdır iddiası ortaya konabilir. Bu tezi savunan az sayıda çalışma var. Ancak bu böyleyse dahi risk iştahını artıracak ortamın hazırlanmasında para politikasının gevşek tutulmasının hiçbir rol oynamayacağını savunmak zor. Yeni bir paket Obama ekibinden -kamu maliyesi uzmanı bir ekonomist dahil- istifaların ve senato seçimlerinin gündemde olduğu bu aylarda bana gerçekçi gelmiyor. ABD verileri de henüz o kadar kötü değil. Mesela son tarım dışı istihdam rakamları olumlu ve yatay seyir sürüyor. Yeni bir paket olmadığı sürece ABD'de bono faizlerinin yönü aşağıya doğru. Yeni paket hem ekonomik görünümün bayağı olumsuz olduğunu teyid edecek, hem de faizlerin yönünü değiştirecek. Aslında hem yeni paketler, hem de para politikalarının daha da gevşetilmesi gibi ek önlemler çıkış anı geldiğinde sert dönüşler olacağı beklentisini körükleyerek önceden fiyatlanmaya başlanacaktır.     

Hisse senedi ve emtia fiyatlarındaki yükselişin kalıcı olması hangi unsurlara bağlı? Emtia fiyatlarını birkaç alt bölmeye ayırmak lazım. Örneğin gıda mı, petrol mü, madenler mi, altın mı? Gıda fiyatları hem Stern Raporu'nun -ve etrafındaki tartışmaların- ortaya koyduğu gibi önemli bir etken olan global ısınmanın sıcaklığını hissedecek, hem de Çin başta olmak üzere artan nüfus gıda talebini sürekli yukarı çekecek. Global ısınma ciddiyse mikrocoğrafya seviyesinde -1500'lerde olduğu gibi- etki yapacaktır. Tarihsel boyutunda bakarsak, geçmişte İngiliz tarımında ürün bazında ciddi hasat volatilitesi görülmesi kısmen yer seviyesinde iklim değişikliğiyle ürünlerin kırılmasına bağlanabiliyor. Yani gıdada altta yatan trend uzun yıllar boyunca yukarı yönlü olacak. Bu elbette ki gıda fiyatları hep yukarı yönlü olacak anlamına gelmiyor. Altın güvensizlik ve belirsizlikle hareket ediyor. Doğal gaz ve petrol büyümeye dönüşün belirginleşmesiyle tam olarak hareketlenir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019