Eylem planlarında “vergi” ve son gelişmeler
Hakkı SAYAN - Yeminli Mali Müşavir, E.Vergi Başmüfettişi
Yönetimlerin stratejik planlamalarında, belirlenen hedeflere “nasıl” ulaşılacağı ile ilgili kullanılan araçlardan birisi de eylem planlarıdır. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş sonrası 100’er günlük iki eylem planı açıklanmıştır. Bu eylem planlarında vergisel alanla ilgili başlıklar; yürütülen ve planlanan vergi politikaları konusunda ön fikir vermektedir. Bu yazıda, eylem planlarında vergi ile ilgili hangi adımların olduğu ve bu adımların vergisel öncelikler, hedefler ve politikalara nasıl yansıyacağına özet olarak yer vereceğiz.
Eylem planlarında neler var?
3 Ağustos 2018 tarihinde açıklanan birinci 100 günlük eylem planında vergi ile ilgili iki başlık yer almıştır.
- Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi elektronik ortamda alınmaya başlanarak vatandaşın vergi dairesine gitmeden işlemlerini tamamlamasının sağlanması
- Hâlihazırda 35 farklı hizmetin sunulduğu İnteraktif Vergi Dairesi kapsamına 10 yeni hizmet eklenmesi
13 Aralık 2018 tarihinde açıklanan ikinci 100 günlük eylem planında ise ilave 4 eyleme daha yer verilmiştir. Bunlar;
- Kayıt Dışı Ekonomi İle Mücadele Eylem Planı'nın hazırlanması
- Yeminli mali müşavir raporu ile nakden talep edilebilen KDV iade tutarlarının %50 sinin 10 iş günü içinde gerçekleştirilebilmesine ilişkin sistem geliştirilmesi
- Defter beyan sisteminin kapsamının, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi
- İnteraktif Vergi Dairesi kapsamına 5 yeni hizmetin eklenmesi
Elektronik uygulamalar gelişiyor
Hepimizin gündelik hayatında bile hemen fark edebildiğimiz gibi vergisel yükümlülüklerimiz ve haklarımız konusunda Mali İdare teknolojik imkânları etkili bir şekilde kullanıyor. Eve yemek siparişinde kapıda ödeme yaparken yazarkasa fişimizi hemen alabiliyor, vergi ve trafik cezalarını internet üzerinden sanal posla ödeyebiliyor, beyannamelerimizi oturduğumuz yerden elektronik ortamdan vergi idaresine gönderebiliyoruz. Hatta Gelir İdaresi ücret, kira, menkul sermaye iradı geliri elde edenler açısından beyannamelerini önden hazırlayıp elektronik ortamda mükelleflerin önüne getirebiliyor. Mali İdare bu hizmetlerini oluşturduğu İnteraktif Vergi Dairesi sistemi ile daha ileri bir boyuta taşıyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı, geliştirdiği İnteraktif Vergi Dairesi Sistemi ile fiziki vergi dairesini sanal ortama taşıyarak hizmetlerini zaman ve yer koşulu aramaksızın hızlı ve etkili bir şekilde elektronik ortamda sunmaktadır. Bu sistemde çok sayıda vergisel işlem, vergi dairesine gidilmeden yapılmakta ve takip edilebilmektedir. Sistem aynı zamanda mükelleflerin kendileri ile ilgili arşiv bilgileri ve işlemlerin görüntülenmesine imkan sağlamaktadır.
Bu sistem vasıtasıyla hâlihazırda 70’in üzerinde konuda işlem yapılabilmektedir. Bu hizmetlerden dikkat çeken birkaçı şunlardır:
- Uzlaşma talebinin yapılması
- Özelge talebinde bulunulması
- Vergi borçları için taksitlendirme talebi
- Vergi iade talepleri oluşturma
- Borç durum yazısı alma
- MTV ve trafik cezalarını ödeme
- Cep telefonu harcı ödeme
- Pasaport harcı ödeme
- İşe başlama, bırakma, adres değişikliği bildirimleri.
Bu sistemin nasıl kullanılacağı ve portalde yapılacak işlemler konusunda detaylı bilgi edinmek isteyenler http://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/beyannamerehberi/2018_ivd.pdf adresinde yayımlanan rehbere bakabilirler. Ayrıca İnteraktif Vergi Dairesine android ve İOS üzerinden uygulamaları indirilerek de ulaşılabildiğini de belirtelim.
Eylem planlarında mükelleflerin hak ve yükümlülüklerinin hızlı, kolay ve daha az maliyetle yerine getirilmesine yönelik olarak interaktif vergi dairesinde sunulan hizmet alanlarının artırılması hedeflenmektedir.
KDV iade konusunda etkinleştirme çalışmaları devam ediyor
KDV iadeleri sıklıkla gündeme gelen bir konudur. Şirket bilançolarında devreden KDV olarak yer alan kalemin şirketler açısında bir alacak, devlet açısından ise bir borç niteliğinde olduğu artık genel kabul görmüş durumdadır. Ancak uygulamada olan KDV kanunu açısından devir KDV’ler ancak ihracat, indirimli orana tabi teslimler, tevkifat ve istisnai bazı işlemler yapıldığında mümkün olabiliyor. Dolayısıyla ana kural devreden KDV’nin gelecek aylara taşınması, istisnai kural ise mükellefe iade edilmesidir.
Şirketler açısından devreden KDV’nin finansal yönetim açısından anlamı, peşin ödenen vergi dolayısıyla devletin bedelsiz finanse edilmesidir. Enflasyon ve paranın zaman maliyeti dolayısıyla bu yük süre geçtikçe işletmeler üzerinde önemli bir boyutlara ulaşabilmektedir.
Mali İdare özellikle 2016 yılı başından başlayarak KDV iadesi konusunda önemli iyileştirici adımlar atmaya başlamıştır. İlk olarak bu konuda Bakan düzeyinde kamuoyuna “KDV İadelerinin Etkinleştirilmesi ve Hızlandırılması, İade Süreçlerinin Standartlaştırılması Eylem Planı” uygulandığı deklare edilmiştir. Bu eylem planı kapsamında sadece KDV iadelerini yapmak üzere “ihtisas vergi daireleri” oluşturulmuştur. Bu uygulama ile KDV iadesi alan şirketlerin bu işlemleri daha dikkatli ve hızlı bir şekilde sonuçlandırılmaya başlanmıştır. Bunun yanında %120 teminat mektubu ile 5 iş gününde nakit iade yapılması sistemi başlatılmıştır. Son olarak Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyuna açıklanan eylem planında Yeminli Mali Müşavir raporu ile nakden talep edilebilen KDV iade tutarlarının %50 sinin 10 iş günü içinde ödenmesine yönelik bir adım açıklanmıştır.
Detaylarının önümüzdeki günlerde netleşmesi beklenen bu yeni uygulama şirketler açısından ne ifade etmektedir?
Yapılması planlanan bu düzenleme, KDV iade alacağı olan firmaları daralan kredi limitleri ve yükselen teminat mektubu komisyonları baskısından kurtararak kısmen de olsa KDV iade alacaklarına daha kısa sürede kavuşma imkânı getirecektir. Eylem planında yer verilen bu adım yaşanan ekonomik daralma ortamında şirketler açısından önemli bir destek olacaktır.
Kayıt dışı mücadele ivme kazanacak
Kayıt dışı ekonomi; tanımı ölçümü ve çözümü kolay olmayan bir olgudur. Gelişmiş ülkelerde bile belirli ölçülerde kayıt dışı bir ekonominin varlığı söz konusudur. Burada önemli olan ekonominin yapısı ve sağlığı açısından kayıt dışı ekonominin düzeyinin olabilecek makul bir düzeye çekilebilmesidir.
Kayıt dışı ekonomi bir sorun olarak uzun yıllardır Türkiye’nin ajandasında bulunmaktadır. Bu konuda birçok ilgili kurum çeşitli platformlarda bir araya gelerek eylem planları ve çalışmalar yapmaktadır. Onuncu Kalkınma Programı (2014-2018) Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılması Programı Eylem Planı bu konuda en önemli belgelerden birisidir. Bu eylem planı Gelir İdaresi Başkanlığı koordinasyonunda sivil toplum kuruluşlarının da dâhil olduğu, 79 kurumun katıldığı toplam 62 eylemden oluşmaktadır. Eylem planının bileşen ve eylemleri incelendiğinde Türkiye’de kayıt dışı ekonomi ile mücadelede yumuşak ve zamana yayılı ama kontrolü elden bırakmak istemeyen bir yaklaşımın belirgin olduğu anlaşılmaktadır.
Son yıllarda art arda yapılan vergi ve sosyal güvenlik prim afları kayıt dışı ekonomi ile etkin mücadele planlarını kısmen sekteye uğratmış görünmektedir. Bunun yanında vergi denetimde devam eden yapısal sorunlar da bu süreci negatif etkilemiştir.
Ticaret ve diğer alanlardaki artan dijitalleşme, bir yandan kaçınılmaz olarak kayıtlılığı beraberinde getirirken diğer yandan mali idarenin kural yetersizliği ve denetim fonksiyonundaki eksikliler dolayısıyla bu alandaki faaliyetleri vergilendirememesine neden olabilmektedir. Son zamanlarda mali idarece bu konuda burada yer vereceğimiz iki adım atılmıştır.
Birincisi, merkezi yurt dışında bulunan şirketlerin Türkiye’de mükellef olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda verdiği hizmetlere ilişkin olarak bu şirketlere Türkiye’de KDV mükellefi olması zorunluluğu getirilmiştir.
İkincisi, 476 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile internet ortamında alınan reklam hizmetleri karşılığı yapılan ödemeler vergi tevkifatı kapsamına alınmıştır. Bu hizmetleri verenlere veya internet ortamında reklam verilmesi hizmetine aracılık edenlere yapılan ödemelerden, ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmadıklarına bakılmaksızın tevkifat yükümlülüğü getirilmiştir.
Bu konuda birinci 100 günlük eylem planında taşınmaz değerleme sisteminin kurulması yer almıştır. Türkiye’de taşınmaz değerlerine bağlı kayıt dışılığın olduğu bilinmektedir. Bu çerçevede gerçek değerler üzerinden işlem ve takip yapılmasına yönelik mevzuat ve sistem altyapısının kurulmasının gündemde olduğu anlaşılmaktadır.
Konuyla ilgili bir diğer önemli husus, vergi denetimindeki organizasyon yapısına ilişkin yakın zamanda bir reform yapılacağı yönünde Bakan düzeyinde yapılan açıklamalardır.
Yukarıda ifade ettiğimiz tüm bu etmenler önümüzdeki dönemde kayıt dışı ekonomi ile etkin bir mücadele yapılacağını göstermektedir.
---------------
(1) İnteraktif vergi dairesi konusunda detaylı bilgilere http://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/beyannamerehberi/2018_ivd.pdf adresinden ulaşılabilir.
(2) http://www.kayitliekonomiyegecis.gov.tr adresinden eylem planı detaylarına bakılabilir.