Expatlar İstanbul’u tarihi kimliği için tercih ediyor

Yasemin SALİH
Yasemin SALİH İYİLİK FABRİKASI [email protected]

Tarih, turizm, trafik, güvenlik, yaşam maliyeti, temiz hava gibi özellikler bir şehri çekici kılmaya yeter mi? Peki “çekici şehir” nedir? Soruları işin uzmanına yönelttik. Tüm dünyada Çekici Şehirler Uzmanı olarak şirketler ve hükümetlere danışmanlık hizmeti veren, konferanslara konuşmacı olarak davet edilen Slagin Parakatil, meseleyi şöyle açıklıyor: “Bir şehir için bütün bu özelliklerin toplamı, paket halinde onu çekici kılar. Bir şehrin çekiciliğini temiz havası da belirler, güvenli oluşu ya da trafiğinin rahatlığı da. Sadece insanların öncelikleri farklıdır. Ancak herkes yaşadığı şehrin bir kimliği olmasını ister.”

Slagin Parakatil, şehirleri 25 yılı aşkın süredir bir anlamda karnelendiren insan kaynakları yönetim danışmanlığı şirketi Mercer’ın İsviçre CEO’su. Mercer’ın özellikle Yaşam Maliyeti ve Yaşam Kalitesi endeksleri 200’ün üzerinde kenti 100’ün üzerinde parametreye göre değerlendirip karnelendiriyor. Parakatil, Geçtiğimiz günlerde davet edildiği İstanbul’da “expat” denilen mobil çalışanların çekici bulduğu şehirler hakkında bir konuşma yaptı. Biz de ondan hem expatların hangi şehirleri çekici bulduğu hem de geleceğin yöneticilerinin çalışmayı tercih edeceği kentlerin özelliklerini öğrendik.

1992’den bu yana şehirlerle ilgili endeks çalışmasının içinde olan Parakatil, “Başlangıçta kendimiz için giriştiğimiz bu ölçümleme, zamanla diğer şirketler ve hükümetlerden de ilgi gördü. Dünyanın en büyük şirketleri, bir ülkeye expat gönderirken ve ücret paketini belirlerken bu araştırmayı referans alıyor” diyor. Hatta bir de itirafı var: “Skor listesini hazırlarken bağımsız bir çalışma yürütsek de bana bugüne kadar birçok şehirden rüşvet teklif edildiği oldu. Bu çok hassas bir konu. Dikkate almamız mümkün değil. Bütün bilgiler bağımsız bir çalışmayla toplanıp Varşova ve Hindistan’daki merkezlerimizde değerlendiriliyor.”

İstanbul kültürel kimlik konusunda şanslı

Bir şirket ya da ülke adına başka bir ülkede genellikle yöneticilik yapmak üzere görevlendirilen kişilerin (expat) oradaki maliyeti, yaşam koşulları, primleri gibi konulara açıklık getirmek üzere şehirlerle ilgili araştırmalara başladıklarını anlatan Parakatil, “çekici şehir” kavramının kişiden kişiye değişebileceğine vurgu yapıyor. “Çekici bir şehrin güvenlik, sağlık, trafik, eğlence, bilişim, turizm, tarihi kimlik gibi konularda iyi resim vermesi gerekiyor” diyen Mercer İsviçre CEO’su, son yıllarda endekslerde yükselişe geçen İstanbul’u birçok konuda rekabet edebilir buluyor. Diyor ki; “İstanbul tarihi kimlik konusunda şanslı şehirlerden biri. Çekici şehirler yaratmak için insanların neye ihtiyacı olduğuna bakmak lazım. İstanbul, trafik, toplu ulaşım ve yeşil alan gibi konularda kendini geliştirmeli. Öte yandan turizmi, tarihi ve kültürel kimliği çok güçlü. İş imkanı yaratma açısından bir expat için cazip.”

Bir şehrin yaşam kalitesi endeksindeki yerini belirlerken 250 metrik ile hareket ettiklerini vurgulayan Parakatil, yine üç ana kriterden iyi puan alan kentlerin listede öne geçtiğini söylüyor. Bu kriterler de; toplu ulaşım imkanları (havalimanı, metro vs.), sağlıkla ilgili genel durum (salgın hastalık, tedaviye erişim gibi) ve güvenlik. Bu kriterleri dördüncü olarak sürdürülebilirlik izliyor. Parakatil, “Bu da bir şehrin iyi yönetilmesiyle ilgili bir konu. Atık yönetimi, enerji verimliliği gibi konular sürdürülebilirlikte ön plana çıkıyor” diyor.

Gençler macera, deneyimliler eğitim istiyor

Parakatil’e göre expatların menşeileri, yaşları, medeni durumları da şehirlerin “çekicilik notu”nu etkiliyor. Kendisi de Hindistanlı olduğu gibi bu ülkeden örnek veriyor: “Bütün dünyada en zor beğenenlerin Avrupalı expatlar olduğu bilinir, gerçekten de onları her ülkeye göndermeniz zordur. Ama istisnalar da var. Örneğin bir Hintli yönetici için şoför, hizmetli, bahçıvan lüks değildir, ülkesinde o sınıfta herkeste vardır. Ama bunu Londra gibi bir şehirde talep ettiğinde normal karşılanmaz. Bu nedenle o expat için Londra çekici olmayabilir. Bir İngiliz sizden böyle bir talepte bulunmaz.”

Yaşın da menşei ve kültür kadar önemli olduğunun altını çizen Parakatil, genç ve bekar yöneticilerin daha macera peşinde koştuklarını, o nedenle daha az güvenli ama eğlenceli kentlere sıcak baktıklarını ifade ediyor. Öte yandan ailesi olan, deneyimli bir expatın ise çocuğun eğitimini, güvenli ulaşımını, sağlık imkanlarını dikkate aldığının altını çiziyor.

Sorunlu kentler için “yaşam zorluğu paketi” veriliyor Endeksin expatların ücret paketlerini de yakından ilgilendirdiğine değinen Slagin Parakatil, bunu şöyle anlatıyor: “Bir expatın ücret paketi gittiği kentin endeksteki skoruna göre belirleniyor. Yaşam zorluğu yüksek bir şehre gidiyorsa “yaşam zorluğu primi” diye bir şey var. Çoğu şirkette bu primin oranı değişir ama ortalama olarak normal ücretten yüzde 10 daha fazla kazanırlar.”

Geleceğin şehirleri daha katılımcı olmalı

Oliver Wynman adında kardeş şirketimizle şehirlerin yapay zekaya ne kadar hazırlandıkları gibi konular üzerinde çalışıyoruz. Geleceğin şehirlerinde insanların hayatlarını kolaylaştıran yapay zeka uygulamaları olacak. Örneğin bir rehber araç var, içine giriyorsunuz ve o şehirle ilgili size rehberlik ediyor. Bu şu anda kullanılıyor. Yakında bunun içine evlilik, nüfus işlemleri gibi sistemler de girecek. Peki şehirler yönetim sistemi olarak ne kadar kaldırabilecek beklentileri? Bu işin merkezinde insan var. İklim sorunu, sürdürülebilirlik, tarım, beslenme gibi birçok ayağı var konunun. Bu konulara gençliğin ilgisi büyük ve gelecekte daha da artacak. Geleceğin yerel yöneticileri teknoloji kadar katılımcı demokrasiye de yatırım yapmalı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar