Evinizin her odasında internet

Murat YILDIZ
Murat YILDIZ TEKNO STRATEJİ [email protected]

Geçtiğimiz haftalarda yazdığım “Evimi Nasıl Akıllandırdım” başlıklı köşe yazısına sizlerden birçok yorum geldi. Türkiye’de bu konuda çözümler sunan birçok şirket olduğunu görmek de ayrıca güzel oldu.

Ancak soruların pek çoğu güvenlik konusunu nasıl çözdüğümü soruyordu. Tam bu sorular gelmişken internette büyük bir DDoS saldırısı gerçekleşti. Birçok şirketin sunucuları yerle bir oldu. Sosyal medya başta olmak üzere birçok servise bir iki saat erişemedik. Gün boyu süren saldırıdan sonra işin aslı ortay açıktı. Saldırganlar aynen benim evdeki gibi akıllı cihazları kullanarak saldırıyı gerçekleştirmişlerdi.

Yani bir anlamda buzdolaplarının, çamaşır makinalarının ya da akıllı TV’lerin yaptığı bir saldırı olmuştu. Ben bizim kombiye, akıllı lambalara ve diğer eşyalara sordum, herhangi bir olaya karışmamışlar, efendi efendi işlerini yapmışlar. Elbette nesnelerin interneti yani IoT ile birlikte ciddi bir güvenlik açığı da ortaya çıkıyor. Birkaç yıl sonra otomobilinize, çay ya da kahve makinanıza, evinizdeki ışıklara bir başkasının hükmetmesi, çalıştırması ya da tamamen çalışamaz hale getirmesi teorik olarak mümkün. Pratikte de bir örneğini geçen hafta görmüş olduk.

Peki bu durumda evini akıllandırmak isteyen bir kişi ilk önce ne yapmalı? Geçtiğimiz haftanın saldırganlarının da alay ederek vurguladığı gibi akıllı cihazlarınızın parola ve şifrelerini fabrika ayarlarında bırakır ve değiştirmezseniz, başınıza bunların gelmesi gayet normal. Özellikle evinizdeki ADSL veya Fiber modemden başlayarak tüm cihazların standart şifrelerini değiştirmek güvenliğiniz için yapmanız gereken ilk adımlardan biri olacaktır. Ancak IoT platformlarının güvenliği elbette bunlarla sınırlı değil. Bu konuya önümüzdeki hafta daha yoğun değineceğiz.

Evde bu kadar çok akıllı cihaz olunca, internetin her odaya kesintisiz ve yüksek hızda ulaşması gerekiyor. İnternet servis sağlayıcılar tarafından verilen modemlerin üzerindeki WiFi vericiler çoğu zaman yetersiz kalıyor. Bu durumda alternatiflere yönelmek zorundasınız.

Odalara daha hızlı WiFi bağlantısı götürmenin birinci yolu daha güçlü antenlere sahip modemler kullanmaktan geçiyor. Ancak ben bunu pratik bulmadım. Çünkü halen kalın duvarları aşıp Faraday kafesi etkisinden kurtulması mümkün değil. Tam tersi 3 kat altınızdaki komşunuza da WiFi sinyalini çok daha güçlü ulaştırmış oluyorsunuz. Bunun yerine her odaya birebir erişebilecek bir çözüm tercih ettim. Elektrik prizleri üzerinden interneti taşımak kolay ve pratik bir çözüm. Bu konuda farklı firmaların farklı çözümleri var. Elektrik prizine takacağınız küçük bir adaptör sayesinde internet bağlantısını ister kablolu isterseniz WiFi çoğaltıcı olarak farklı odalara dağıtmanız mümkün. Bu adaptörlerin kimisi üzerinde Ethernet girişi bulunurken kimileri hem Ethernet kablosuna çıkış veriyor hem de WiFi çoğaltıcı olarak vazife görüyor. Ayrıca bazılarında elektrik prizini halen kullanmaya devam edebilmeniz için priz bölümü de var.

Ancak bu aparatlar bile bazen sıkıntı çıkarabiliyor. Bu yüzden mecburen TV kutusuna kablo çekmek gerekti. Standart ethernet kabloları yuvarlak ve ev içerisinde güzel görünmüyor. Kablo saklama yolları maalesef Türkiye’deki birçok evde bulunmuyor. Bunun yerine flat yani düz ethernet kablolarını tercih edebilirsiniz. Bu kablolar hem farklı renklerde bulunuyor hem de yassı yapıları sayesinde ortamda kendilerini çok fazla hissettirmiyorlar.

Ev ağında dikkat edeceğiniz bir diğer önemli husus da merkezi bir depolama birimi oluşturmak. Günümüzde uygun fiyatlı pek çok NAS yani doğrudan ağa bağlanabilen depolama diskleri bulunuyor. Bu sayede evdeki tüm cihazlar için yedekleme ve medya dosyalarına erişme özelliği kazandırmış oluyorsunuz.
Ev ağının güvenliği ve cihazların kontrolü bir sonraki köşemizin konusu olacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yerli ve milli teknoloji 25 Mayıs 2019