EUR/USD 1’e mi gidiyor?
BİST 100 endeksi 1.5 yılın, Alman DAX ve Amerikan S&P 500 endeksleri tüm zamanların zirvesine çıktılar. Bu gelişmelere rağmen, yatırımcıların gözü kulağı dolar ve petroldeki hareketlerde. Petroldeki serbest düşüş devam ediyor. Günlük bazda yüzde 2-3’lük düşüşler norm haline geldi. Amerikan yatırım bankası Morgan Stanley, brent petrolün 43 dolara kadar düşebileceğini düşünüyor. Suudi kaynaklar 60 doların taban olacağını söylüyor. Fiyatın bu bölgenin altında kalıcı olacağını beklemiyorlar. Görünen o ki, Suudi Arabistan fiyatı 3-6 ay 60-70 dolar bölgesinde tutmak istiyor. Tabii bu bölgeyi ortalama fiyat olarak değerlendirmek lazım.
Enerji ürünlerinin ağırlığını oluşturduğu emtia endekslerinde de satış baskısı sürüyor. Petrol dengesini bulmadan, diğer emtialar yükseliş trendine başlayamaz. Son günlerde altındaki hareket dikkat çekiyor. Hisse senetlerine yönelik beklentiler yüksekken, enflasyon beklentileri düşerken, altın eski günlerine dönebilir mi? Hadi ‘‘Japonya Merkez Bankası’na (JMB), Avrupa Merkez Bankası (AMB) da katılacağı için, altın 1200 dolarda tutunuyor’’ diyelim. Değerli metaller tahvil alım programlarından hoşlanırlar yorumunu da ekleyelim. Peki doların önünde hiçbir şeyin duramayacağı düşünülürken, altın ve diğer emtialara yönelik olarak nasıl pozitif bir beklenti içinde olunabilir? Altındaki yükselişler tepki hareketi olarak değerlendirilebilir.
Japonya Merkez Bankası tahvil alım programına iki yıl önce başladığında USD/JPY paritesi 77 idi. Geçen hafta 120’nin üzerine çıktı. Japon Yeni’nde yaklaşık yüzde 50’lik değer kaybı var. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi ‘‘Uç opsiyonlar masanın üzerinde’’ vurgusunu yaptığında, EUR/USD 1.40 civarındaydı. Bu hafta 1.2250’ye kadar düştü. Eurodaki değer kaybı yüzde 14 civarında. Japonya’dan feyzalırsak, euronun daha düşecek yeri varmış gibi gözüküyor. Bazı kurumsal yatırımcılar EUR/USD’da 1.15 hedefli opsiyonlara talep gösteriyor. Kritik nokta; EUR/USD’ın 1.15-1.20 bölgesinde zaman geçirdikten sonra, bir kademe daha aşağıya inip inmeyeceğidir. Diğer bir deyişle, 1.15’in altında kalıcı olup olmayacağıdır. Şu aşamada en az Fed’in politikası kadar önemli olan AMB’nin bir sonraki adımıdır. Kurum bilançosunu genişletmek istiyor. Euro bölgesinde 2015’in ilk çeyreğinde devlet tahvillerini içeren bir tahvil alım programı açıklanabilir. AMB yılbaşından itibaren toplantılarını altı haftada bir yapacak. Buna göre 2015’in ilk toplantısı 22 Ocak’ta yapılacak. İkinci toplantı 5 Mart’ta olacak. Euro bölgesindeki bankalar, bu hafta repo operasyonu kapsamında Merkez Bankası’ndan aldıkları paranın bir kısmını geri ödüyorlar. Diğer programlarda bugüne kadar başarı sağlanmadı. AMB’nin bilançosu bırakın genişlemeyi, aksine küçülüyor. Hal böyleyken, devlet tahvillerinin açıklanması konusunda kurumun üzerindeki ‘‘22 Ocak’’ baskısı artabilir. Beş mart tarihi geç olabilir.
EUR/USD üzerine senaryolar yazarken, Fed tarafına da bakmak gerekiyor. Fed’in gelecek haftaki toplantısında, tahvil alım programının bitişiyle ilk faiz artırımı arasındaki süreyi belirtmek için kullanılan ‘‘kayda değer bir zaman’’ ifadesinin kaldıracağı düşünülüyor. Bu da faiz artırım beklentilerini artırır. Gerçi Fed üyesi Lockhart bu hafta, kayda değer bir zaman ifadesinin kaldırılması konusunda bir acelesinin olmadığını ifade etti. Lockhart 2015’te oy verme hakkına sahip oluyor. Fed üyelerinin kafasının karışık olduğu görülüyor. Cleveland Fed; enerji fiyatlarını içeren enflasyon oranının, çekirdek enflasyon oranı için iyi bir öncü gösterge olduğunu söylüyor. Buna göre, çekirdek enflasyonun önümüzdeki aylarda daha da düşebileceği belirtiliyor. Geçen hafta yayımlanan ABD istihdam raporunda, ortalama saatlik ücretlerde artış vardı. Yine de, büyük resimden bakılırsa, ortalama ücretlerin hala yerlerde süründüğü görülür. Ücretler istenen hızda artmıyorsa, enflasyon beklentileri her geçen gün düşüyorsa, Fed nasıl faiz artırabilir?
Kur savaşları da tam gaz devam ediyor. Savaşı Japonya başlattı. Avrupa da aynı yolda ilerliyor. Çin’in bu savaşa girdiğine dair emareler var. Yuan 1.5 aydır dolar karşısında düşüyor. Bu düşüş devam ederse Fed rahatsız olabilir. Yuan değer kaybetsin. Çin malları ucuzlasın. Amerika bir bakıma dezenflasyon ithal etsin. Ücret artış hızındaki zayıflık ve enerji fiyatlarındaki çöküşün üzerine, Çin riski ortaya çıksın. Amerikan ekonomisi o kadar da güçlü değil. Sadece Amerika faizleri artsın, sadece dolar güçlensin. Böyle tek taraflı bir piyasa olamaz. Özellikle Çin faktörü senaryolara girerse, Fed’in tepkisiz kalmayacağını düşünüyorum. Rüzgar dolar lehine esiyor olabilir. Ancak Fed’in ne kadar güçlü bir oyuncu olduğunu unutmayalım.