Euro dağılır mı?

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Cenk Erdal / Yatırım Finansman

Son aylarda yatırımcıların kafasını kurcalayan en önemli soru, Avrupa Para Birliği'nin - yani Euro'nun - yaşamaya devam edip etmeyeceği, eğer etmeyecekse de nasıl ve ne şekilde dağılacağı.  Hatta öyle gözüküyor ki Yunanistan ve benzeri sorunlu ülkelerin kreditörlerini rahatlatan gerekli önlemleri alamamaları durumunda 2012 yılının da en önemli sorularından biri bu olacak.

Tarih boyunca birçok kur bloğunun dağıldığı bilinen bir gerçek : 1991-1993 yılları arasında kullanılan ve Sovyetler Birliği'nin çöküşü ile sonu gelen ruble bölgesi, 1979'da Irlanda'nın Avrupa Para Birliğine Britanya olmadan girmesi sonucu terk edilen sterlin birliği, daha eskilere gidersek de 1873 de kurulan ve 1. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle birlikte 1914'de dağılan İskandinavya parasal birliği önümüzde duran başarısız örnekler.  Sermaye piyasalarının günümüzdeki kadar gelişmediği dönemlerde imparatorlukların çöküşü ve savaşlar ile ilişkilendirebileceğimiz bu vakalar, ticari entegrasyonu son derece yüksek, bankacılık ve ödeme sistemleri birbirine göbekten bağlı Euro bölgesi için emsal teşkil edemeyecek kadar önemsiz; şu anda sorunsuz olarak çalıştığı gözlenen Türkiye - KKTC lira birliği ya da ABD - Panama dolar birliği ise boyut olarak güncel durumla ilişkilendirilemeyecek kadar küçük kalıyor.

Euro bölgesi içerisindeki çekirdek ülkelerin parasal birliğin maliyetlerinden kaçınma ya da çevre ülkelerin bağımsız para politikaları ve kur rejimlerinin nimetlerinden faydalanmak için Avrupa Para Birliği'ni terk etmesi ya da diğer üye devletler tarafından çıkmaya zorlanması ihtimalleri düşük de olsa göz ardı edilemeyecek kadar önemli.  Liderler olası bir çözülmenin politik ve ekonomik sonuçlarını değerlendirirken, merkez bankaları böyle bir durumda hangi para birimini kullanabileceklerini, şirketler de olası maliyetleri hesaplamaya başladılar bile.  Böyle bir durumda kritik faktörlerden belki de en önemlisi, özellikle zayıf bir ülkenin Euro'dan çıkartılması durumunda bunun gizlice ve bir gecede yapılması gerekliliği.  Aksi takdirde zaten ekonomik göstergeleri hali hazırda pek de parlak olmayan söz konusu ülke vatandaşlarının bankalara hücum ederek Euro mevduatlarını (değer kaybedeceği kesin olan drahmi ya da benzeri bir para ile değiştirilmeden önce) çekmeye çalışarak mevcut sıkıntılara bir de batık banka sorunlarını eklemesi işten bile değil.  Euro'nun 1999 yılında elektronik olarak işlem görmeye başlamasının ardından lojistik işlemlerin tamamlanıp fiziksel bir para birimi olarak kullanılması için yıllar geçmesi gerektiği göz önünde alındığında, tersi bir dönüşümde de tüm finansal piyasaların ve bankaların bir süre için kapalı kalması gerekeceğini tahmin etmek de güç değil.

Euro bölgesinden çıkartılmaya zorlanan bir ülkenin uzun bir süre devalüasyon, yüksek enflasyon, yüksek faiz ve sonucunda temerrütler ve iflaslarla uzun bir süre boğuşmak zorunda kalacağı; güçlü çekirdek ülkelerin de bu zayıf ülkelerdeki iflaslar ve azalan ticaret yüzünden oldukça yüksek bedeller ödemek zorunda kalacakları göz önünde bulundurulduğunda olası bir Euro bölgesi dağılmasını engellemek için tüm Avrupa Parasal Birliği üyelerinin - hatta küresel bir durgunluktan payını almak istemeyen diğer ülkelerin de - ellerinden geleni yapacakları açık.  Sonuç olarak ihracatının %46'sı Euro bölgesine olan Türkiye'nin de kabusu olabilecek böyle bir dağılmayı mevcut şartlar altında beklememekle birlikte, bu küçük fakat öldürücü riski almak istemeyen yatırımcılarımıza kendilerini EUR/USD paritesindeki şok düşüşlere karşı koruyacak türev enstürmanları kullanmalarını tavsiye ediyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017