Euro çok güvenilir bir para mıdır?
Avrupa Merkez Bankası geçtiğimiz hafta yaptığı toplantıda kısa vadeli faiz oranlarını değiştirmemiş; kurumun başkanı ise tahvil alımlarına devam edeceklerini söylemiş ve Euro'nun çok güvenilir bir para birimi olduğu iddia etmiş. İçinde bulunduğumuz koşullarda Sayın Trichet'in daha farklı şeyler söylemesini beklemiyoruz, ancak finansal piyasalardaki kanaatin değişken ve kendi çıkarlarına bağımlı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle her iki kesimin de orta vadeli bir bakış açısı ile objektif olamadığını biliyoruz ve soruyoruz Euro ne kadar güvenilir bir paradır? İtibarı belirleyen kriterler nelerdir?..
Herhangi bir paranın ne kadar güvenilir olduğunu saptamak için tek bir kritere bakmak sağlıklı bir sonuç vermez. Eğer Eoru'nun değerini geçmişte yaşanmış dalgalanmalara bakarak, dolar ve Japon yeni ile mukayese ederek saptamaya çalışırsanız yanılabilirsiniz. Zira Euro'nun çok güvenilir bir para olduğu kanaatine ulaşabilirsiniz. Euro, 1999 yılı başında doğru, kredi krizine kadar olan dönemde hep değerlendi, itibarlı bir görünüm sergiledi. Dolar ve yen gibi borçlanmak için en uygun para birimi olmadı. Avrupa Birilği'nde Euro kullanan ekonomiler, ABD ve Japonya'dan daha iyi performans gösterdiği için değil, Avrupa Merkez Bankası daha ilkeli olduğu ve aktif kalitesini diğerlerine göre pek bozmadığı için böyle bir sonuç ortaya çıktı. Kötüler arasında daha az kötü olanın güvenilebilir olduğunu iddia etmek tutarlı bir görüntü sergilemiyor.
2008 yılına kadar olan dönemde Avrupa Merkez Bankası ile finansal piyasalar arasında herhangi bir porbelm yoktu, fakat son altı ayda durum değişti. Mali sistem likidite verilmesini yeterli bulmayıp sorunlu menkulleri satın alma yönünde zorlamaya başlayınca işler değişti. Euro bölgesi ekonomilerinin kirli çamaşırları ortalığa döküldükçe kanaatler değişti. Sorunlu bir ekonominin Merkez Bankası itibarlı kalamazdı. Bir ekonomi uzmanlık alanlarında rekabet gücünü kaybedecek, faaliyet gelirleri eriyecek, artan sorunlu krediler mali sektörünü yıpratacak, kamu kesiminde bütçe açığı büyürken borç yükü artacak ama Merkez Bankası itibarını koruyacağım diye genel ilkeli tavrında ısrarlı edecek! Bu olmaz, birileri veya piyasa söz konusu Merkez Bankası'nı yapmak istemediklerini yapmaya zorlar ve sonuçta itibar kaybı kaçınılmazdır; ya yapılması istenen şeyleri geç yaptığı veya yapıyormuş gibi göründüğü için ya da kontrolü kaybederek piyasa tarafından yönlendirilen hale geldiği için... Siyasilerin geçmişte yaptığı büyük hatalar eğer yapısal soruna dönüşmüş ise Merkez Bankası'nın özerk olması anlamını kaybeder; zor durumda kalan mali sistem finansal piyasaları kullanarak canını kurtarmaya çalışır ve öncelikle Merkez Bankası'na yüklenir.
Trichet iyi bir Merkez Bankacı'dır fakat bu Euro'nun güvenliği olduğu veya öyle kalacağı anlamına gelmez. Eğer Avrupalı siyasiler ve bankacılar geçmişte ciddi hatalar yapmış iseler Merkez Bankası, çıkardığı para ve yönetim yıpranır, başka bir deyişle harcanır. Hastalıklı bir sistemi ve sürdürülebilir olmayan eğilimleri desteklemek zorunda kalır, aktif kalitesi bozulur, çıkardığı paranın değeri düşer, eninde sonunda enflasyona dönüşerek refah düzeyini geriletir. Gerçekleri gizleyip beklentiler yolu ile piyasaları manipule ederek bu süreç yavaşlatılabilir, ancak engellenemez. Bu süreçte siyasi iradedeki tutarsızlıklar tüm kurumsal yapıyı çürütür, toplumu yozlaştırır. Günü kurtarırken sorunların biçim değiştirmesi işin özünü farkıl kılmaz. Almanlar bir kaç kez yaşadıkları için bu kötü gidişe direnmeleri normaldir!.. Bu kısır döngü kendi kendini besler ve içbir şey eskisi gibi olmaz ve daha kötüye gider. Bu süreçten kaçınmanın tek yolu kısa vadeli hesap yapmamaktan, sorunları küçükken teşhis edip maliyeti ne olursa olsun çözmekten ve bunun için topluma karşı dürüst olmaktan geçer. Görece güçlü olanların etki alanına girilir ve gerçekler halktan gizlenir ise gelişmelerin kontrolden çıkması ve louan sorunların insanlığı tüketmesi kaçınılmazdır.
Eğer kimsenin almak istemediği tahvilleri Avrupa Merkez Bankası almak zorunda kalıyorsa bundan sonrasının kontrolü imkânsız gibidir. Euro güvenilir bir para olmaktan artan bir hızla uzaklaşacaktır. Avrupa Merkez Bankası Başkanı da seçkin bankacılar gibi ketum olacak, gerçekleri toplumla paylaşmayacak, kurban olmayı kabullenecek ve ısrarla Euro'nun güvenilir bir para olduğu nakaratını tekrarlamak zorunda kalacaktır. İleride emekli olduğunda belki anılarını yazar, daha sonraki nesillerin benzer hatalar yapmaması veya yapılmasına göz yummaması için gerçekleri kâğıda döker...
Ödemeler sistemi için Merkez Bankası'na yüklenmek bindiği dalı kesmektir. Günü kurtarmak adına sorunların ağırlaşımsanı ıdesteklemek de öyledir. Fakat şartlar kısa vadeli bakış açısını zorladığında bugün olduğu gibi bu dramatik hataların hepsi yapılır. Zira denize düşen yılana sarılır, ama orta vadede kurtulamaz. Belirsizlik ve kırılganlık arttıkça kötüler arasından daha az kötü olanı güvenilir saymak gerçeği dışlamak ve kendimizi aldatmaktır...