Euro Bölgesi'nde sular durulmuyor

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Euro Bölgesi'nde yaşanan finansal deprem fırtınası, küresel düzeyde belirsizlik ve kırılganlığı artırıyor; riskten kaçınmaya sebep olan güvensizlik telafi edilemeyecek düzeyleri zorluyor. Sorunların kökenine inmeden günü kurtarmaya çalışmak yönündeki genel anlayış artık işe yaramıyor. Bu genel tablo küresel dengelerle birlikte Türkiye ekonomisini de etkiliyor; Yunanistan'a ilişkin gelişmeler nedeniyle iyimser olmaya çalışan veya bu havayı pazarlamaya çalışanlar İtalya'dan gelen haberlerle sarsılıyor. Euro cinsi yatırımlardan kaçınma eğilimi güçlendikçe gelişmeleri kontrol altında tutmak mümkün olamayacak gibi görünüyor.

Eğer Euro Bölgesi'nde yaşanan sıkıntıların bazı ekonomilerdeki kamu kaynaklı dengesizlik ve sorunlardan kaynaklandığını düşünüyor iseniz yaşanan gelişmeleri anlamakta zorlanabilirsiniz. Zira Avrupa'da yetkililerin dibi delik havuzu onarmadan doldurmaya çalıştığını farkedemez, israfın boyutunu ve gelecekte yaratacağı maliyetleri öngöremezsiniz. İster sorunlu, isterse sorunsuz olsun Euro Bölgesi mali sisteminde ciddi sorunlar var ve bu durum düzelmeden sorunların daha da ağırlaşmasını, bulaşıcılığın büyümesini önlemek mümkün değil. Söz konusu mali sistemde kredi kalitesinin olumsuzlaşması ve özkaynaklarının süratle erimesine rağmen daha fazla risk almaya zorlanması sıkıntı yaratıyor.

Yunanistan'ın durumu bilindiği halde, Avrupalı bankalar görece yüksek değerden bunları teminat olarak kabul etmeye zorlanıyor. Bu yaklaşım güvensizliği büyütüyor ve sorunlu ülke riskini azaltarak özkaynak erimesini  azaltam yönünde bir çaba ile herkes kendi başının çaresine bakmaya çalışıyor; ya söz konusu riskler portföyden çıkarılıyor ya da olası kayıpları önlemek adına sigortalanıyor, her iki durumda da sorunlu veya sorunlu olabilecek ekonomi kağıtları satış yiyor, varlık değerleri erir iken risk primleri yükseliyor. Risk priminde yaşanan ani yükselişler ise riskten kaçınma eğilimini güçlendiriyor ve AB yetkililerinin çabalarını sabote ediyor. Görüntü olarak Yunanistan'a ilişkin beklentileri düzeltmeye çalışır iken olumsuzluğun diğer ekonomilere sıçraması engellenemiyor. İtalyan Maliye Bakanı'nın durumuna ilişkin gelişmeler ise yaşanan olumsuzluğun bahanesi oluyor.

Bu aşamada sormak gerekiyor. Avrupalılar bu açmazın farkında değil mi? Neden kendi ayaklarına kurşun sıkıyorlar?.. Mevcut koşullar altında sorunlar çözülemeyecek kadar büyük olduğu için sadece beklentileri yönlendirmeye çalışıyorlar ve bunu da beceremiyorlar. Euro Bölgesi'nde bazı ekonomilerin durumu daha iyiymiş gibi görünmüş ve öyle görünmeye devam ediyor olabilir, fakat bu doğru değil; sorunsuzmuş gibi görünenlerin sorunlu olanları finanse ettiği hesaba katılır ise gerçekler daha iyi algılanabilir.

Bir tarafın borçlarını ödemekte sıkıntısı var ise diğerlerinin de aynı skıntıyı alacaklarını tahsil etmekte ve aktif kalitesini korumakta yaşadığı kesin!.. Euro bölgesinde borç-alacak zinciri çatırdıyor, swap zinciri yama tutmuyor. Bu genel durum yalnız söz konusu bölgeyi değil, başta Türkiye olmak üzere tüm küresel dengeleri de etkileyecek gibi görünüyor. Son üç yılda yaşananlar Avrupalılar'ın mevcut durumlarını koruma konusundaki tavırlarına rağmen başarılı olamadıklarına işaret ediyor.

Euro Bölgesi'nin ekonomik olarak daralması, mali sistemde özkaynakların erimesi gibi eğilimler Türkiye için alarm niteliği taşıyor. En önemli ihracat pazarı ve en önemli dış finansman kaynağındaki olumsuzluklar bizi de etkileyecek. Ortaya çıkan olumsuz yansımanın yıkıcı olmasını engellemek üzere kapsamlı ve acil müdahaleler gerekecek. Aksini iddia etmek ya basiretsizlik ya da çaresizlik anlamına gelecek!.. Cari açık ve finansman konusu ne yaparsak yapalım canımızı yakacak ve başımızı ağrıtacak...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar