Et, süt, yem ve kanatlı sektörünün geleceği...
Son 15 yılını Çin'de, Asya'da tarım ve hayvancılığı araştırmakla geçiren John Rich, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) adına Türkiye et ve süt piyasasını inceledi.
Çalışmanın sonuçlarını, "Türkiye Et ve Süt Piyasası ve Uygulanan Politikalar" başlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nda düzenlenen Tarımın Finansmanı Çalıştayı'nda sundu.
Dışarıdan bir gözle hayvancılığı 4 temel eksende ele alan John Rich, et, süt, yem ve kanatlı sektörünü hem üretici hem de sanayi ve dış ticaret açısından inceledi. Rich'in araştırmasına göre bu 4 sektördeki genel görünüm şöyle:
1- Kırmızı Et: Sığır eti üretimi büyük ölçüde süt hayvancılığından elde ediliyor. Et ve süt fiyatındaki dalgalanmaya bağlı olarak hayvan kesimi yapılıyor. Kırmızı et, süt ve kümes hayvanları üretim maliyetlerinin yüzde 55-65'ini yem oluşturuyor. Kırmızı et piyasasında büyüme önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Kırmızı et pazarı 2014-2020 arasında yaklaşık yüzde 13 büyüyecek ve pazarın büyüklüğü 2020 yılında 39 milyar liraya ulaşacak. 2013 yılında kişi başına 13.3 kilo olan kırmızı et tüketiminin 2020 yılına kadar 17 kiloya ulaşması bekleniyor. Kırmızı ette temel sorunların başında yüksek yem fiyatı, et kaçakçılığı, hayvan hastalıkları, verim düşüklüğü ve ithalatla ilgili düzenlemeler var. Kırmızı et sanayi pazarın büyümesi ile daha büyük bir gelişme yaşayacak.
2- Süt Ürünleri: Büyüyen ve son derece rekabetçi bir yapıya sahip olan Türk süt pazarı kalite ve maliyet sorunları ile karşı karşıya. Üretim maliyetinde yemin çok büyük payı var. Süt piyasası 2014-2020 arasında yaklaşık yüzde 13 büyüyecek ve pazar hacmi 2020 yılında 24.3 milyar liraya ulaşması bekleniyor. 2013 yılında kişi başına 42 kilogram olan süt tüketimi, 2020 yılına kadar 63 kilogramı aşacak. Süt piyasasında mandıraların ve doğrudan satıcıların payı yüksek. Verimlilik düşük ve kalite ile ilgili sorunlar yaşanıyor. Tüketicinin sağlık konusunda endişeleri var. Mevsimsel üretim etkili. Sanayi açısından bakıldığında 5 yıl önce süt ve süt ürünleri ihraç edilmiyordu. Şimdi Ortadoğu'ya ihracat yapılıyor. Sanayiciler hem iç pazarda hem ihracatta satışlarını artırmak için fırsat kolluyor. Avrupa Birliği, Ortadoğu ülkeleri ve Rusya Federasyonu süt ve süt ürünleri ihracatında hedef pazarlar.
3- Kanatlı Sektörü: Türk kanatlı sektörü, güçlü ve büyüyen; ihracat fırsatlarını değerlendiren bir yapıda gelişiyor. Sanayisi güçlü ve piyasada 20-25 oyuncu var.Yurtiçi kanatlı pazarı 2014-2020 arasında yaklaşık yüzde 12 büyüyerek 2020 yılında 15.3 milyar liralık bir hacme ulaşacak. Kişi başına 19.2 kilogram olan kanatlı eti tüketiminin 2020 yılına kadar 26.3 kilograma ulaşması bekleniyor. Et ve sütte olduğu gibi kanatlıda da en önemli sorun yüksek yem fiyatları. Sanayileşmiş üretime bağlı olarak yüksek derecede bir rekabet yaşanıyor. Rusya, AB ve diğer coğrafyalara ihracat fırsatları var. İhracat hacminde 2020 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 10 büyüme bekleniyor. İhracatta katma değerli ürünlerin payının artması ile ihracat değeri artacak.
4-Yem sektörü: Et, süt ve kanatlı sektöründe beklenen büyümeye bağlı olarak yem sektöründe de bir konsolidasyon ve büyüme bekleniyor. Türkiye'de yem talebinin 2014-2020 arasında yüzde 6 civarında büyüyeceği tahmin ediliyor. Tamamen serbest piyasa egemen. Kapasite fazlası var. Bayi marjları yüksek. Kaba yem üretimi sınırlı ve daha çok ithalata bağımlılık yağlı tohum proteinlerine talebi artırıyor. Doğal mera alanlarının azalıyor olması, önemli sorunlar olarak dikkat çekiyor.
John Rich et, süt, kanatlı ve yem konusundaki bu tespitlerden sonra şu değerlendirmeyi yapıyor: "Türkiye'nin hayvancılıkta çok önemli bir potansiyeli var. Fakat bu potansiyel yeterince değerlendirilemiyor. Bunun temel nedenlerinden birisi de bu alanlarda finansman sorunlarının yaşanması. Devlet destekleri yanlış ellere gidiyor. En azından devletin hedeflediği kişilere gitmiyor. Doğru politikalarla bu yanlıştan dönülebilir. Bunun için uzun ve orta vadeli programlarla, hedeflerle sağlanması mümkün. Kısa vadeli günlük politikalarla sorunlar çözülemez, daha da büyür. 2010 Nisan ayına kadar kırmızı ette kapalı bir pazar vardı. Kırmızı et piyasası bu tarihten sonra ithalata açıldı. Gümrük vergileri çok sık değiştirildi. Çok hareketli ve karmaşık bir politika uygularsanız sektöre zarar verirsiniz. Çok net ve sade bir politikaya ihtiyaç var.
Kırmızı et, süt ve hayvancılığın diğer alanlarında iyi çalışan bir izleme sistemi yok. İyi bir izleme sistemi oluşturulsa et kaçakçılığı, hayvan hastalıkları, hayvan hareketleri kontrol altına alınabilir."
Özetle, birçok soruna rağmen 2020 yılına kadar et, süt, kanatlı ve yem sektöründe büyüme bekleniyor. Bu büyümeyi sağlayacak kapsamlı bir yapılanmaya, orta ve uzun vadeli politikaya ihtiyaç var.