Et, süt ve ekmek Bakan Çelik’i isyan ettirdi
Göreve gelir gelmez temel besin maddelerine ilişkin gerek çiftçiyi koruyan gerekse de tüketicinin mağduriyetini önleyecek adımlar atan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, sektör temsilcileriyle aldığı kararların uygulanmaması üzerine isyan etti.
Türkiye’de gelenektir. Bakan değişince tarım politikası da sil baştan değişir. Devlet politikası olmadığı için gelen bakan aynı partiden de olsa kendi politikasını, kendi atadığı bürokratlarla uygular.
Ahmet Davutoğlu’nun 24 Kasım 2015’te kurduğu 64. Hükümet'te, Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı olan Faruk Çelik, bu göreve geldikten sonra bakanlığın üst düzey bürokratlarının neredeyse tamamını görevden aldı. Çelik, Türkiye’de en uzun süre Tarım Bakanlığı yapan Mehdi Eker’in 10 yıllık dönemindeki birçok uygulamayı değiştireceğinin sinyalini verdi. Sektör temsilcileriyle ve katılımcı bir anlayışla tarım politikasını yürüteceğini belirten Faruk Çelik, aldığı kararlarda buna özen gösterdi. Ancak, sektör temsilcilerinin ortak görüşü ile alınan kararların uygulanmaması Bakan Faruk Çelik’i isyan ettirdi. Çelik, bu isyanını Bakanlığın Adana’da yapılan Akdeniz Bölgesi Ortak Akıl Toplantısı’nda şöyle dile getirdi: “Bu kararları aldıktan sonra kimsenin keyfi olarak hareket etme hakkı yok. Ya gelip beraber bu kararı almayacaktık ya da aldığımız bu karara uyacağız. Başka yolu yok bu işin. Çocuk oyuncağı değil bu, 78 milyonun hukukunu koruyoruz, hakkını korumak için yola çıkmışız.”
Tepe yönetim tarımın dışından oluştu
Bakan Faruk Çelik’in tarım sektörünün dışından gelmesi kimine göre avantaj kimine göre ise dezavantaj olarak değerlendirildi. Bakan Yardımcılığına getirilen Mehmet Daniş’in avukat olması, Bakanlık Müsteşarlığı görevine ise İş-Kur Genel Müdürü Dr. Nusret Yazıcı’nın atanması ile Bakanlığın tepe yönetimi ilk kez tarım sektörünün dışından gelen isimlerden oluştu. Ayrıca, bakanlıkta birçok genel müdür görevden alındı. Yerlerine atama da yapılmadı. Bakan Faruk Çelik, göreve geldiğinden beri, sektör temsilcileriyle çok sık bir araya geliyor. Bölgesel toplantılar yapıyor. Alınan kararları sektör temsilcileriyle birlikte kamuoyuna açıklıyor. Ancak alınan kararlara uyulmaması Bakan Çelik’i de sonunda isyan ettirdi.
Et ve süt kurumu devre dışı kaldı
Şu günlerde en çok sorunun yaşandığı hayvancılıkta özellikle de et ve sütte piyasayı düzenlemekle görevlendirilen Et ve Süt Kurumu devre dışı kaldı. İlk olarak 1952 yılında kurulan ve uzun yıllar et sektöründe piyasayı düzenleme görevini yerine getiren, ülke hayvancılığının gelişmesinde büyük katkı sağlayan Et ve Balık Kurumu 1992’de özelleştirme kapsamına alınarak adeta yağmalandı. Kurumun et kombinalarının çoğu ya satıldı ya kapatıldı veya bedelsiz olarak başka kurumlara devredildi. Böylece piyasa düzenleme görevi sona erdi. 2005 yılında AKP hükümeti döneminde kalan birkaç kombina ile özelleştirme kapsamından çıkarılarak yeniden canlandırıldı. Mehdi Eker’in bakanlığı döneminde, 2013 yılında ise adı Et ve Süt Kurumu olarak değiştirildi. Avrupa Birliği’ndeki müdahale kurumları gibi et ve sütte piyasaya müdahale edecek şekilde organize edildi. Ancak süt konusunda hiçbir çalışma yapılmazken ette ise ithalat ofisi gibi çalıştırıldı.Bakanlar Kurulu kararları ile sıfır gümrükle et ithalat yetkisi verilen Et ve Süt Kurumu ithalatla piyasaya müdahale etti. Ayrıca, sözleşmeli üretimle iç piyasada üretimi artırmak ve üreticiyi koruma görevini yerine getirmeye çalıştı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik göreve geldikten sonra Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Kasım Piral görevden alındı ve yerine yeni atama yapılmadı. Bakan, sektör temsilcileriyle görüşerek ette ilk kez tavan fiyat eskilerin deyimi ile narh uygulamasına geçti. Böylece Et ve Süt Kurumu ile piyasaya müdahale seçeneği büyük oranda devre dışı kaldı.
Ette tavan, sütte referans fiyat delindi
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, göreve geldiğinden bu yana sektör temsilcileri ile sık sık bir araya geliyor. Üreticiden sanayiciye, tüccardan son tüketiciye kadar her kesimin temsilcilerini dinliyor. Sektör temsilcilerinin hepsi bakanlıktaki değişimi “bu bakan bizi dinliyor” diye özetliyor. Eski Bakan Mehdi Eker, tarım sektörünü en iyi kendisinin bildiğini düşünür ve bildiğini okurdu. Faruk Çelik ise sektör temsilcilerini dinliyor. Fakat sektör temsilcileri kendisini pek dinlemiyor. Alınan kararlar uygulanmıyor. Çiğ sütte ve kırmızı ette Bakan Faruk Çelik’le birlikte alınan kararlar kısa sürede delindi, uygulanmadı.
Çiğ sütte kriz büyüyor
Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği çiğ süt referans fiyatı 1 Temmuz 2014’ten bu yana litre başına 1 lira 15 kuruş.Alınan karar gereği 1 Temmuz 2016’ya kadar da aynı fiyat geçerli olacaktı. Çiğ süt üreticileri iki yıl çiğ süt fiyatının sabit olmasını eleştirirken bu yılın başında süt sanayicileri sabit olan referans fiyatı da aşağı çekmeye başladı. Gıda, Tarım ve hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in katılımı ile süt sanayicileri, çiğ süt üreticileri bir kaç kez bir araya geldi. Çiğ sütü alarak süt tozu yapan sanayicilere ton başına verilen süt tozu desteğinin 3 bin liradan 4 bin liraya çıkarılması kararlaştırıldı. Bu desteğin ön şartı olarak ise sanayicilerin çiğ sütün litresini 1 lira 15 kuruş yani referans fiyattan alınması olarak belirlendi. Fakat, Bakan Çelik ile yapılan toplantıda bunu kabul eden süt sanayicileri bir hafta geçmeden çiğ süt fiyatını 1 liranın altına çekti. Gerekçe olarak dünyada artan süt tozu fiyatı ve ihracatın azalması gösterildi.
Bakan Çelik süt sanayicilerini uyardı
Çiğ süt fiyatının düşürülmesine tepki gösteren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, süt sanayicileri ve Ulusal Süt Konseyi ile bir araya geldiklerini, sütün fiyatını 1 lira 15 kuruş olarak belirlediklerini belirterek, “Bazı bölgelerden aracılar kullanarak düşük fiyat alındığını söylediler. Hatta, ‘Süt tozuna bir destek verirseniz, biz bu fazlalığı süt tozuna dönüştürürüz’ dediler. Biz de 4 bin lira destek verdik. Bu 4 bin lirayı bugün 4 bin 500 liraya çıkardık. Alın süt tozuna dönüştürün, zaten talebiniz de buydu. Bu üreticinin ümidini kırmaya dönük adımlar atmayın, günlük düşünmeyin. O hayvan kesildiği zaman yarın senin kurduğun sanayi tesisinin hiçbir anlamı yok. Bugün 3 kuruşun peşine düşersen, verdiğin söze rağmen, düzenlemelere rağmen sen hala piyasada yanlış bir oyuncu olarak hareket edersen arkadaş, bakınız kendi geleceğinle ilgili de durumu sıkıntıya sokuyorsun” diyerek tepki gösterdi.
Süt tozunu devlet veya üretici üretmeli
Yapılan toplantılarda alınan kararlara rağmen çiğ süt fiyatının düşürülmesi bakanlığın politikaları uygulama konusundaki gücünü zayıfl attı. Süt tozu üretimi konusunda Mehdi Eker’in bakanlığı döneminde başlayan yanlışlık Faruk Çelik tarafından da sürdürülüyor. Çiğ sütte gerçekten arz fazlası varsa bunun Et ve Süt Kurumu tarafından alınarak süt tozuna dönüştürülmesi ve bu yolla piyasanın düzenlenmesi gerekiyor. Et ve Süt Kurumu bunu yapamaz deniliyorsa o zaman müdahale kurumu olarak kalmasının bir anlamı yok. Kaldı ki, süt tozu desteği Tire Süt Kooperatifi gibi bölgesinde güçlü hayvancılık kooperatifl erine verilerek üreticilerin arz fazlası sütü alınarak süt tozu yapılabilir. Mevcut uygulamada, üreticiden süt almayan, fiyat düşüren sanayiciye süt tozu desteği verilerek üreticinin ve devletin piyasada etkinliği, gücü zayıfl atılıyor. Böyle olunca alınan kararlara sanayiciler uymuyor ve fiyatı aşağı çekiyor. Bunun sonucunda sütten para kazanamayan üretici ineğini kesiyor. İneklerin kesilmesi ile hayvan varlığı azalıyor ve kırmızı ette kriz yaşanıyor. 2008’de başlayan kriz çiğ süt fiyatının düşürülmesi ve 1 milyondan fazla ineğin kesilmesi ile başlamıştı. Yıllar geçti ve o krizden hala çıkılamadı.
Ette tavan fiyat isyanı
Çiğ sütte olduğu gibi ette de sektör temsilcileriyle bir dizi toplantı yapan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, yine Et ve Süt Kurumu’nu devre dışı bırakarak tavan fiyat uygulanacağını açıkladı. Yağsız karkas et fiyatının kilo başına 23.1 lira,yağlı karkas etin kilosunun 21.8 lira, kıymanın satış fiyatının kilo başına 32 lira, kuşbaşının kilogram fiyatının ise en fazla 34 lira olması kararlaştırıldı. Kamuoyuna “sektör temsilcilerinin ortak görüşü” olarak Bakan Faruk Çelik tarafından kameraların önünde açıklanan kararın üzerinden 24 saat geçmeden, kasaplar, perakendeciler bu tavan fiyatın uygulanamayacağını ilan etti. Bakan Çelik, alınan kararlara uyulmamasına Adana’daki bölge toplantısında isyan etti. Çelik şunları söyledi: “Bu kararları aldıktan sonra kimsenin keyfi olarak hareket etme hakkı yok. Ya gelip beraber bu kararı almayacaktık ya da aldığımız bu karara uyacağız. Başka yolu yok bu işin. Çocuk oyuncağı değil bu, 78 milyonun hukukunu koruyoruz, hakkını korumak için yola çıkmışız.”
İthalatla fiyat düşürmek kolay
Kırmızı ette tavan fiyat uygulamasının delinmesine tepki gösteren Bakan Faruk Çelik, Adana’da yapılan Akdeniz Bölgesi Ortak Akıl Toplantısı’nda kırmızı ette fiyatların düşürülmesine yönelik çok kolay bir çözüm olan ithalat enstrümanının ellerinde olduğunu belirterek, “Bazı yasal düzenlemeleri yapıyoruz. İstediğimiz kadar et ithalatı yapabilme imkanı elimizde var. Peki doğru mu? Bunu açıkça paylaşıyoruz, kamuoyu ile kasaplarımız ile besicilerimiz ile bütün taraftar ile paylaştık. Bu doğru değil. Dışarıda daha ucuz var diye ithalatı eğer bir çıkış yolu olarak görürsek o zaman içerdeki hayvan varlığımızın tehlikeye gireceğini hepimizin bilmesi gerekiyor” dedi.
İthalat yapılmayacaksa yetki süresi neden uzatıldı?
Kırmızı ette fiyatı düşürmek için et ithalatını sürekli gündemde tutan eski Bakan Mehdi Eker’in aksine yeni Bakan Faruk Çelik, ithalatın çözüm olmadığını, besiciye, yerli üretime zarar vereceğini her platformda dile getiriyor. Bu nedenle ithalat yerine tavan fiyat uygulanacağını ilan etti. Ancak tavan fiyat uygulaması başlarken bir yandan da Bakanlar Kurulu kararı ile geçen yıl 31 Aralık 2015 tarihine kadar Et ve Süt Kurumu’na sıfır gümrükle verilen karkas et ithalat yetkisinin süresi 31 Aralık 2016’ya kadar uzatılması kafaları karıştırdı. Tavan fiyat uygulaması başarısız olursa hemen ithalat devreye girecek. Çiğ sütte olduğu gibi kırmızı ette de bakanlığın sektör temsilcileriyle ortaklaşa aldığı karar uygulanmamış olacak. Böyle bir başlangıç, Bakan Faruk Çelik’in bundan sonraki çalışmalarda, kararlarda işini daha da zorlaştıracak.
Çelik’ten, “Kafaya koydum mu yaparım” resti
Ekmek fiyatlarıyla ilgili kararlılıklarının süreceğini bildiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Soruyorum, fındık ne kadar? 9 lira. Rafta ne kadar? 40 lira. Ağaca mı çıktın arkadaş, eline çalı mı battı, ayağına bir şey mi battı? Nereden geliyor bu 30 liralık kar? Bunları sorgulama dönemi içerisindeyiz. Beni bilen de bilir, kafaya koyduk mu yaparız, şakası yok bu işin. Onun için fırınlara buradan sesleniyorum, arkadaş senin işletme hatanı vatandaşa fatura etme. ‘Bin tane ekmek üretiyorum’ diye bir şey olamaz. Bin-bin 500 ekmek üretenle 5 bin ekmek üreten arasında maliyet açısından fark yok. Aynı unsurlar çalışıyor. Kendi işletme hatanı millete fatura ediyorsun, bu yanlış. Maliyetin varsa getir, ‘Sayın bakanım 61 kuruş artı şu giderler de var’ de, başım gözüm üstüme ama onu diyemiyorsun. Kendinden kaynaklı sıkıntıdan dolayı vatandaşın sofrasına niye el uzatıyorsun? Bu yanlış bir şey. 2-3 fırın bir araya gelin, çıkış yolu bulun. Bu konudaki kararlılığımızı sürdüreceğiz.”
Ekmek fiyatına da isyan etti
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’i isyan ettiren bir başka gelişme ise ekmek zammı oldu. Çelik, 250 gramlık standart 5-10 bin ekmek üreten yerlerde 1 ekmeğin maliyetinin 61 kuruşu geçmediğini, bu nedenle 40 ilde fiyatın 75-80 kuruş olduğunu dile getirerek, “Şimdi bunun maliyeti bu olduğuna göre 40 ilde de 75-80 kuruşa satıldığına göre arkadaş sen neye göre 1 liraya satıyorsun? Serbest piyasa. Böyle bir serbest piyasa, zulme dönüşen serbest piyasa, vatandaşı hiçe sayan serbest piyasa olur mu?” diyerek isyanını dile getirdi.