Estonya tehlikesi

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

2010 Güney Afrika Dünya Kupası'na sayılı günler kala eleme grubundaki mücadelemiz olanca gerginliğiyle devam ediyor. İspanya'nın gruptaki tüm ülkelere uzak yapmasıyla Bosna-Hersek ile bizim aramızdaki çekişmeden ibaret kalan gruba cumartesi/çarşamba mesaisinde oynayacağımız Estonya ve Bosna maçlarıyla devam edilecek. Klasmanda 4 puan ve bir basamak üzerimizde bulunan Bosna Hersek'i yakalayabilmek için oynayacağımız iki maçı da kazanmalı ve ay-yıldızlı formaya yeni bir ivme kazandırmalıyız. Buraya kadar her şey normal. Ancak bu iki maçlı programın beni bu yazıyı yazmaya iten anormal etkileri de var ki, bu etkiler bir anda rotamızı Güney Afrika'dan şaşırtabilir.

Gördüğüm ya da atmosferden süzdüğüm kadarıyla, ay-yıldızlı ekipte tüm dikkatler ve planlar deplasmandaki Bosna maçı üzerine kuruluyor. Bu da Estonya maçına dair "Ne yapar eder kazanırız" şeklinde bir hava oluşmasına yol açıyor. Oysa oyun kurgusu itibariyle Estonya, "Bizi fıtık etme" potansiyeline sahip bir takım. İlk maçtaki 0-0'lık beraberliğimizi göz önüne alır ve teknik direktör Tarmo Rüütli'nin kendi evinde bile millilerimize karşı beşli defans bloğu kurduğunu hatırlarsak, cumartesi gecesi karşımıza çıkacak etten duvara hazırlıklı olmamız gerekir. Kâğıt üzerinde iki kanat bekinin hücumlarda orta alana destek vermesine dayalı 5-4-1 sistemini uygulayan Estonya, bizim gibi rakiplere karşı beklerini neredeyse bölgelerine çakıyor. Son oynadıkları dostluk maçında onları Brezilya'ya karşı izleme fırsatımız oldu. Son dönemde yarattıkları defans kalabalığına, "topa sert oyun" silahını da eklediklerini endişe ile fark ettik. Sosyal ve kültürel benzerlikler taşıdığımız Brezilya'nın milli futbolcuları Estonya'yı belki yarı sahalarına hapsettiler ama rakiplerinin set ve bıktırıcı oyun tarzından da epey etkilendiler. Neticede 10 sarı kartın çıktığı maçı Brezilya 1-0 kazanmayı başardı ama futbolu sanat olarak gören sambacıların zorunluluklar dışında bir daha Estonya ile karşılaşmak isteyebileceğine hiç ihtimal vermiyorum. Şimdi Estonya'nın bize karşı da benzer bir oyun sistemini deneyeceğini kabul edersek, hem millilerimizin hem de tribünlerin "sabır taşı" olmasını gerektirecek bir maç oynayacağız demektir. Buna bir de ligimizin mevcut gol profilini, başka bir deyişle yerli golcülerin formsuzluğunu eklersek fark yaratabilecek oyuncularımıza fazlasıyla ihtiyacımız olacağı açık. Ancak Arda, Emre, Tuncay gibi silahlarımızın aynı zamanda "maç içinde provoke edilebilir" oyuncular olması "rakiple uğraşma" tehlikesini de doğuruyor. Bu yüzden maç öncesi iyi bir mental hazırlık evresi geçirmek şart. İkiye birler, kanat varyasyonları, uzaktan şutlar… Hepsi denenmeli. Maçın 42 yaşındaki Norveçli hakemi Tommy Skjerven, sertliğe fazla prim tanımayan ve kart standardı oturmuş bir hakem olarak tanınıyor. Skjerven'in adilane bir yönetim göstermesi durumunda Estonya'nın başvuracağı iki silahtan biri olan "sert futbol" kendiliğinden pasifize olur. Geriye sadece kale önüne kurulacak set kalır ki, milli takımımız şimdiye kadar bu tür maçlarda zorlansa da çoğunlukla golü bulmayı başardı. Belki golün gelişi ikinci yarının ortalarına hatta son on dakikaya sarkabilir ama tribünlerdeki coşku ve inancın bitiş düdüğüne kadar sona ermemesi şart. Erken homurdanmaların sahadaki takımı da etkileyeceği hiç unutulmamalı. Tabii ay-yıldızlılarımızın bulacağı erken bir gol tüm maçın seyrini değiştirir ve yukarıda yazdığımız tezleri hükümsüz kılar ki, bizim için en güzel senaryo da bu olur.

Kıyım erken başladı

Turkcell Süper Lig'de oynadığı 3 maçtan da puansız ayrılan Denizlispor, teknik direktör Erhan Altın'ın görevine son verdi. Böylece Denizlispor, 2009/10 sezonunda Turkcell Süper Lig'de teknik direktörlük değişikliğine giden ilk kulüp oldu. Ligde üst üste alınan kötü sonuçların ardından Erhan Altın'ın görevine son veren Denizlispor yönetimi, takımı 2005-2006 sezonunda da çalıştıran Nurullah Sağlam'ı tekrar hocalığa getirdi. Geçtiğimiz gün antrenman öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan Denizlispor Genel Menajeri Özkan Çetin, "Yönetim, gün içinde yaptığı görüşmelerde Nurullah Hoca ile kesin anlaşma sağladı" derken, takımı da Sağlam'ın yardımcısı Hindal Gündüz'ün çalıştırdığı öğrenildi. Hatırlanacağı gibi Nurullah Sağlam Denizlispor'un başındayken ligin son maçında Fenerbahçe ile 1-1 berabere kalarak ligde kalmış ve rakibini şampiyonluktan etmişti.

Olay adam konuştu

Beşiktaş TV'ye röportaj veren Tabata, kendisinin kurtarıcı olarak görülmesinin yanlış olduğunu takım olarak başarının yakalandığını belirtti. Takım arkadaşlarının kendisini çok iyi karşıladığını söyleyen Tabata, "Adaptasyon dönemini atlattım. Arkadaşlarımla hızlı bir şekilde kaynaşacağım. Takımdaki Brezilyalı oyuncular bana yardımcı oluyorlar. Onların sayesinde ilerleyen günlerde daha çok şey öğreneceğim" dedi.Gaziantepspor'daki performansını Beşiktaş'ta yukarıya taşımak istediğini belirten Tabata, Brezilya'dayken zaten büyük bir takım için oynuyordum. Şimdi benim için bu yarışın tekrar başladığını biliyorum. En büyük amacım tekrar kendimi gösterip büyük bir takıma gitmekti. Bunu da başardım. Şimdi daha iyisini yapmak için uğraşacağım" şeklinde konuştu.

Galatasaray ile oynanacak karşılaşmaya kadar hazır olacağını vurgulayan Tabata, "Bu tür maçlar, her futbolcunun hayatında yaşamak istediği maçlardır. Bana da böyle bir şans gelirse bunu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışacağım" dedi.

İtalyan olmak zor

Brezilya doğumlu Amauri'nin, 2010 Dünya Kupası'na İtalya Milli Takımı ile gitme hayalleri hüzünle sonuçlanabilir. 10 gün önce çıkan haberlerde, Amauri'nin birkaç gün içerisinde İtalyan pasaportu alacağı belirtilmişti. Ancak 8 Ağustos'ta yürürlüğe giren yeni göçmenlik yasalarına göre Brezilyalı oyuncu, yeniden bir vatandaşlık başvurusu yapmak durumunda kalacak. Bu işlemin de 6 ay kadar sürmesi bekleniyor. Normalde Amauri'nin karısı 3 Mart'ta İtalyan vatandaşlığına geçtiği için, Brezilyalı futbolcunun da eşinden altı ay sonra vatandaşlık alma hakkı doğmuştu. Ancak yeni yasaya göre bu süre iki seneye çıkartıldı. Eğer çiftin çocukları olursa, bu zaman zarfı 1 seneye iniyor. Bu da demek oluyor ki, Amauri'nin vatandaşlığı 3 Mart 2010 tarihinde onaylanabilecek ve Brezilyalı oyuncu, diğer formalite işlemler için de birkaç hafta beklemek durumunda kalacak. Bu tarihe kadar da Marcello Lippi, Güney Afrika'ya gidecek oyuncuları kadroya çağırmış ve hatta hazırlıklara başlamış olacağı için; Amauri'nin, İtalya Milli Takım forması giymesi oldukça zor gözüküyor.

Twente son dakikayı bekledi

Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi'ndeki rakibi Twente, transferin son gününde oldukça hareketli saatler yaşayan takımlardan biri oldu. Hollanda temsilcisi Hoffenheim'dan 21 yaşındaki Brezilyalı oyuncu Wellington'u kiraladı. AEK'nın 22 yaşındaki orta saha oyuncusu Perparim Hetemaj'ı da Youssouf Hersi karşılığında renklerine bağlayan Twente, Championship takımlarından Sheffield United'da forma giyen David Carney'i de transfer ederek orta sahasına güç kattı.

Bu yaz Arnautovic ve Elijero Elia'yı kaybeden Twente'de teknik direktör Steve McClaren'in son dakikada yapılan bu transferlerden bir hayli memnun olduğu belirtildi. Twente, Avrupa Ligi'ndeki ilk maçında 17 Eylül'de İstanbul'da Fenerbahçe ile karşı karşıya gelecek.

Edu'dan kesin dönüş

Uzun süreli sakatlığı sonrası Fenerbahçe'den zorunlu bir şekilde ayrılan Brezilyalı defans oyuncusu Eduardo Luis Abonízio de Souza (Edu) futbol yaşantısına ülkesinde devam edecek gibi gözüküyor. Brezilya basınında yer alan haberlere göre Edu'nun abisi ve aynı zamanda menajeri Renato Abonizio Sociedade Esportiva, Palmeiras kulübüyle oyuncunun transferi konusunda her türlü anlaşma sağladı.

Santos kulübünün de Edu Dracena için birtakım girişimlerde bulunduğu fakat 28 yaşındaki oyuncu için Palmeiras kulübünün hamlelerinin daha etkili olduğu öğrenildi. Kısa bir süre içinde Palmeiras'ın Edu Dracena transferini resmen açıklaması bekleniyor. Geçtiğimiz sezon Nisan ayında sakatlık sebebiyle bir operasyon geçiren Edu'nun sözleşmesini Fenerbahçe yabancı kontenjanında yaşadığı sorun sebebiyle 6 aylığında dondurmak zorunda kalmış ve Brezilyalı futbolcu Türkiye'den ayrılırken Fenerbahçe yönetimine kızgınlığını dile getirmişti.

Ne maç ama: Arjantin-Brezilya

Barcelona'nın yıldızı Lionel Messi, Arjantin Milli Takımı'nda Brezilya'yı yenecek gücün fazlasıyla mevcut olduğunu söyleyerek, cumartesi karşılaşacakları ezeli rakiplerine gözdağı verdi. Brezilya'nın da çok iyi oyunculara sahip olduğunu söyleyen Messi, "Biz de çok iyi bir takımız, bence Brezilya'yı rahatlıkla yeneriz" diye konuştu.

Arjantin'in başarısı için ter döktüğünü söyleyen Barcelona'lı süperstar, "Biz ne için oynadığımızı biliyoruz. Umarım takımım ve benim için güzel bir maç olur" dedi. Brezilya'nın kontra ataklarla etkili olmak isteyeceğini söyleyen genç oyuncu, "Onlar nasıl oynamaları gerektiğini çok iyi biliyorlar, ama biz kendi oyunumuzu oynamaya konsantre olmalıyız" şeklinde konuştu. Maçın kendi memleketi Rosario'da oynanacağını hatırlayan Messi, "Büyüdüğüm şehre gideceğim için çok mutluyum. Oradaki taraftarlar da ateşli olacaktır, çünkü milli takımımız uzun zamandır Rosario'da maç yapmıyordu" dedi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016