Esnaftan durgunluk yakınması
Ülkemizde farklı sektörlerde ve farklı merkezlerdeki esnaftan son dönemde "Durgunluk yakınmaları" alıyoruz. Esnafların bağlı olduğu örgüt yöneticileri de üyelerinin durumlarıyla ilgili çeşitli olumsuzlukları dile getiriyorlar. Ekonomi yönetiminin bu durumu değerlendirip, alınabilecek önlemleri saptayarak, hayata geçirmesi gerekir. Ticaretin kılcal damarlarını oluşturan esnafın sıkıntısı ekonomik yaşamımız açısından çok önemlidir.
Esnaflar ve esnaf örgütleri yöneticileri yaptıkları açıklamalarında sözbirliği etmişcesine durgunluktan yakınıyorlar. TESK Başkanı Bendevi Palandöken, piyasada para sıkıntısı olduğunu belirterek, "Paranın olmaması esnafın ödeme zorluğuna neden oluyor" değerlendirmesini yapıyor. 2012 yılının 6. ayından bu yana piyasadaki durgunluğun sürdüğünü belirtirken, çözüm süreciyle birlikte Güneydoğu Anadolu'da biraz canlama yaşanmaya başlandığını terörün son bulmasıyla bunun daha da artacağına inandığını söylüyor.
ASO Başkanı Özdebir, Kredilerden büyük firmaların yararlandığını küçük firmaların ancak, bankaların faktoring şirketlerinden ancak, yüzde 18-22'ye varan faiz oranlarıyla kredi kullanabildiklerini söylüyor. Bu krediyi kullanan şirketlerin durumunu "Bu devirde zor kar eden şirketlerin bu faizleri ödemeleri mümkün değil, bu da birikimli olarak firmaları daha sıkıntılı hale sokuyor" diye değerlendiriyor. TOBB'un verilerine göre 2013 yılı Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre kapanan şirket sayısında yüzde 37 artış olduğunun altını çiziyor.
Arkadaşımız Özlem Ermiş Beyhan'ın "Esnafın keyfi yok" başlıklı haberinde de İstanbul ticaretinin önemli merkezleri Osmanbey, Rami ve Kapalıçarşı esnafının durgunluktan yakındıklarını belirtiyor. Osmanbey esnafı ağırlıklı olarak Arap turistlerin geldiğini onların da ucuz alışverişten yana oldukların açıklıyorlar. Kapalıçarşı esnafı da Ortadoğulu turistlerin düşük harcama yaptıklarından şikayet ederlerken, krizin vurduğu Avrupalı iyi harcayan turistlerin sayılarında önemli azalma olduğunu, umutlarının cruise gemileriyle gelen turistlere ve kongre turizmiyle gelenlere bağlı olduğunu açıklıyorlar. Gıda toptancılarının yer aldığı Rami esnafı da 7 gün 22'ye kadar açık kent içindeki marketlerin ve hemen her sokaktaki indirimli marketlerin çarşılarında alışverişi çok azalttığını açıklıyorlar. Yılbaşından bu yana durgunluk yaşadıklarını belirtirlerken gıda sağlığı haberlerinin ve son GDO'lu pirinç haberlerinin de piyasalarını etkilediğinin altını çiziyorlar. Son haberin yerli pirince talebi artırdığını belirtiyorlar.
İstanbul'daki durumla ilgili bu bilgilerin yanı sıra Anadolu esnafının durgunluk yakınmaları da açıklamalarında dile geliyor. İş'le buluşmalar Muğla toplantısına katılan Bordum esnafları da bir yandan Muğla'nın büyük şehir olmasının kendileri için olumsuzluk yaratabileceği korkusunu dile getirdiler. Bir yandan da durgunluk nedeniyle bazı esnafın kentlerini terk ederek Antalya gibi merkezlere göç etmeye başladığını belirttiler. 20 yıllık esnaf olduğunu belirten bir Bodrumlu, "Bu dönemde kar etmekten ziyade, durumumu nasıl koruyabilirim düşüncesindeyim. Çevremde işlerini terk eden esnaf arkadaşları gördükçe tek düşüncem, durumumu koruyabilmek oluyor" dedi.
Esnafların durgunluktan tedirginliklerinin ve kepenk indirmelerinin arttığı dönemlerde bunun sağlıklı olabilmesi, yeni ve daha güçlü yeni kuruluşların piyasaya girmesiyle mümkün olabilir. Bu gelişme oluyorsa, eskiyen kurumlar sistem dışına çıkarken, yerlerine daha güçlü ve çağdaş kuruluşlar geliyor demektir. Eğer aksi bir durum varsa, "Kahraman esnaf, süper marketlere yeni düşüyor" demektir.
Hangi gelişme gündemdeyse ekonomi yönetiminin bunu iyi saptaması ona uygun önlemler alması gerekir. Eğer çağ dışı kalan bir yapı içindeki esnaf sistem dışına çıkıyorsa, bunun fazla olumsuzluk yaratmaması ve dönüşümün en az zararla olması için gereken önlemler alınmalıdır. Yenilenen yapıda yer alan firmaların üretim, rekabet ve sağlıklı yola devamlarının sistemi oluşturulmalıdır.