Eşleşme

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

 

 

 

 

"İnsanlar fırsatları bekler, fırsatlar da insanları. Beklemeyen ve kazanan 'mazeret' ve 'çok laf' olur."
Organize Sanayi Bölgeleri Derneği'nin Genel Kurulu'nu takip ederken aklıma takıldı.
"Türk atasözü müdür acaba?" diye!

***

Binlerce kez duymuşsunuzdur...
"Üreten firmalarımız yabancılarla rekabet edebilmeli.
Sadece iç piyasayla kalmayıp, dış piyasalarda da bir şeyler yapabilmeli.
Bunun için Ar-Ge'ye ağırlık vermeli ve ürünlerinde farklılık yaratabilmeli.
Bu alanlarda gelişmesi için, üretim maliyetlerini aşağı çekebilmeli.
Fırsatları sezebilmeli, o fırsatların üzerine gidebilmeli.
Sürece ve değişime adapte olamayan, fırsatları göremeyen, fırsatları görüp değerlendirmeye cesaret edemeyen, teknolojiye açık olmayan, muhafazakar yapıda o kadar çok firmaya sahibiz ki. O firmalar da sisteme çekilebilmeli..."

***

OSBDER Genel Kurulu'nda üretime, ihracata, istihdama, bütçeye katkı sağlayan 40'a yakın üretici sorunlar ve fırsatları anlattı.
Sadece anlatmakla kalınmadı, çözüm ve uygulama için yapılabilecekler de masaya yatırıldı.
Sadece onunla da kalınmadı, örneğin sanayi bölgelerinde üretim yapanların kullandığı enerjinin maliyetini düşürebilmek adına kömür sahalarının ihalelerine birlikte katılma kararı alınabildi.

***

Başarı hikayelerine sahip işadamlarının fikirlerinin alındığı o yuvarlak masada:
Açık açık konuşuldu...
Özeleştiri yapıldı...
Duayenler arasında, "Şurada yanlış yapıyormuşum" diyen dahi oldu...
"Birbirimizi tanımıyoruz" denildi...
"Yanı başımızdaki fabrikanın ne ürettiğinden bihaberiz" denildi...
"Dünyanın en geri kalmış bölgelerinden gelen heyetlerle yapılan eşleştirmelere koşturarak gidiyoruz ama yanımızdaki fabrikanın ne ürettiğini bir telefon açıp sormaya dahi tenezzül etmiyoruz."denildi...
"Yanı başımızdaki firma hammadde, ara ürün tedarik ettiğimiz yabancılardan çok daha ucuza, çok daha kaliteli üretiyor olabilir" denildi...
"Yıllardır yönetimlerdeyiz, bu işlerle uğraşıyoruz, bugüne kadar nasıl aklımıza gelmedi de, 'yerli firmaların eşleştirilmesi' konusunda adım atmadık?" diye kendini sorgulayanlar dahi oldu...

***

"Arayan bulamaz" derler ama, "Bulan arayandır."
"Kümelenme" kavramı ortaya atıldığında, çok verimli ama uygulanabilir gelmemişti.
Sonra kümelenme modelleri gördük.
Sonra OSTİM'deki savunma kümelenmesi gibi başarı hikayeleri çıkardık ortaya.
"Yerlileri Eşleştirme" düşüncesi,lafta kalınmazsa, kümelenmede ki başarılı yolu izleyecek bir model gibi geldi bana.

***

'İyi fikir' yani.
Bir taşla üç-beş kuşu birden vurma şansı...
Cari açık...Birlikte teknoloji geliştirme...Dış pazarlara birlikte açılma... Maliyet düşürme... Envanter oluşması..

***

Kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını birleştirmekabiliyetine sahip topluluklar olarak biliyoruz dernekleri.
Şikayet ederiz, "Türkiye'de kişi başına 1 dernek düşüyor!" diye...
Şikayet ederiz ama şaşırmayız, tepkisiz kalırız.
Alışkanlığımız oldu şaşırmamak; biraz konuşur, biraz tartışır, sonra kabulleniriz!
Ama merak etmeyin.
Mevcut 88 bin derneğin tamamı değil, sadece 88'i OSBDER modeliyle çalışırsa...
Ve o 88 dernek, Türkiye'yi farklı kılacak, bir iki adım ileri götürecek proje ve fikirler geliştirip, uygulamaya başlarsa...
O zaman başlarız yüksek sesle tepki vermeye, "Bu kadar çok derneğe ne gerek var?" diye!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024