Eşkiya dünyaya hükümdar olmamalı!
Geride bıraktığımız Ağustos ayı, küresel eğilimler açısından belirsizliğin kontrolsüz bir şekilde artmaya başladığı bir dönem oldu. Yaklaşık çeyrek asırdır devam eden sürdürülebilir olmayan eğilimler ve geleneksel olmayan politikalar nedeniyle ağırlaşmış sorunlar, ABD Yönetiminin tek taraflı ve hukuksuz uygulamaları nedeniyle katlanılabilir olmaktan çıkmaya başladı. Bu durum bir yandan ABD’yi yalnızlaşmaya sevk ederken, diğerlerini acil ve ortak alternatif arayışlarına zorlamaya başladı.
ABD’nin müdahale edemeyeceği yeni bir ödemeler sistemi konusundaki ihtiyaç, daha yoğun bir şekilde hissedilir oldu. Ticaret savaşları, İran’a yönelik girişimler, diğer konulardaki yaptırımlar ve tehditler, türetilmiş bahanelere dayalı ve uluslararası hukuku tanımayan kaba güç yanlısı yaklaşımlar bu sonuçta etkili oldu. Fakat ortada oldukça tuhaf bir durum var! Ya ABD’nin haksız taleplerine boyun eğilecek, ya da tüm ekonomilerin telafisi olanaksız ciddi kayıplara katlanmak zorunda kalacağı uzun süreli bir kaos yaşanacak ve ayakta kalanlar çökenin yerine sıfırdan yenisini uzlaşarak kuracak. Başka bir deyişle eskisi çökmeden yenisini devreye sokmak, söylendiği kadar kolay ve maliyetsiz bir iş değil!
İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşturulan yeni düzen konusundaki uzlaşı, büyük bir yıkım sonrasında ve Soğuk Savaş korkusunun çok güçlü olduğu koşullarda mümkün olabilmişti.
Kapitalizmin dişleri törpülenerek etkili düzenlemeler hayata geçirilmiş, yeni bir uluslararası hukuk şekillendirilmiş ve ihtiyaca uygun bir ödemeler sistemi tasarlanmıştı. O günden bu yana köprülerin altından çok sular aktı, değişen koşullar ve farklılaşan ihtiyaçlar nedeniyle yeni düzen hem evrim geçirdi ve hem de yozlaştı. ABD’nin ve Amerikan dolarının, küresel eğilimler üzerindeki belirleyici yıkıcılığı önemli ölçüde arttı; küreselleşme denilen kuralsızlık da ciddi bağımlılıklar yaratıp sorunları ağırlaştırarak, bugünün derin uzlaşmazlıklarının ortaya çıkmasında etkili oldu.
Devasa kırılmalar yaşanmadan, bir şeyleri kalıcı olarak değiştirmek olanaksızlaştı
Mevcut finansal yapı çökmeden ve borç-alacak zincirinde devasa kırılmalar yaşanmadan, bir şeyleri kalıcı olarak değiştirmek nerede ise olanaksızlaştı. Çaresizliğe bağlı olarak yerel paralar ile ticaret konusundaki inisiyatifin güçlenmesi, misillemeler ve Dünya Ticaret Örgütünde davalar yolu ile ABD’nin ticaret savaşı hamlesine cevap verilmesi önemlidir. Fakat bunlar yeni bir düzen ve ödemeler sistemi için kesinlikle yeterli değildir; olsa olsa bir dönemin sonlanmakta olduğunun habercisi niteliğindedir. Küresel eğilimler fiilen yönetilebilir olmaktan çıkmıştır ve uzlaşıya dayalı çözüm olası değildir.
Oldukça sancılı ve uzunca bir süre sonra şekillenecek yeni düzen muhtemelen çok kutuplu olacak. Kayıpları sınırlı tutmak adına, kutuplaşmalar arası koruma kalkanları küresel ticaret hacmini sınırlayacak. Toplam 240 trilyon dolarlık borç yüküne aracılık eden finansal yapı, değişen koşullar ve daralmış ticaret hacmi nedeniyle bu devasa yükü taşıyamayacak. Kaba güç kullanımını içeren tehditlere karşı dayanışmalar şekillenecek, yeni işbirlikleri yeni hukuk anlayışını biçimlendirecek. Planlama ve tasarımların gelişmeler üzerindeki rolü artarken, piyasalarınki kısmen azalacak!
Yeni küresel krizler, hemen yukarıda kısmen özetlediğimiz eğilimlere güç verecek. Kendilerinin çok güçlü olduğu algısını yaratarak herkesi teslimiyete zorlayanlar, isyan dalgası ile karşılaşıp yalnız kaldıklarını fark ettiklerinde hesapları tutmayacak. Çoğunluğun zalimlere olan desteği buharlaşıp, karşı yaptırım uygulayan büyük bir isyana dönüştüğünde gidenleri geri getirmek pek mümkün olamayacak!
Gelişen ekonomiler genelinde son bir ay genelinde yaşanan olumsuzluklar, güçlüyüm ve istediğimi yaparım diyenleri korkutmalı! Zira bu şekilde başlayacak yeni bir küresel kriz, onlara yeni şeyler öğretecek! Sistemik çöküşle birlikte güçlerinin önemli bir kısmı yok olacak; yeni bir düzen tesisi konusunda da çoğunluk onlarla iş birliği yapmamayı tercih edeceği için, küresel gelecek konusunda umdukları oranda söz sahibi olamayacaklar. Bindikleri dalları kesmiş olduklarını kavradıklarında ve diğerlerini teker teker hizaya getiririm derken hizaya girmek zorunda kaldıklarında, yeni düzenin tesisi konusunda tüm uzlaşmazlıklar aşılmış olacak!