Eskişehir 10 kişiydi. Ya Fenerbahçe?

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Eskişehirspor'u bu sezon Bursaspor, Galatasaray ve Fenerbahçe'ye karşı izleme fırsatı buldum. Totalde bu 270 dakikayı değerlendirmemiz gerekirse; Eskişehirspor'un kendince önemli gördüğü maçlara çok iyi konsantre olduğunu, etkili presle birleştirdiği takım savunmasının rakipleri bozduğunu ve ileri uçta Youla'yı defans arkasına kaçırarak çok sayıda pozisyon yakaladığını söyleyebiliriz. Farkındayım bu şekilde süsleyince Eskişehirspor'a Ancelotti'nin Milan'ı muamelesi yapmış oluyoruz ama Fenerbahçe önündeki futbollarında renk benzerliğinden öte bir şeyler de vardı. Kuşkusuz haftalardır anlatmaya çalıştığımız gibi sahada rakiplerin Milan gibi saldırmasının bir numaralı sorumlusu Fenerbahçe'yi yönetenler. Hem idari hem de teknik anlamda…

Eskişehirspor'un sahada 10 kişi kalıp 2-1 geriye düştüğü, üstelik kalesine 20 yaşındaki takımın en tecrübesiz kalecisini geçirmek zorunda kaldığı dakika 30. Buna rağmen sahadaki Fenerbahçe on birinin uzatmalarla birlikte 100 dakika oynanan bu maçta 2 puan kaybetmesi problemin ciddiyetine dair önemli bir done. Geçtiğimiz hafta Bursaspor önündeki farklı galibiyetin ardından "Bu beş golü Samet Aybaba hazırladı" diye yazdık, epey de tepki aldık. Eskişehirspor önündeki tablo her ne kadar haklılığımızı ortaya koymuş olsa da, yaklaşan Arsenal deplasmanını düşünerek eleştirilerimi törpülemek zorunda kalıyorum. Nasıl olsa Fenerbahçe yönetimi rahat bir galibiyetin ardından basını bilgilendirme toplantısı yapacak ve hepimizin aklındaki soruları cevaplayacaktır(!) Maç sonrası pek çok otoritenin Eskişehirspor'a 10 kişilik performansı için methiyeler düzeceğini düşünüyor ve açıkçası bu kalem sahiplerini çok da haksız görmüyorum. Benim dikkat çekmek istediğim nokta "Eskişehirspor 10 kişiydi de Fenerbahçe sahada kaç kişiydi?" sorusunun cevabıdır. Köşe yazısı yazmak sanıldığı kadar interaktif bir meşgale olmadığından sorduğumuz soruyu da kendimiz cevaplandırmak zorundayız. Eskişehir Atatürk Stadyumu'nda benim izlediğim Fenerbahçe kadrosu Alex De Souza'dan ibaretti. Brezilyalı yıldız elinden geldiğince ve nefesi yettiğince takımını mücadelenin içinde tutmaya çalıştı ama 10 kişilik rakip ona çok kalabalık geldi. Fenerbahçe'yi sahada 1 kişi bırakanlar için özeleştiri yapma vakti geldi de geçiyor. Sarı-lacivertli takım bundan sonra oynayacağı 25 maçın tümünü kazansa 88 puan toplar. Elbette bunun gerçekleşme ihtimali imkânsıza yakın. Bu sezon ligde şampiyonluk barajının düşük olacağını öngörsek bile sarı-lacivertli takımın önünde oynanmamış 6 derbi duruyor. 10. haftada karşılaşacak ezeli rakiplerden Galatasaray Fenerbahçe'yi bu halde yakalarsa fena halde canını yakar. Bu da sarı-lacivertli camiada ciddi bir sallantıya yol açar.

Kuddusi Müftüoğlu'nun bu maça atanmasıyla birlikte Fenerbahçe camiasını da bir telaş almıştı. Galatasaray derbisi öncesi sarı kart ceza sınırında olan futbolcuların tehlikede olduğundan tutun da takımın mutlaka eksik kalacağına dair birçok iddia ile itham edilen Müftüoğlu, yönetimiyle boş konuşanların değirmenine su taşımadı. Kötü müydü? Evet. Yanlı mıydı? Hayır. Eskişehirspor'un bilgisayar yardımıyla gol olduğu tespit edilen pozisyonunda da yapacak bir şeyi yoktu. Yardımcısı yerinde olsa belki golü verebilirdi ama 7 santimetrelik tespitin yapılması gerçekten zordu.

Trabzonspor silkindi

Süper Lige fırtına gibi bir başlangıç yapan ve sonrasında inişe geçen, iki haftadır da galibiyete hasret kalan bordo-mavililer İstanbul Büyükşehir Belediye'yi deplasmanda farklı mağlup ederek moral buldu.

Trabzonspor'da teknik direktör Ersun Yanal kadrodaki revizyona devam ediyor. Galatasaray maçında yediği hatalı gollerin ardından eleştiri oklarının hedefi haline gelen Tolga Zengin, geçen hafta olduğu gibi bu hafta da yedek kulübesinde forma bekledi. Uzun uğraşlar sonunda lisans sorunu çözülen Tony Sylva, Gaziantepspor maçından sonra İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında da kaledeki yerini korudu. Sol bekte Cale'nin cezalı olmasından dolayı defans kurgusunda değişikliğe giden Yanal, bu oyuncunun yerine asıl mevki stoper olan Egemen'i sol bek olarak sahaya sürdü. Sahaya hücum ağırlıklı bir kadroyla çıkan Trabzonspor maça daha baskılı başlayan taraf oldu. İlk dakikadan itibaren oyunu rakip yarı alana taşıyarak sağlı sollu ataklar geliştiren bordo-mavili takımda özellikle Gökhan, Umut ve Isaac'in zaman zaman ileriyi üçlediği dikkatlerden kaçmadı. Kalabalık İstanbul Büyükşehir Belediyespor savunmasını kanatlardan açmanın planlarını yapan Trabzonspor; Umut ve Gökhan'ın hava toplarında arzulanan etkinliği gösterememesi sebebiyle kale önünde etkili olamadı. Buna karşılık geliştirdiği kontrataklarda Belediyespor'un çok net fırsatları cömertçe harcadığına tanık olduk. Bu tip bir atağın dönüşünde Tayfun, Trabzonspor adına topu ağlara yollayarak cezayı kesti.

Maçın ikinci yarısında Tjikuzu'nun sahada olduğu ve kenara alındığı bölümleri ayrı ayrı değerlendirmekte fayda var. Zaten 6 eksikle sahaya çıkan Belediyespor'da 63'te Tjikuzu kenara alınınca 76, 83 ve 88'de Trabzonspor'un golleri yağmur gibi geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyespor bu farklı mağlubiyetin sebeplerini öncelikle eksik futbolcularda ve Tjikuzu'suz oynadığı bölümde aramalı. Tabii gol kaçırma yarışına giren forvet ve orta saha elemanlarına da bir çare düşünmek gerekiyor. Trabzonspor ise tam da performans ve puan olarak çakılmak üzereyken silkinip üzerindeki ölü toprağını attı. 12.haftadaki Sivasspor maçına kadar Hacettepe ve Gençlerbirliği ile oynayacak bordo-mavili takım bu periyodu kayıpsız geçebilirse yeniden klasmanda avantajlı duruma geçebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016