”Eski köye yeni adet”
Sivil toplum kuruluşları ile milletvekillerinin konu temelinde çalışma gruplarında biraraya gelmeleri ve üzerinde çalıştıkları konularla ilgili bir uzlaşma zemini oluşturmaları için yaklaşık bir buçuk yıldır yürütülen bir çalışma var. Çalışmanın ilk bölümü, TBMM Ortak Çalışma Grupları (OÇG) olarak adlandırılıyor. İkinci bölümde ise il temelindeki Yerel Forum Ortak Çalışma Grupları oluşturulması ve her ay o ilin milletvekilleriyle hem yerel, hem genel sorunların tartışılacağı platformlarda biraraya gelinmesi öngörülüyor. Bu toplantılarda milletvekillerinin yanı sıra farklı sosyal grupların, sivil toplum kuruluşlarının ve meslek örgütlerinin yetkililerinin bulunması amaçlanıyor. Bu çalışmalar için yola çıkılırken kullanılan slogan, "Eski Köye Yeni Adet" mi? Yanıt da şöyle veriliyor: "Evet, tabii, yepyeni bir gelenek!"
Yerel Forum Ortak Çalışma Grupları oluşturulmasına duyulan ihtiyacın altında biraz da seçenlerle seçilenlerin seçim dönemi dışında pek biraraya gelememesi yatıyor. Bu kopukluğun giderilebilmesi amaçlanıyor. Bu çalışmayı yapanlar, kurulacak diyalog sayesinde "Bir milletvekili, kendisi doğru bulmadığı halde, bir konuda yönetimin istediği doğrultuda elini kaldırırken, o eli biraz titretebilmeliyiz" diye düşünüyor. Bunu sağlamak mümkün olabilir mi, zaman gösterir elbette.
Gelelim son toplantıya... Büyük kentlerde sorunları il bazında masaya yatırmak pek söz konusu olamayacağı için geçen hafta sonu Ankara'da yapılan toplantının konusu "Küresel Kriz ve Türkiye'ye Yansımaları" olarak seçildi. Toplantıya meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarından otuz kadar temsilci ve bir o kadar da üniversite öğrencisi katıldı. Toplantıda, soruları yanıtlamak üzere Meclis'te grubu bulunan dört siyasi partinin birer milletvekili de hazır bulundu.
Sorular şunu gösterdi. Türkiye'nin ekonomide adeta bir görünür gündemi var; bir de sanki ikinci planda kalan, sanki unutulan gündemi. Görünür gündem üstünde tartışma üstüne tartışma yapılıyor, adeta kıyametler kopuyor, örneğin günlerdir IMF ile olan anlaşmazlık irdeleniyor, dış ticarette, sanayide olanlar ele alınıyor. Unutulmuş görünen gündem ise halkın gerçek gündeminden, gerçek sorunlarından oluşuyor. Geniş halk kesimleri, bir anlamda ara katmanı oluşturan sorunlarla ilgilenmiyor, biraz anlaşılmaz buldukları için ilgilenemiyorlar ve adeta "sadede gelin" diyorlar.
Milletvekillerine yöneltilen sorularda da bu düşüncenin izlerini görmek mümkün:
"Küresel kriz ve sonuçları hakkında açıklamalar uzmanların anlayacağı bir dille yapılıyor. Krizin sonuçları işten çıkarmalar dışında günlük hayatımıza nasıl yansıyacak? Fiyatlar, dolar (döviz bile denilmiyor, dikkat), kiralar, işsizlik, yatırımlar gibi alanlarda nasıl sonuçlar göreceğimizi basit bir dille açıklayabilir misiniz?"
"Krizin ortaya çıktığı günden bu yana iktidarın açıkladığı kriz önleyici paketler nelerdir? Bu paketlerden şu ana kadar ne tür geri dönüşler olmuştur? Krizin izlediği yol takip edilerek yeni paketler açıklanacak mı?
"Kriz her açıdan en çok ve en önce kadınları etkiler, bu konuda hükümet ne gibi önlemler aldı, alıyor, alacak?"
"Ekonomik kriz bütün ülkeleri etkilediği gibi ülkemizi de etkilemektedir. Bu dönemde hükümet, esnafından büyük sermaye kesimine kadar tüm sermaye kesimlerini desteklemektedir. Ancak, tüketicilerin alım gücünü artırmaya yönelik hiçbir önlem alınmamaktadır. Ücret ve maaşlara gerçek kenflasyonun altında zam yapılmakta veya hiç yapılmamaktadır."
Sorular ve görüşler bu çerçevede sürüp gitti. Konu ekonomik kriz olunca, sorular da daha çok toplantıya AKP'yi temsilen katılan Aksaray Milletvekili Ruhi Açıkgöz'e yöneltildi. Ancak kabul etmek gerekir ki, Açıkgöz'ün parti ve hükümet görüşü haline gelmemiş konularda, farklı düşünüyor olsa bile bunları açıklaması pek beklenemezdi.
Diğer üç partinin temsilcisine de bu kriz sürecini kendilerinin nasıl yöneteceği soruldu. Doğrusu ne CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz, ne de MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal klasik muhalefet çizgisi dışında somut bir görüş ortaya koyabildi. Ama "Krizde sizin ekonomik politikanız ne olurdu" sorusuna en ilginç yanıtı DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik verdi:
"Bizim iktidar olma gibi bir durumumuz olmadığı için bir ekonomik paket hazırlığımız, planımız da yok."