Eski ezberler bozuluyor!...

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Küresel düzeyde yaşanan gelişmeleri kısa vadeli bir bakış açısıyla izleyenler açısından, piyasalarımızın kapalı olduğu Ramazan Bayramı süresince önemli bir değişiklik olmadı. Euronun başta dolar olmak üzere diğer paralara karşı kısmen güçlendiği, kıymetli metallerdeki satış baskısının bir ölçüde azaldığı, faizlere ilişkin belirsizliklerin azalmadığı, sermaye piyasalarının ise dar bir bant içinde konsolide olduğu gözlendi. Fakat orta-uzun vadeli bir yaklaşımla ve özellikle küresel gündemde ön plana çıkarılmayan dinamiklere baktığımızda, bir şeylerin değişmeye başladığı gözleniyor. En azından Federal Rezerve’nin para politikasına ilişkin söylem değişikliğini, bunun en önemli kanıtlarından biri olarak irdelemek gerekiyor.

Bu yılın başında ABD ekonomisine ilişkin mali uçurumdan endişe edilirken bu gün için çok daha farklı yönde bir hikayenin öncelikle pazarlanıyor olması, ABD ve AB arasında serbest ticaret görüşmelerinde belli mesafeler kat edilmesi, mali sektörün düzenlenmesi ve daha etkin denetimi konusundaki çalışmaların belli bir olgunluğa doğru ilerlemesi, sermayenin durgunlaşmakta olan gelişmekte olan ekonomilere bakış açısının değişmesi gibi gelişmeler ilginç bir tablo oluşturuyor. Bunların bir birinden bağımsız olduğunu ve Federel Rezerve’nin bunları dikkate almadan söylem değiştirdiğini düşünmek için ekonomiden ve piyasadan hiç anlamıyor olmak gerekiyor. Evet, belirsizlik ve kırılganlık artıyor ve birileri de elini belli etmeden ve böyle devam edemeyeceğini dikkate alarak daha radikal bir şeylere hazırlanıyor. Gelişmiş olan ekonomiler durgunluğun derinleşmesini küresel çözüm arayışlarından bağımsız olarak önlemeye çalışıyor ve bu süreçte gelişmekte olanların ufkunun kararması kaçınılmaz olacak gibi görünüyor.

Eğer gelişmiş olanlar gelişmekte olanların olumsuzlaşan kaderine ortak olmak istemiyor iseler ekstra bir şeyler yapmaları gerekiyor. Ve bu konuda ABD başı çekiyor.

Korumacı eğilimler sinsice yükselir iken, küresel ticaret hacminin daralması kaçınılmaz olacak ve riskten kaçınma eğilimi tehlikeli bir şekilde artacak. Bu durumdan öteleyerek kaçınmak ve yıpranmak yerine farklı bir alternatif üzerinde çalışıyor olabilir. Finansal piyasaların böyle bir olasılığı fiyatlama şansının zayıflığı bu aşamada hem bir avantaj hem de dezavantaj olabilecekmiş gibi görünüyor. Bu konudaki farkındalığın artması gelişmelerin evdeki hesabın çarşıya uymasını engelleyebilir. ABD’nin kendi değimi ile büyük Ortadoğu konusunda sergilediği ve sergileyebileceği yaklaşım değişikliklerini bu kapsamda irdelemek gerekebilir.

Her halükarda küresel soruna küresel çözüm ufukta görünmüyor; gelişmiş ekonomiler ile gelişmekte olanların rotası muhtemelen ayrışacak. Özetle söylemek gerekirse herkes kendi başının çaresine bakmaya çalışıyor ve yeni işbirlikleri arıyor. Yabancı kaynağa aşırı bağımlı gelişmekte olan ekonomilere yönelik bakış açısı olumsuzlaşmaya devam ediyor… Kısa vadeli spekülatif yaklaşım sergileyenler ne olup bittiğini anlayamıyor, anlasa da inanmak istemiyor…

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar