Eşitsizlik ve adaletsizliğe kayıtsız kalmanın bedeli ağırdır
Her bakımdan ilginç bir haftayı geride bıraktık ve finansal piyasalar olumsuzlukları görmezden gelmeye devam ederek kötü sınavlar vermeye devam etti. Belli ki bir yıl önce iş dünyasına veda eden büyük bir yatırım bankasının başına gelenlerden hiç ders almamışlar. Aynı hataları yapan diğerlerinin kurtarılmış olması bu sonuçta şimdilik belirleyici olmuş olabilir; fakat böyle devam edemeyeceğini hiç akıllarından çıkarmamaları büyüyen eşitsizlik ve adaletsizliğin kendi sonlarını da hazırladığını bir gün anlayacaklar...
ABD, Çin'den ithal edilen otomobil lastiklerine ek gümrük vergisi koymaya kalkarak korumacı önlemlerin dozunu artırmaya kalkıyor; her türlü korumacılığa karşı olduğunu iddia eden finansal piyasalar durumu görmezden geliyor ve fiyatlamıyor. Ülkemizde büyük bir yayın grubuna haksız bir ceza tahakkuk ettiriliyor, finansal piyasalar kendilerini çok yakından ilgilendiren bu duruma kayıtsız kalmaya devam ediyor; kendi varlık sebebi olan eşitlik ve adaletten yana tavır alamıyor; bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın tavrını sürdürüyor ve sustukça sıranın bir gün kendisine de geleceğini görmüyor. Yine aynı kesim AB müzakere süreci masalına kendini öyle kaptırmış ki gördüklerine inanamıyor. Belli ki ülkemiz olağandışı durumlara hazır değil ve sorumlu davranış sergileyemiyor. İstanbul da yaşanan afet ve sonrasındaki yağma manzaraları onları çok şaşırtıyor, sanki bu tabloda kendi katkıları yokmuş gibi!..
Birileri sorabilir, ne yapmalarını bekliyorsun? Demokrasi ve serbest piyasa anlayışında çelişkiye, adaletsizliğe, çifte standarda ve sorumsuzluğa yer yoktur. Bunların olduğu yerde finansal kurumlar ve piyasalar yaşayamaz. Finansal kurum ve piyasaların olumsuzluklara verebileceği tepki riskten kaçınma yönünde olmak zorundadır ve bunu yapamıyorlar ise zaten yok olma mahkumiyetini kabullenmişler demektir! Lehman Brothers'un batışından alınamayan ders budur, zira aynı yanlışları yapan diğerlerinin kurtarılmış olması algılama hatalarını beraberinde getirmiştir. Finansal kurum ve piyasalar bugün için dümeni kilitlemiş ve kontrolden çıkmış bir gemi gibi adeta parçalanacağı veya karaya oturacağı günü beklemektedir fakat bu gerçeği kabullenemediği için hayal dünyasında kaybolmuştur...
Eşitsizlik ve adaletsizliğe tepki vermemelerini bir kenara bıraksak bile durum pek iç açıcı görünmemektedir, aklın yerini varlığı koruma içgüdüsü alınca kendi uzmanlık alanlarındaki sorunları bile göremez hale gelmişlerdir. Küresel piyasaları yönlendiren ABD merkezli gelişmelere baktığımızda ciddi tuhaflıklar dikkat çekmeye başlamıştır. Amerikan doları diğer paralara karşı değer kaybediyor, hisse senetleri düşük hacimle sınırlıda olsa yükseliyor fakat devlet tahvillerinde garip eğilimler yaşanıyor; bir süredir yüzde 3,50-3,80 bandında dalgalanan 10 yıl vadeli devlet tahvilinin getirisi haftayı yüzde 3,35'ten kapatıyor. Bu süreçte altınında yükseldiğini unutmamak gerekiyor. Bu eğilimler arasında bir çelişki var, yada en az birisi yapay yönlendirildiği için ters yönde gidiyor.
Eğer dolar güçleniyor, altın geriliyor iken hisse senetleri ve tahviller değerlense idi bir iç çelişki olmazdı; dolar cinsi yatırım yapma isteği artıyor ve sistemik risk azalıyor derdik, dolar bazındaki sabit ve değişken getirili menkullerin birlikte yükselmesi normal karşılanması gereken bir durum olurdu. Ancak durum farklı, doların değer kaybetmesi dolar cinsi yatırım yapma isteğinin azaldığına işaret ediyor ve buna paralel altının yükselmesi genel olumsuzluğu, başka bir deyişle sistemik risk artışını teyit ediyor. Bu koşullarda dolarda kalanların en riskli ürünlerden daha az risklilere doğru kayması başka bir deyişle ABD devlet tahvillerine ilgi duymasıda olağan dışı sayılmaz. Sürpriz kısmende olsa gerilemesi gereken hisse senetlerinin yükseliyor veya yüksek düzeyini koruyor olması. Belli ki yatırımcılar hisse sentelerinde nimet-külfet dengesinin iyice bozulduğunu düşünüyorlar. Hâl böyle olunca sormak gerekiyor, hisse senetleri niye yükseliyor veya yüksek düzeyini koruyor? Diğer küresel piyasalarda bunu izleyerek benzer tavır sergiliyor? Bu insanlar akıllarını mı kaybetti, yoksa herkesi aptal yerine koyma tavrından gereken dersi hâlâ alamadılar mı?..
ABD hisse senetlerindeki durum ömrünü tamamlamak üzere olan bir spekülatif eğiliminin son aşaması olabilir; Federal Reserve aşırı bağımlı mali sektörün sistemik risk arşıtını kamufle etmek için yapmaya mecbur kaldığı bir manipulasyon olabilir. Veya ABD'de korumacı eğilimlerin güçleneceği yönündeki beklentilere göre pozisyon alan yeni girişimlerin etkisi bu görüntüye katkı yapmış olabilir; zira Çin'le ABD arasında çıkacak bir ticaret savaşının nasıl sonlanacağını ve sürecin küresel dengeleri nasıl etkileyeceğini öngörmek pek mümkün görünmüyor!.. Hangisi olur ise olsun durumun iyi gitmediği, eşitsizlik ve adaletsizliğin arttığı, yaşananlardan ders alınmadığı kesin. ABD'deki eğilimleri taklit edenlerin ise tuzağa düşmeleri, ava giderken avlanmaları olasılığı oldukça yüksek. Bu kısır döngünün içinde yer alanlar ve risk almayı tavsiye edenler de güven vermiyor, sistemik risk bu nedenle artıyor.
Lehman Brothers başkalarını taklit ettiği, almaması gereken riskleri aldığı için battı. Diğerlerinin etkili ve yetkili kişi veya kurumlara güvenerek aynı yanlışı yapmaya devam etmesi sonucu değiştirmeyecek. Ne ekerlerse onu biçecekler ve sıra onlara da gelecek, güvendikleri kurumların itibar kaybına sebep oldukları için, yanlış yapanlar ödüllendirildiği için, eşitsizlik ve adaletsizlik arttığı için sonuç değişmeyecek.