Eşitlik için çözüm birbirimizi ‘duymak ve dinlemek’

Sürdürülebilirliğin sosyal boyutu, ekonomik ve çevresel gelişim için anahtar nitelikte. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları No:5 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için bizi çalışmaya davet ediyor. Amaç 5.1. kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü ayrımcılığın her yerde sona erdirilmesi.

Kadınlar ve kız çocukları dünya nüfusunun yüzde 50'sini oluşturuyor. Ancak ne yazık ki tüm dünyada hala yaygın olarak yaşanan eşitsizlikler toplumsal ilerlemeleri engelliyor. Amaç 5.5. kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayatına karar verme süreçlerine tam ve etkin bir biçimde katılımlarının ve kadınlara karar verme mekanizmalarında, her düzeyde lider olabilmeleri için eşit fırsatlar tanınmasının güvence altına alınması.

‘Geleceğin Kadın Liderleri’

Türkiye’de genç kadınların iş hayatına daha donanımlı katılabilmeleri amacıyla KAGİDER ve Sanofi Türkiye 14 yıl önce Geleceğin Kadın Liderleri (GKL) programına başladı. 6 Mart 2014 günü gerçekleşen GKL İlham Buluşmaları, üç farklı tema ile bizlere çağrıda bulundu: Ön Yargıları Kır, Sınırları Aş, Umut Ol. Buluşmada programdan mezun olan genç kadınlar ilham dolu hikayelerini paylaştı. Proje kapsamında 2011’den bugüne 1750 genç kadın mezun olup sertifika aldı. Mezunların %92’si profesyonel hayatlarına devam ediyor. Yatırımın Sosyal Dönüşü (SROI) raporu, Geleceğin Kadın Liderleri Programı’na yapılan yatırımların 6 katı bir etkiyle topluma katkı sağladığını ortaya koydu.

Yönetimde kadın sayısını çoğaltmak yeterli mi?

Son yıllarda birçok kurum eşitlik için kadın çalışan ve yönetici sayısını artırıyor ve daha da artırmayı hedefliyor. Peki bu durum kadınları gerçekten ‘eşit’ kılacak mı? Amaç 5.4. ücretsiz bakım ve ev işlerinin kamu hizmetleri, altyapı ve sosyal koruma politikalarının sağlanması ve hane ve aile içinde sorumluluğun ulusal açıdan uygun bir biçimde paylaşılmasının geliştirilmesi yoluyla tanınması ve değer görmesi. Kadınların çalışma yaşamına daha çok katılması, kültürel değişim olmadıkça aslında iş yükünü çoğaltan bir çözüm. Yaşamın her alanında sorumluluk paylaşımı olmadıkça, kadınlar gerçekten iyileşemeyecek. Bunun için ise, kadınların öncelikle duyulmaya ve ‘can kulağı’ ile dinlenmeye ihtiyacı var.

Zihinlerde dönüşüm ve etkileşim

Eckhart Tolle, Şimdinin Gücü kitabında ’dinleme sanatı’ ile ilgili şunları söyler: “Bir başka insanı dinlerken, sadece zihninizle değil, tüm bedeninizle dinleyin. Bu, dikkati düşünmeden uzaklaştırır ve sizin zihin müdahalesi olmadan gerçekten dinlemenizi mümkün kılan sessiz bir yer, bir boşluk yaratır.

Bu durumda diğer kişiye var olabileceği bir boşluk verirsiniz. Bu sizin ona verebileceğiniz en değerli armağandır. Çoğu kişi nasıl dinleyeceğini bilmez, çünkü onların dikkatinin büyük bir bölümü düşünme tarafından tutulmuştur. Diğer kişinin söylediklerinden daha çok buna dikkat verirler ve gerçekten önemli olan şeye, sözcüklerin ve zihnin altındaki diğer kişinin Var’lığına hemen hiç dikkat vermezler.

İnsan ilişkisi esasen insanların birbirleriyle iletişiminden değil, zihinlerin birbiriyle ilişki ve etkileşiminden oluşur. Hiçbir ilişki bu şekilde gelişemez ve işte bu yüzden ilişkilerde bu kadar çok çatışma yaşanır. Zihin yaşamınızı yönettiğinde çatışma, anlaşmazlık, mücadele ve sorunlar kaçınılmazdır.”

Kurumlara bir davetim var: Toplumsal cinsiyet eşitliği için lütfen sadece kadın çalışan ve yönetici sayısını artırmaya odaklanmayın. Eğitim planlarınızı ‘zihinsel ve kültürel dönüşüm ve etkileşim’ sağlamak için güncelleyin.

Daha iyi bir yaşam için “Dünya Kadınlar Günü” hepimize kutlu olsun.