Esas dipten önce son bir satış dalgası?
Murat BERK - Yapı Kredi Yatırım
Avusturya iktisat öğretisinin günümüzde genel kabul gören iktisat anlayışından bazı önemli farkları vardır. Bunlardan biri de yanlış yatırımların oluşturacağı sonuçlarla ilgilidir. Serbest piyasa sinyallerinin, değişik nedenlerden dolayı, bozuk olduğunda, hükümetlerin ve işletmelerin düşük kaliteli veya yanlış yatırımları ekonomi genelinde atıl kapasitenin birikmesine yol açar. Bu atıl kapasite, özellikle de kredi ile finanse edildiyse, ekonomiler üzerinde uzun süreli yüksek maliyetler ile sonuçlanabilir. Bazı ülkelerdeki emlak sektörlerinin, bazı ABD kayagazı üreticilerinin ve Çin ekonomisinin geneli itibarıyla bu resme uyduğunu düşünüyoruz.
Özellikle, 2008 öncesindeki gibi finansal çoşku dönemlerini izleyen çöküşlerin, geleneksel talep artırıcı politikalara daha az müsait olduğu biliniyor. Nitekim 2008 krizi sonrasındaki deneyimin, benzeri görülmemiş parasal gevşeme ve ilk başlardaki mali genişlemeye rağmen, benzer doğrultuda olduğunu görüyoruz.
Bu koşullar altında ve akut mali kriz aşaması bittikten sonra talep artırıcı politikaların istenen etkiyi göstermemesi sonrası artık alışagelmiş politika reaksiyonu daha da dramatik ve radikal gevşeme politika kararları alma yönünde gelişiyor. Japonya, Amerika ve en son Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) son tedbirlerini bu çerçevede değerlendirmek mümkün. Böylece, alttaki esas sorunlar yerine bir sonraki krizin tohumları da ekilmiş olur. Belki de paradoksal bir şekilde borç defl asyonu korkusu ve kısa vadeli bir bakış açısı ile alınan kararlar, varlık enfl asyonu ve borçla oluşan varlık balonların patlaması sonucu defl asyonist bir tehdit olarak geri dönüyor ve aynı politika tepkisi ile karşılaşıyor ve böylece kısır döngüler oluşturarak ilerliyor.
Dünyanın rezerv para birimi olması nedeniyle doları ve Amerika Merkez Bankası’nın (FED) izleyeceği para politikası tüm dünya ve aktif varlıkları için önemli. FED’in ileride faiz artırımında bulunursa kullanacağı ifadelerin, faiz artışının son derece yavaş ve sınırlı olacağının basa basa vurgulanması şeklinde olacağını düşünüyoruz. Son çeyrekte oluşmasını beklediğimiz, hisse senetleri ve emtialar için daha olumlu ortamın sebeplerinden biri de bu. Fakat, zamanlama açısından bu piyasa dibinin Ekim ayının ortalarından önce gelmesi bizce sürpriz olur. Beklenenden daha “güvercince” geçen son FED toplantısından ve birkaç günlük iyimserlik havasından sonra risk iştahında önemli bir iyileşme görülmemesi ve doların değer kazanmaya devam etmesi gibi nedenlerden ötürü piyasalarda bu dipten önce Eylül sonlarından itibaren ve muhtemelen birkaç hafta sürecek küresel piyasalarda bir satış dalgası daha yaşanması bizce daha olası.