Eş-dost kapitalizmi
Devlet eli mi?
Bir üniversitede öğrencilere “Girişim” konusunda bir konuşma yapacaktım. Dell bilgisayarlarının sahibi Michael Dell’in başarı öyküsü ile ilgili bir makalemi de yanımda götürmüştüm. Konuşmama başlamadan önce makalemi dağıtıp okumalarını istedim. Michael Dell de, Steve Jobs, Bill Gates ve diğer bazı ünlüler gibi üniversiteyi bitirmeden iş dünyasına atılmış ve milyarder olmuştu. Konuşmama başlamadan önce sordum “Makale hakkında bir yorumunuz veya sorunuz var mı?” Bir delikanlı el kaldırdı; “Ben, Michael Dell’in girişimcilikle zengin olmasına inanmıyorum. Muhakkak devletten bir yardım almıştır,” dedi.
Ben, “Demek ki iş dünyasında başarılı olmak için üniversiteyi bitirmek gerekmiyor. Peki biz neden üniversitede okuyoruz?” türünden bir şey bekliyordum. Ama delikanlı bir iktisadi olguya değinmişti.
İktisat bilimi ne diyor?
İktisat literatüründe “Crony capitalism” diye bir terim vardır. Bunu Türkçeye çevirirsek “Eş-dost kapitalizmi” diyebiliriz. Başka bir deyişle, “Devlet eliyle fert zengin etme.”
İktisatçılar, bu kavramı aşağıdaki biçimde tanımlıyorlar:
Eş-dost kapitalizmi, işadamı ile devlet görevlileri ve siyasiler arasındaki yakın ilişkiye dayanan bir ekonomiyi tanımlar. İnşaat, maden arama gibi ruhsatların dağıtımı, devlet kredileri, özel vergi avantajları veya özel devlet müdahaleleri biçiminde ortaya çıkabilir.
Eş-dost kapitalizmine değişik yoğunlukta rastlanır. Bunun en hafif biçimi, hükümetlerle sıcak ilişkisi olan veya teşvik edilen firmalar arasındaki gizli anlaşmalardır. Kendi aralarında çok az rekabet ederler, ama devlete karşı tek vücut halinde birleşerek çıkarlarına hizmet edecek düzenlemeler isterler. Piyasaya yeni girecek firmalara da hükümetler yardımı ile değişik yöntemlerle engel olurlar. Eş-dost kapitalizminin yoğun hali, yolsuzluk olarak ortaya çıkar. Devlet otoritesinin kötüye kullanılması ile bazı firmalar veya kişiler olağandışı kârlar elde ederler; devlet görevlileri ve siyasiler de bundan payını alır.
Eş-dost kapitalizmini engelleme
The Economist dergisi son sayısında eş-dost kapitalizmi konusuna değinmiş (Our Crony Capitalism Index, The Economist, May 7-13, 2016.) “Leaders” bölümünde de (Dealing with murky moguls) bu sorunun çözümü için dört öneri sıralamış. Birincisi, özelleştirmede dikkatli davranmak; devlet varlıklarını “babalar gibi” değil de, adilce, gerçek değerleri ile satmak. Rusya’daki oligarşi ve diğer ülkelerdeki “eş-dost” ürünü kapitalistler yapılan bu kayırmacı özelleştirmeler sonucu ortaya çıkmış. İkinci önlem olarak devlet bankalarının dizginlenmesi denmiş. Brezilya, Hindistan ve Çin’deki devlet bankaları eliyle kredileri ile büyük zenginler ve dağlar boyu, geri-ödenmeyen krediler ortaya çıkmış. Üçüncü önlem ise, eş-dost kapitalistlerinin paralarını ülke dışına, vergi cennetlerine kaçırmalarını önlemek. Önleyemezsen bugün “Panama”, yarın “İsviçre” kağıtları ortaya çıkar. Dördüncü önlem ise, “eş-dost” kapitalizminin yeni dalgalarına karşı hazırlıklı olmak. Eş-dost kapitalizminin yeni cephesinin “teknoloji” olacağı görülüyor. Çünkü rant arayıcıları için teknolojide kâr büyük ve tekellerin yükselmesi kaçınılmaz. Bunu önlemenin yolu da rekabeti ve saydamlığı artırmaktan geçiyor.
Endeks
The Economist dergisi bir de geliştirdikleri “Eş-dost Ekonomisi Endeksi”nin 2016 yılı sonuçlarını yayınlamış. Buna göre, birinci sırada Rusya yer alıyor; geçen yılki endekste yeri, ikinci sırada imiş; durumu daha da vahimleşmiş. İkinci sırada ise Malezya var. Üçüncü ise Filipinler. Almanya, listenin sonunda, 22. sırada.
Türkiye ise bu yıl 8. sırada. Geçen yıl, 12. sırada imiş.
Sonuç
“Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar” derler. Acaba “Eş-dost kapitalizmi”ne karşı çıkmak, bu söze uyar mı? Zengin düşmanlığı olarak mı değerlendirilir?
Eş-dost kapitalizmi, kapitalizmin “adil rekabet” ilkesine, yasalara, yasalara değilse etik değerlere aykırıdır. Ülke kaynakların verimsiz kullanımına ve çarçur edilmesine yol açar. Siyaset kurumunu yozlaştırır, demokrasiyi bozar.