Erken seçim var mı?
'Seçildiği' anayasaya bakılırsa; AKP, hafif erkene çekilmiş Temmuz 2007 genel seçimiyle başlayan ikinci 'beş' yıllık iktidar döneminin üçüncü yılını sürdürüyor. Önünde iki yıl daha var.
'Değiştirdiği' anayasaya bakılırsa; AKP, Temmuz 2007'de başlayan 'dört' yıllık ikinci iktidar döneminin üçüncü yılını sürdürüyor. Önünde yaklaşık bir yıl daha var.
Bunları yazarken kelimelerle oynuyor değilim. Çünkü, AKP Aralık 2002'deki 'erken seçimi' kazandığında 1982 Anayasasının 77'inci maddesinde şöyle yazıyordu: "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin seçimleri beş yılda bir yapılır."
AKP, 'hafif erkene çekilmiş' Temmuz 2007 genel seçimini kazandığında da 1982 Anayasasının 77'inci maddesinde yazan şuydu: 'Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda bir yapılır."
"Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri" ile ilgili süre farkı, Mayıs 2007'de 'baş mimarlığını' AKP'nin yaptığı anayasa değişikliklerinden kaynaklanıyor.
Aynı tarihte Anayasanın 101'inci maddesinde gerçekleştirilen değişiklikler de AKP'nin eseri: Cumhurbaşkanının TBMM yerine "halk" tarafından iki kez üst üste seçilmesinin yolu açıldı. Görev süresi 'yedi' yıldan 'beş' yıla indirildi.
Hangisi geçerli?
TBMM ve cumhurbaşkanı seçimleriyle ilgili anayasa değişikliklerini üç nedenle hatırlatıyorum:
Bir: Yaşadığımız gerilimli, karmaşık ve kritik siyasi süreçte, TBMM'de temsil edilen muhalefet, şimdilik düşük 'desibelde' de olsa, erken seçim talebini seslendirmeye başladı. Gerilimin 'gerilmesine' paralel olarak bu tartışma 'sıcak' gündeme oturmaya aday.
İki: TBMM ve cumhurbaşkanı seçimleriyle ilgili süre değişiklikleri kafaları öyle karıştırıyor ki; milletvekili seçiminin erkene alınıp alınmaması bir tarafa, 23. Dönem TBMM'nin kesin görev süresinin ne olduğunu ne iktidar ne muhalefet ne hukukçular biliyor!
Aynı şekilde, Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, l982 Anayasasının 101'inci maddesinin değişiklikten önceki haline göre, TBMM tarafından yedi yıl için seçildi.
Ama, aynı TBMM Gül'ü seçtikten sonra, görev süresini beş yıla indiren değişikliği de kabul etti. Şimdi, Türkiye'nin 12'inci Cumhurbaşkanını 'halkın' seçeceği biliniyor; fakat seçim 2012 yılında mı, 2014 yılında mı yapılacak? İşte bunu, iktidar dahil kimse bilmiyor!
Arz zayıf talep yok!
Bu tablo seçim mekanizmalarında ani iktidar refleksleriyle yapılan değişikliklerin çözüm değil sorun yarattığını gösteriyor. Bugün için, anayasayla, kurallarla, teamüllerle, seçim mekanizmalarıyla durmadan oynamanın doğurduğu siyasi sorun, görev süresi belirsiz bir meclis; görev süresi sürekli tartışma konusu bir cumhurbaşkanlığı makamı.
Erken veya normal fark etmez, bu şartlarda yapılacak herhangi bir seçim gürültülü usul tartışmalarına yol açmaya adaydır. Kaldı ki, bunun da ötesinde, kamuoyunda erkene alınacak bir genel seçimin sorunları çözebileceği kanaati oluşmuş görünmüyor.
Ve nihayet, iş dünyası olup bitenler karşısında kamuoyundaki genel "dalga boyuna" paralel bir duruş sergiliyor; seçim istemiyor. Eh, iktidar da aynı fikirde olduğuna göre, erken seçim konusunda muhalefetin arzı zayıf, talep ise sıfır diyebiliriz. Demek ki, daha yaşanması gereken bir zaman var!
30 YAŞINDAYIZ! Ekonomi basınının 'amiral gemisinde' doğum günümüzü kutluyoruz. Okurlarımızla birlikte DÜNYA'yı kucaklıyoruz. Nice yıllara!...