Erken fesihte “bakiye süre ücreti” var!
Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.
Sadece bir gezi işi için şoför istihdam edilmesi, ani ortaya çıkan yüklü bir sipariş için işçi istihdam edilmesi, hastalık veya analık izninde bulunan işçinin yerine onun işini yürütmekle görevli bir diğer işçinin alınması gibi hallerde belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilir.
Belirli iş sözleşmeleri yazılı yapılmak zorunda olduğu gibi esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.
Kural olarak, belirli süreli iş sözleşmelerinde sözleşmenin sona ereceği tarih bellidir. Sözleşmede belirtilen süre sonunda iş sözleşmesi kendiliğinden sona erer.
Yargıtay’a göre, “Belirli süreli iş sözleşmesinden bahsedilebilmesi için, sözleşmenin süreye bağlanmış olması ve belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması için objektif nedenlerin bulunması gerekir. Objektif neden olsa bile, sözleşmenin akdedildiği tarihte, iş ilişkisinin sona ereceği tarih belli değil veya belirlenebilir de değil ise, belirsiz süreli iş sözleşmesi söz konusu olur.” (Y9HD, E.2008/27838, T.20.04.2009)
Bunun haricinde süre beklemeden, 4857 Sayılı İş Kanunun 24. veya 25. maddelerine dayanmadan, yani haklı neden olmaksızın taraflardan biri sözleşmeyi sona erdirirse usulsüz fesih gündeme gelir. Gerçekten ortada bir haklı neden varsa iş sözleşmesi süresinden önce sona erdirilebilir.
Belirli iş sözleşmesinin haklı bir nedene dayanmadan süresinden önce feshi durumunda geçerli nedenle fesih prosedürü işetilemez. Çünkü sözleşme niteliği değişmemiştir. Geçerli nedenle fesih, belirsiz süreli iş sözleşmeleri için uygulanır.
Haklı neden olmaksızın belirli süreli iş sözleşmesinin sona erdirilmesi halinde bakiye süre ücreti ve kıdem tazminatı gündeme gelir. Yani fesih ile sözleşmenin kendiliğinden son tarih arasındaki ücret ve diğer haklar ödenmek zorundadır.
Eğer işçi haklı neden olmaksızın belirli süreli iş sözleşmesini süresinden önce sona erdirmişse işçi, aynı duruda işveren varsa işveren karşı tarafa bakiye süre ücreti öder. Yani, sanki sözleşme devam ediyormuş gibi kalan süreye ait ücret ve diğer hakların ödemesi gerekecektir.
Türk Borçlar Kanunun 325. maddesine göre, işçinin, sözleşme kapsamındaki işi yapmaması sebebiyle tasarruf ettiği miktar ile diğer bir işten elde ettiği gelirleri veya kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyler kalan süreye ait ücretler toplamından indirilmelidir. Yani işçi, bakiye süre döneminde bir başka işyerinden gelir elde etmediği sonucuna bakılır.
En çok sorun yaşanan konulardan birisi de belirli süreli iş sözleşmesinin sonunda kıdem tazminatı ödenip ödenmeyeceğidir. Genel kural olarak belirli süreli iş sözleşmelerinin kendiliğinden sona erdiği durumlarda kıdem tazminatı söz konusu olmaz.
Ancak belirli süreli iş sözleşmesi süresinden önce sona erdirilirse ve bir yıllık çalışma koşulu varsa kıdem tazminatı gündeme gelebilir. Kıdem tazminatı ödenecek haller ise işçi tarafından belirli iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirilmesi veya haklı neden olmaksızın belirli iş sözleşmesinin işveren tarafından feshidir.