Erişilebilirlikte mülkiyet paylaşımlı konut sahipliği

Prof. Dr. Ali HEPŞEN
Prof. Dr. Ali HEPŞEN [email protected]

Son birkaç yazımda konuta erişimde farklı alternatifle­ri tartışmaya açmaya gayret edi­yorum. Bu yazımda 1990’lı yıl­lardan bugüne İngiltere’de aktif olarak uygulanan ‘Mülkiyet Pay­laşımlı Konut Sahipliği / Sha­red Ownership’ sistemini irdele­mek istiyorum.

Konu ilk kez Ekşi Sözlük’te 2022 yılı Ekim ayında bir yazarın paylaşımda dikkati­mi çekmişti; sonrasında 2024 yılı Mayıs ayında EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı’nın Shared Owner­ship (Ortak Mülkiyetli Paylaşım­lı Ev Sahipliği Modeli ile Konut Edinimi) başlıklı değerlendirme­lerini okumuştum.

İngiltere’de ortak mülkiyet sis­temine ilişkin yayımlanan resmi dokümanda tanıtım cümlesi eri­şilebilirlikteki sorunu ve çözü­mü özetler nitelikte aslında: “İh­tiyaçlarınızı karşılayan bir evin peşinat ve kredi ödemelerinin tamamını karşılayamıyorsanız ya da daha düşük bir kira ödeye­rek kendi evinize sahip olmak is­tiyorsanız, paylaşımlı mülkiyet planı aracılığıyla bir ev satın ala­bilirsiniz.”

Sistemin genel hatları

Sistem aslında ilk kez ev satın alacaklara veya halihazırda bir eve sahip olmayanlara yeni in­şa edilen ya da ortak paylaşımlı bir mülkte yeniden satışa çıkmış evlerden hisse satın alma fırsatı vermek için geliştirilmiş bir yapı­ya sahip. İngiltere, Galler, İskoç­ya ve Kuzey İrlanda'da uygulama­lar farklılık göstermekle birlikte kişiler genellikle konut birlikle­ri (housing association) ya da be­lediyeler tarafından piyasaya su­nulmuş olan yeni inşa edilmiş bir evin toplam değerinden bir hisse satın alıyorlar.

Sisteme giriş ge­nellikle yüzde 25'lik bir hisse sa­tın alınarak başlıyor, en fazla yüz­de 75’lik hisse alımına imkan ta­nınıyor (nadiren yüzde 100). Geri kalanı için kira ve hizmet bedeli ödeniyor. Ödenen kira limiti ise ev sahibinin sahip olduğu hisse değerinin yüzde 2,75'i oranında.

Her ne kadar sonraki dönem­lerde daha fazla oranda hisse alın­ması zorunlu olmasa bile, uygu­lamada daha sonra kişiler maddi güçlerinin yettiği oranda merdi­ven basamakları sistemine (sta­ircasing) benzetilen şekliyle iste­dikleri zaman evin yüzde 10 ve da­ha fazlasını parçalar halinde satın alabiliyorlar.

Her merdiven çıkıl­dığında ise (evin daha çok hissesi satın alındığında), konut derneği ya da belediye evin değerlemesini yaptıracağı için her yeni hisse alı­mı güncel piyasa fiyatından yeni­den belirleniyor. Daha fazla hisse satın alınması daha az kira öden­mesi anlamında geliyor.

Ayrıca is­tenirse evin kişiye ait olan kısmı satılarak başka bir eve geçiş yapı­labiliyor. İngiltere’de özellikle alt gelir gruplarının konuta erişilebi­lirlik sorununa çözüm anlamında geliştirilmiş bu sistemde, kişile­rin hane toplam geliri yıllık 80 bin £ veya daha altındaysa (Londra'da yılda 90 bin £ veya daha az) ve ki­şiler satın almayı planladıkları bir evin peşinat ve kredi ödemeleri­nin tamamını karşılayamıyor ise bu sistemden faydalanabiliyorlar.

Artılar ve eksiler

Sistemin artı ve eksileri mev­cut; önce artılar, sonra eksiler… Ortak mülkiyet sistemi, kişile­rin henüz düşük gelir elde ettik­leri ortamda, bütçelerini fazla zorlamadan bir ev sahibi olarak mülk basamaklarına çıkılması­na imkan sağlıyor. Aylık kira öde­meleri genellikle konut kredisi kullanımındaki aylık taksit mik­tarlarından ve normal kira bedel­lerinden daha düşük. Gelecek­te ‘merdivenlime’ olarak adlan­dırılan bir işlemle evinizin daha fazla hissesini satın alma seçe­neği sunuluyor.

Çoğu durumda, alıcılar yüzde 100'e kadar mer­divenleme yapabiliyorlar. Sahip olunan hisseler istenildiği za­man satılabiliyor. Kira bedelleri düzenli ödendiği sürece, kirala­ma süresi boyunca (99 ya da 125 yıl gibi) mülkte yaşayabilmek de mümkün.

Diğer taraftan, hisse oranı ne kadar düşük olursa olsun mülkte­ki arsa kirasının (ground rent) ve hizmet bedelinin (service char­ge) yüzde 100'ünün ödenmesi ge­rekiyor. Kişiler evlerin iç mekan­larını dekore etmekte özgür olsa­lar bile, evde herhangi bir yapısal değişiklik yapmadan önce ilgili konut sağlayıcısından izin alın­ması gerekebiliyor. Aslında, evin tamamını alıncaya kadar evin ki­şiye ait olmadığını unutmamak gerekiyor.

Türkiye’de uygulanabilirliği

İngiltere'deki ortak mülkiyet modeli, özellikle ilk defa ev sa­hibi olmak isteyenler için bir ko­nut edinme modeli. Bu modelde, bir kişi bir mülkün belirli bir yüz­desine sahip oluyor ve kalan yüz­desi üzerinde bir kira ödüyor. Za­manla, mülk sahibinin payının artırması mümkündür. Peki, ül­kemizde uygulanabilir mi?

1-Konut Piyasasının Duru­mu: Türkiye'deki konut piya­sasının dinamikleri, İngiltere'de­kinden farklı. Türkiye’de konut fiyatları ve kira bedelleri arasın­daki ilişki, bu modelin uygulana­bilirliğini etkileyebilir.

2-Finansal ve Hukuki Altya­pı: İngiltere'deki konut kredi piyasası, ortak mülkiyet modeli için uygun finansman çözümleri sunarken, Türkiye’de bankaların bu tür bir modele uygun ürünler sunup sunamayacağı tartışmaya açık. Ayrıca Türkiye'deki mül­kiyet hakları, konut finansman mevzuatı ve kira düzenlemeleri ortak mülkiyet modelinin uygu­lanabilirliğini belirleyecek diğer önemli faktörler.

3-Toplumsal Kabul: Sosyolo­jik olarak, Türkiye’de ev sa­hipliği kültürü güçlü. Türk top­lumunda bu modele yönelik talep ve kabul düzeyi modelin başarısı­nı belirleyecek önemli bir faktör ama görünen (en azından şimdi­lik) kabulün nispeten zayıf olabi­leceğini düşündürtüyor.

Sonuç

Uygun hukuki ve finansal alt­yapı oluşturulmadan bu mode­lin Türkiye'de başarılı olması zor olabilir; ancak yine de erişilebi­lirliğe çözüm için alternatifleri denemekten korkmamak gereki­yor. Mülkiyet paylaşımlı konut sahipliği önemli alternatiflerden biri; bu uygulamanın benzerini ülkemizde yapan birkaç girişim­ci firma söz konusu, hatta uygu­lamalarını gayrimenkul yatırım fonları ile de ilişkilendirmiş du­rumdalar… Aslında, 2017 yılında­ki gayrimenkul sertifikasına iliş­kin uygulamada asli edinim ve tali edinim imkanı sağlayarak bu sistemi kendimize benzeştirme­ye de çalıştık ama orada da ken­dine has sorunlar oluştu. Daha fazla cesaret, doğru uygulamalar ve destek gerekiyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar