Erbaa Kalkınma Projesi'ni neden "değerli" buluyorum?

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

PERFORMANS VE YÖNETİMİNİZ / Rüştü Bozkurt [email protected] "Katılımcı Yerel Kalkınmada İyi Örnekler Konferansı"nda Erbaa Kalkınma Projesi, Ardahan Sosyo-Ekonomik Kalkınma Girişimi ve Mersin İnovasyon Stratejisi ödül aldı. Erbaa Kalkınma Projesi'ni yerinde inceledim; gözlerimin tanıklığı ile olup bitenleri anlamaya çalıştım. Çok yakın zamanda Ardahan ve Mersin'de projelerin hayata taşınmasını yerinde görerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Ödüllendirilen diğer projeleri de giderek, görerek ve inceleyerek okuyucu ile paylaşmayı planlıyorum. Erbaa Kalkınma Projesi'nin bütününde yer alan fiziki yapılar ve hizmetler anlatıldığında, sorgulayıcı bir yaklaşımla itiraz edebiliriz: Ülkemizin çoğu yerinde Organize Sanayi Bölgesi var; Erbaa'da bir OSB yatırımının yapılmasının ayrıcalıklı yanı ne? Yurtdışından kaynak bularak arındırma tesisi yatırımını bitirmiş olmanın hangi ayırtedici özelliği var? Modern konutlar üretilmesi, ülkemizin çoğu yerinde sürüp giden sıradan işlerden değil mi; Erbaa'da farklı bir şeyler mi yapıldı? Devlet Hastanesi'nin kapasite ve teknik olanakları ülkemizin değişik yörelerindeki sağlık hizmetlerinden daha farklı özellikler mi taşıyor? Meslek Yüksek Okulu'nda yöredeki işgücü ihtiyaçlarına göre yeni bölümlerin açılması ve işyerlerinin eleman ihtiyaçlarının karşılanmasının "öncülük" yaratan bir özelliği mi var? Köylerden işyerlerine gelip giden kadın ve erkek işçilerin varlığı, sadece Erbaa'ya özgü bir olgu mu? Kreşlerde hatırı sayılır sayıdaki çocuğumuzun okul öncesi eğitim-öğretim alması başka yerde rastlanmayan bir gelişme mi? Köy yollarının asfaltlanması, bugünün Türkiye'sinde bir marifet mi? Yörenin doğal hayvanları olan sülün ve kınalı keklik üreterek doğaya salınması, başka yerde olmayan bir çevrecilik örneği mi? Vb... Sorgulama, özgür düşünebilenlerin ve akılcı insanların yapacağı iştir. Sorgulayan insanları yadırgamamalı, tam tersine, "inanmaya" değil, "anlamaya" dönük duran ve zenginliğimizi artıran insanlar olduklarını kavramalıyız ki, ciddi gelişmeler yaratabilen bir toplum olabilelim. Arka plandaki felsefe Nusret Hızır'ın çok yinelediğimiz o ünlü sözünü anımsayalım: "Felsefesiz iş yapılabilir mi? Elbette ki yapılır. Ama tam, doğru, düzgün ve bütünlüğü olan iş yapılamaz.!" O zaman, Erbaa Kalkınma Projesi'nin arka planındaki felsefenin ne olduğuna bakalım. Ülkemizin anlı şanlı birçok büyük kentinde bile aşılamayan "kasaba kültürü" engelini aşamamış yöneticilere, bu engelin nasıl aşılabileceğini gösteren anlamlı örneklerden biridir Erbaa'daki yöneticilerin birlikteliği. Ülkemizin çok yaygın bir hastalığıdır; "...bizde ortak çalışma olmaz abi" anlayışı üzerinde inşa edilmiş "kasaba kültürü." Bu kültür, pusu kurmaya, arkadan vurmaya, izole etmeye, ilkesiz gizliliğe, bende olmayan başkasında da olmasın diyen hasetliğe, fesatlığa, hinliğe, cinliğe, hakkı olmayana sahip olma kurnazlığına dayanır. Makam rantı ile yüksekten bakan, yapmadığı işleri yapmış gibi gösteren "şark kurnazlığından" beslenir kasaba kültürü. Erbaa'da başta Kaymakam Sabri Başköy bu engeli aşmış bir kamu yöneticisi. Her projenin içinde, her toplantının ortasında, her olumlu çabanın arkasında duruyor. En önemlisi diri meraklarının peşinde koşan aydın bir insan. Mevzuat hazretlerinin arkasında saklanan kokaklardan değil.Yetkilerinin sınırlarını biliyor; sorumluluklarının sınırlarını alabildiğine geniş tutma özgüvenini gösteriyor. Seçilmişlerin heyecanı Atanmış yöneticinin heyecanı, seçilmişlerin heyecanı ile birleşince, hizmet yapma rüzgarları alabildiğine güç kazanıyor. Belediye Başkanı Ahmet Yenihan'ın yönetim anlayışını daha önce bir yazıda anlattım. O "önemli" olmanın değil, "değerli" olmanın bilincine varmış bir yönetici. "Muteber adam olmaktan çok, muhterem insan" olma sevdasının peşinde koşuyor. Uzlaşıcı, kişiselleştirmede değil hizmette birleştirici bir algılamaya sahip. İşbirliği, güçbirliği, ortak akıl ve ortak gücünün yanında her zaman destekçi. Ticaret Odası Başkanı Halil Başak'ın adını anmazsak, Erbaa'da yönetimin örnek olma niteliğini tam olarak anlatmamış oluruz. Erbaa'nın yeraltı ve yerüstü zenginliğini, insan kaynağını zenginlik üretimine dönüştürme için her türlü çabayı destekliyor. Olanakları ölçüsünde üzerine düşeni yapıyor. Meslek Yüksek Okulu'nun yöneticisi Fahri Sönmez de yöreyle ilgili projelerde elinden geleni ardına koymayanlardan. Biliyorum ki, çok sayıda STK'da Erbaa Kalkınma Projesi'nin yürütülmesinde gerçek anlamda katkı yapıyor. Erbaa Kalkınma Projesi'ni "anlamlı kılan" seçilmiş ve atanmış yöneticilerin, sivil inisiyatiflerin birbirine değer veren ve ortak akılla hayata taşınan bir proje olması. Yaratılan sonuç da kimsenin görmezden gelemeyeceği kadar değerli. Dilerim ki, birçok anlı şanlı büyük yerleşim yerinin yöneticilerine de örnek oluştursun...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar