English

Dünya nüfusunun neredeyse %25’i şu anda İngilizce öğreniyor ve çok uluslu şirketlerin %80’i hala İngilizce’yi birincil dilleri olarak kullanıyor.

Anadili İngilizce olanlardan daha fazlası İngilizce’yi biliyor çünkü artık ‘küresel ortak dil’. İngilizce dünyada 1 milyar 750 milyon kişi tarafından konuşuluyor yani neredeyse dünya nüfusunun dörtte biri İngilizce biliyor çünkü İngilizce; iletişim, bilim, bilgi teknolojisi, iş dünyası, eğlence ve diplomasi alanında baskın bir güce sahip.

Anadiliniz İngilizce’yse ve bir de TEFL yani ‘Yabancı Dil Olarak İngilizce Öğretimi’sertifikanız varsa iş tamam! Dünyanın hangi ülkesinde isterseniz İngilizce öğretmeni olabilirsiniz, herhangi bir üniversite eğitimine bile gereksinim duymadan…

Ülkenizde hamburgercide bile çalışsanız sertifika aldığınızda örneğin Türkiye’de İngilizce öğretmeni olabilirsiniz. Oysa bir dili öğrenmek de öğretmek de ciddi bir kültürel birikim ve eğitim gerektiriyor ama bunları gözardı edebiliriz çünkü İngilizce şart! Kim öğretirse öğretsin!

Türkçe ile işlerin içinden çıkmamız, küresel dünya ticareti pazarına girmemiz mümkün mü? Maalesef pek öyle görünmüyor. Geleneksel eğitimden geçen her Türk’ün şüpheyle yaklaştığı, yetersiz, tutarsız, başka dillerle sarmalanmış olduğunu düşündüğü Türkçe aslında dünya dili olmaya aday olabilecek niteliklere sahip. Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim?

Çünkü, yazıldığı gibi okunuyor, okunduğu gibi yazılıyor, cinsiyet ayrımı yok, yani gündelik yaşamda uğradığımız cinsiyet kıyımı Türkçe’de yok, ayrılmıyor hiçbir sözcük eril ya da dişil diye… Sonrası da var. ‘Ali okula gidiyor’ cümlesinde; Ali’nin yerine ‘okula’ yı ya da ‘gidiyor’u koysak herkes ne dendiğini anlıyor, altı üstü devrik cümle oluyor ama anlaşılıyor.

Esnek, pratik insanlarız vesselam bu da dilimizden geliyor. Belki de tüm zorluklarımıza rağmen ayakta kalabilmenin yollarını bulabilmemiz Türkçe’den kaynaklanıyor. Düşünce esnekliği veren Türkçe’den… Ama Birleşik Krallık gibi dünyaya İngilizce öğretme ve bundan yılda yaklaşık 1.5 Milyar Sterlin’e yakın kazanç sağlamak gibi bir bütçe kalemimiz yok maalesef.

Dünyada binlerce insan İngiltere’ye öncelikle İngilizce öğrenmek ve sonra da bu ülkede eğitimine devam etmek için geliyor. İstihdam edilebilmenin temel kriterlerinden biri ‘İngilizce bilmek’ ve en önemlisi de küresel ölçekte ticaret yapabilmenin en temel yolu! İngilizceniz yoksa ‘çevrimdışı’sınız yani oyunun dışındasınız.

Dünyada anadili İngilizce olan 350 milyon insan var ve bu insanların %70’i Amerikan İngilizcesi konuşuyor. İngilizce, Birleşik Krallık için bir ‘gelir kalemi’, bu noktadan hareketle dünya pazarını genişletmek isteyen British Council’in hedefleri arasında Çin ve Hindistan gibi geleneksel kültürün baskın olduğu ülkeler kadar Endonezya, Pakistan, Brezilya ve Meksika, Afrika ülkeleri ve özellikle Nijerya, Etiyopya ve Sudan geliyor.

British Council tarafından yaptırılan Euromonitor raporuna göre 2009- 2015 arası 18 milyona yakın Nijeryalı’nın kentsel alanlara taşınması nedeniyle daha iyi bir İngilizce eğitimi almak isteyeceği öngörülmüş ve ‘kentleşme’ olgusunun, kente yerleşen kitlelerin gereksinimlerinin dünyayla bütünleşmek olacağı öngörülerek planlamalar yapılmıştı.

Asırlar önce sömürgeci misyonerliğin farklı biçimlerde devam ettiğini, kültürel güç savaşlarının sürdüğünü görmemek kaçınılmaz gibi gelse de BETA yani ‘İngiliz Eğitim Seyahati Derneği’ tarafından 2018’de hazırlanan rapora göre Dil Eğitimi ve bu endüstri için kurgulanmış 35700 iş var ve dil endüstrisi, Birleşik Krallık ekonomisine 1,4 milyar £ katma değer sağlıyor.

İngilizce dil becerilerinin devam eden çekiciliği Birleşik Krallık'ın dünya sahnesinde ‘yumuşak güç’ olarak konumlanmasına da yardımcı oluyor. Yetmaedi, İngiltere’ye İngilizce öğrenmeye gelenlerin eğitim gezisi sektörüne katkısı ise yılda 27 Milyar Pound. Ve öncelikli motivasyonları İngilizce öğrenmek…

Konaklamaları, yeme içmeleri, hafta sonu gezileri, alışverişleriyle Birleşik Krallık’ı daha da zenginleştirmekle kalmayıp dünyanın en yaşanılası ülkeleri sıralamasında tepelere taşıyan genç ve öğrenci ve İngilizce gönüllüleri… %63’ü en az bir kez İngiltere’ye gelmiş bu büyük grubun %80’i ise ülkesine dönse de İngiltere’ye yeniden gelmek istiyor. Haftaya Türkçe’yi yazacağım. Türkçe ile ülkemizin büyük paralar kazanması dileğimle…