Enflayon hedefi yükseltilmeli mi?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

GENİŞ AÇI / Serhat Gürleyen Mart ayında tüketici fiyatları yüzde 0.96 ile beklentilerin (0.55) çok üzerinde arttı. Yıllık enflasyon hedefiyle uyumlu patikanın üst bandını aşarak yüzde 9.15'e ulaştık. Merkez Bankası enflasyondaki yükselişi enerji ve gıda fiyatlarındaki artış ve döviz kurlarındaki yükseliş gibi dışsal şoklara bağlıyor. Bizim görüşümüz uzun süreli dışsal şokların fiyatlama alışkanlıklarını ve beklentileri bozmaya başladığı yönünde. Mart ayı verileri enflasyondaki yükselişin yanlızca gıda ve enerji fiyatlarındaki artıştan kaynaklanmadığını genele yayıldığını gösteriyor. Gıdadan giyime, ev eşyasından ulaştırmaya, eğlenceye otel ve restoranlara kadar uzanan geniş bir yelpazedeki mal ve hizmet fiyatları enflasyon hedefinin çok üzerinde artıyor. Çekirdek TüFE göstergeleri son derece olumsuz bir tablo çiziyor. Enerji, işlenmiş gıda, alkollü içki, tütün ve altın hariç fiyat artışını ölçen, Merkez Bankası'nın favorisi, H göstergesinin yıllık artışı yüzde 7.4'e, mevsimsellikten arındırılmış ve yıllıklandırılmış aylık fiyat artışı yüzde 9'un üzerine çıkıyor. Enflasyonla mücadelede çok zor bir dönemden geçiyoruz. 2006-2007 yıllarında enflasyon hedefini tutturamadık. Döviz kurundaki yükseliş tersine dönmezse 2008 yılı enflasyonu yüzde 4'lük hedefin çok üzerine çıkarak yüzde 8'e yaklaşacak. Ekonomik büyümenin durma noktasına geldiği, dünya emtia fiyatlarının hızla gerilediği bir felaket senaryosu yaşamadığımız müddetçe enflasyon hedefinin 2009 yılında da tutturulması da zor gözüküyor. Enflasyon hedeflemesinde merkez bankaları kısa dönemli faizleri kullanarak, beklentileri şekillendirmeye ve enflasyon hedefine ulaşmaya çalışırlar. Arka arkaya üç yıl boyunca enflasyon hedefine ulaşılamaması enflasyon hedeflemesi programına ve Merkez Bankası'na olan güveni yaralayacaktır. Merkez Bankası'nı çok zor bir karar beklemektedir. Enflasyon hedefinin ciddiye alınması isteniyorsa para politikasının sıkılaştırılması gerekmektedir. Hedefe ulaşmak için Türkiye'nin risk priminin çok üzerinde faiz ödenmesi, Türk Lirası'nın aşırı değer kazanmasına ve dış dengenin daha da bozulmasına, ekonominin durma noktasına gelmesine yol açacaktır. Ödenen yüksek bedele rağmen enflasyon muhtemelen düşürülemeyecektir. Merkez Bankası'nın önündeki ikinci yol Brezilya'nın yaptığı gibi enflasyon hedefini yükseltmektir. Brezilya Merkez Bankası döviz kurunda ve yönlendirilen fiyatlardaki artış nedeniyle 2003 yılında enflasyon hedefini yüzde 3.25'ten yüzde 8.5'a çıkartmıştı. 2003 yılı enflasyonu yüzde 9.3 ile hedefin üzerinde ama sene başındaki yüzde 12.5'lik beklentinin altında kalmıştı. Brezilya örneği enflasyonla mücadelenin uzun soluklu bir savaş olduğunu. Enflasyondaki düşüşün tedricen gerçekleştiğini ve dışsal şoklara karşı açık olduğunu gösteriyor. Enflasyona karşı mücadele şeffaf olmayı gerektirmektedir. Türkiye enflasyonla mücadelede tarihi bir fırsatı kullanamamıştır. Enflasyonla mücadelede güvenin yeniden sağlanmasının Türkiye ekonomisine getireceği bedel ağır olacaktır. Türkiye ekonomisi yüksek faizlere rağmen enflasyonun gerilemediği, ekonominin yavaşladığı bir konjonktüre girmiştir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019