Enflasyonun sorumlusu gıda fiyatları değil, yanlış tarım politikası

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Merkez Bankası, 2017 yılı 3. Enflasyon Raporu’nu açıkladı. Yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 8.5’tan yüzde 8.7’ye revize edildi. Yüzde 0.2’lik artışın gerekçesi ise işlenmemiş tarım ürünleri ve gıda fiyatlarındaki artış olarak açıklandı.

Rapor genel olarak değerlendirildiğinde enflasyonun tek sorumlusu işlenmemiş tarım ürünleri ve gıda fiyatları olduğu tezi öne çıkıyor. Kamuoyuna verilen mesaj şu; işlenmemiş tarım ürünleri ve gıda fiyatları düşürülemezse enflasyon yüksek olur.

O zaman fiyatları düşürecek önlemler alınmalı. Önlem denilince de akla ithalat geliyor. Bu nedenle ithalatta gümrük vergilerini düşüren kararnameler peş peşe çıkarılıyor. İthalatla fiyatlar kısa vadede düşer. Fakat, orta ve uzun vadede üretim azalacağı için fiyatları daha da artar. Bu nedenle seçilen yol doğru değil. Mayıs ayı sonunda Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya ile bu konuları uzun uzun konuşmuştuk. Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi’nin (Gıda Komitesi) sekreteryasını da üstlenen Merkez Bankası’nın ve komitenin çalışmaları hakkında karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmuş ve umutlanmıştık.

Bütüncül modele ne oldu?

Murat Çetinkaya, bütüncül bir model ortaya koymuştu. Üretim, lojistik, tedarik ve perakende başlıkları altında yapılması gereken çalışmalar hakkında detaylı bilgi vermişti. Bu çalışmalar yapılırken bu alanların her biri aynı zamanda birbiriyle etkileşim içinde olduğu için koordineli ve bütüncül bir model ortaya koyma zorunluluğundan söz etmişti.

Üretimin planlanması, verilen teşvikler, kritik ürünlerden başlanarak sürdürülebilirlik ki bu konuda 25 ürün üzerinde çalışmalar yapıldığını belirtmiş, ani dalgalamaların olmaması, üretimden çekilmelerin gerçekleşmemesi ve olabildiğince maliyetlerin makul ve üretimi destekleyici olması için çalışıldığını anlatmıştı.

Üretici örgütlenmesinin, finansmana erişim, lisanslı depoculuğun, lojistiğin önemini vurgulamış, arz zincirinin yakından izleneceğini, gerekli önlemlerin alınacağını anlatmıştı.

Tedarik modeli üzerinde çalışacaklarını, gıda ve işlenmemiş tarım ürünlerinde son halka olan perakende sektörünün yakın takibe alınacağını söylemişti.

Tarım ve gıdada yapılmak istenenleri şöyle özetlemişti: “Yapısal bir konu olduğu için olabildiğince üretim, lojistik, tedarik ve perakendede eş zamanlı olarak iyileşmelerin sağlanması. Ürünler firesiz ve kaliteli bir biçimde üretilsin. Uygun lojistikle taşınsın, güçlü bir tedarik altyapısı olsun, Bunlar üreticiyi desteklesin. Perakende tarafında da doğru fiyatlamalar olsun.Hem üretici hem tüketici desteklensin.Tam olarak yapılmak istenen bu.”

Ancak, bu söylemin uygulamada henüz bir karşılığı yok. Merkez Bankası’nın Enflasyon Raporu’na yansıyanlara ve mayıs ayından bu yana atılan adımlara bakılırsa, Gıda Komitesi, tarım ve gıdada fiyat düşüşü için attığı tek adım ithalatta vergilerin önce düşürülmesi ve sonra sıfırlanması.

Fiyat çiftçide ucuz tüketicide pahalı

Gıda Komitesi’nde alınan kararlar doğrultusunda Bakanlar Kurulu Kararnameleri ile hububat ürünlerinde, canlı hayvan ve kırmızı ette gümrük vergisi düşürülüyor. Son olarak hasat devam ederken Toprak Mahsulleri Ofisi’ne buğday, arpa, mısır ve pirinçte, Et ve Süt Kurumu’na ise canlı hayvan ve et ithalatında sıfır gümrükle ithalat yetkisi verilerek fiyatlar düşürülmeye çalışılıyor.

Hakkını teslim etmek gerekir ki ithalat vergilerinin düşürülmesi ve ithalatın sürekli gündemde tutulması ile çiftçi bazında fiyatların düşürülmesinde çok başarılı bir performans sergileniyor. Çiftçi ürününü ucuza satmak zorunda bırakılıyor. Ancak, çiftçinin ucuza sattığı ürünü 80 milyon tüketiciye ucuza satılmıyor. Tüketici, ucuz ürün alamıyor, tüketemiyor.

Hep yazdığımız gibi, çiftçi ucuza satıyor, tüketici daha pahalıya tüketmek zorunda kalıyor. Aynı durum ithal ürünler için de geçerli. Ucuza ithal edilen ürünler tüketiciye pahalıya satılıyor.

Yapılan her ithalat çiftçiyi tarımdan kopardığı için üretim azalıyor. Üretim azalınca fiyat daha çok artıyor. Bu ithalat sarmalından kurtulmak gerekiyor.

Bu politika ve anlayış ile fiyat düşürülemez

Enflasyonun adeta tek sorumlusu olarak gösterilen işlenmemiş tarım ürünleri ile gıdanın fiyatı uygulanan yanlış tarım politikalarının bir sonucudur. Sonuç üzerinden oluşturulacak bir politika ile fiyatları düşürmek mümkün değil. Öncelikle bu sonucu doğuran nedenler üzerinde durmak gerekiyor.

Çiftçinin en önemli sorunu yüksek girdi maliyetleri ve istikrarsız tarım politikaları. Yüksek girdi maliyetlerini düşürmeden işlenmemiş tarım ürünleri ve gıda fiyatlarını düşüremezsiniz. Bugünkü maliyetlerle Türkiye’de tarım ürünleri fiyatı yüksek değil, düşük. Birçok üründe fiyatlar enflasyonun altında.

Bakan değiştikçe değişen tarım politikaları ile gıda fiyatlarını düşüremezsiniz.

Destekleme politikasını “para dağıtmak” anlayışından çıkarıp üretimi planlayan, destekleyen bir araca dönüştürmeden fiyatları düşüremezsiniz.

Çiftçinin üzerinde ithalat sopasını bir silah gibi kullanarak fiyatları düşüremezsiniz.

Küçük çiftçileri örgütlemek, kooperatifleşerek güçlerini birleştirmek yerine onları yok ederek, sektörün dışına iterek fiyatları düşüremezsiniz.

Devletin her kademesinde tarıma gerekli önemi vermezseniz gıda fiyatlarını düşüremezsiniz.

Özetle, sadece fiyat odaklı bir politika ve tarımı ithalatla terbiye etme anlayışı ile işlenmemiş tarım ürünleri ve gıda fiyatlarını düşüremezsiniz. Çözüm üretimi artırmaktır. Çözüm kooperatifleşmedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar