Enflasyonun iki yakıcı sonucu

Emrah LAFÇI
Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası [email protected]

Enflasyonun saymakla bitmeyen zararları var. Bunlardan bir tanesi de tasarruf sahiplerinin ellerindeki parayla ne yapacaklarını bilememeleri. Paranın zaman içinde mallar karşısında değerini yitirmesi ve bu değer yitimi karşısında kalkan olacak enstrümanların bulunamaması.

Bu konuya az sonra geleceğim ama enflasyonun çok önemsediğim bir diğer zararından da bahsetmek istiyorum öncelikle. Uzun vadeli yatırımın yapılamaması sorunsalı. Dünyada neredeyse bütün ekonomi yönetimlerinin en önemli öncelik alanı enflasyonla mücadele.

Bu sebepsiz yere oluşan bir hassasiyet değil. Çünkü enflasyon ekonomi içerisindeki bütün oyuncuların uzun vadeli karar almalarını engellerken kaynakların da uzun vadeli yatırımlar için kullanılmasına mani oluyor. İçinde bulunduğumuz kapitalist sistemin en önemli özelliklerinden biri belirli risklerin birileri tarafından alınması ve bu risklerden daha fazla getiri beklentisiyle bu kişilerin yatırım yapmaları.

Bu yatırımlar genel olarak özel sektör tarafından yapıldığı gibi zaman zaman devletin de pay sahibi olduğunu görüyoruz. Özel sektörün bu yatırımları yapması için uzun vadeli kaynağa ihtiyacı var. Bu kaynağı ortaklık şeklinde bulabileceği gibi, borç olarak da bulabilir. Gerçekçi olmak gerekirse uzun vadeli borç olmadan yatırımdan söz etmek çok zor. Bu finansmanı sağlayanlar da finansal aracılar.

Diyelim ki bankalar. İşte enflasyonun çok yüksek olduğu dönemlerde haliyle faizler de çok yüksek oluyor. Her ne kadar ülkemizde bir tartışma konusu olsa da yüksek faizlerin iki sebebi vardır biri beklenen enflasyon diğeri de risk primi. Demek ki enflasyon faizlerin yüksekliğinin en ana sebebi. İşte böyle durumlarda da yerel para cinsinden uzun vadeli borçlanmak imkânsız oluyor.

Çünkü bankalar borç vermek istemiyorlar. Enflasyon ve faiz yüksek olduğu için bu değişkenlerin oynaklığı da çok yüksek oluyor. Bugün yüzde 30 faizle 10 yıllık bir kredi verseniz, yıllar içinde enflasyon ve faizler 50’ler seviyesinde gitse bu dönemde bulacağınız yüksek faizli kaynaklarla verdiğiniz krediyi finanse ederseniz muhtemelen batarsınız. İşte onun için de bankalar şu anda kredi vermekte isteksiz. Buna, negatif faiz marjı riski diyebiliriz.

Diğer taraftan diyelim ki banka krediyi verdi. Yatırımcı 10 yıl boyunca ne kazanacak da bu yıllık yüzde 30 faizi ödeyebilecek. Tersi durum olsa ve enflasyon 5’lere düşse, bu durumda da yerel para cinsinden nominal karlar düşük ama faiz giderleri yüksek olacak. Zaten böyle olduğu için de daha stabil ve düşük faizli yabancı para cinsi krediye yönleniliyor.

Bu da tabii kur riskini beraberinde getiriyor. Uzun vadeli yatırım olmayınca da kalıcı kalkınma, üretkenlik artışı vs. olmuyor. 10 bin dolar kişi başına gelire takılıp kalıyoruz. Yukarıda bahsettiğim diğer bir problem de tasarruflarımızı ne yapacağımız. TÜİK her ay finansal yatırım araçlarının getirilerini yayınlıyor.

Tasarruflarımız eriyor

Haziran verilerine göre yılbaşından buy ana TÜFE’yle indirgediğimizde reel olarak sadece yabancı paraya bağlı ürünler getiri sağlamış. Onun dışında mevduata parasını yatıranların paraları reel olarak yüzde 9.4, borsaya yatıranların yüzde 13.28, devlet tahviline yatıranların yüzde 24.81 erimiş. Eğer sizin yaşadığınız yerde enflasyon TÜİK’in dikkate aldığından daha yüksekse sizin paranız reel olarak daha fazla erimiş demektir.

Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bu şartlar altında tasarruf sahiplerini TL cinsinden yatırım yapmaya yönlendirmek mümkün değil. Hal böyle olunca da merkez bankası kendi kontrolündeki TL dışında başka para birimlerini de yönetmeye çalışıyor. Bu da imkânsız olduğu için bir yerde sonunun nereye varacağı belli olmayan KKM gibi ürünlere mecbur kalıyoruz. Enflasyon bu kadar yüksek olmasa nominal olarak getiri farkları olsa da enstrümanlar arasında reel olarak bu derece farklar oluşmayacak.

Ayrıca bu sürecin bir de kendini besleyen bir yanı var. Enflasyondan korunmak isteyen vatandaş tasarruf etmek yerine mal almayı tercih ediyor. Bu da bir tur daha enflasyonu artırırken, çok ihtiyacımız olan tasarrufların düşük kalmasına neden oluyor. Birileri masaya yumruğunu vurup enflasyona açıkça savaş açmadıkça ekonomik sorunlarımızdan kurtulamayız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bir beka meselesi: ekonomi 12 Aralık 2024