Enflasyonun dinamikleri

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI [email protected]

Dün Temmuz ayı enflasyon oranı açıklandı. Aylık enflasyon yüzde 0,15 olurken, yıllık enflasyon yeniden tek haneli rakama geriledi ve yüzde 9,79 oldu. Bugün birçok gazetenin ekonomi sayfasında bu birinci haber oldu. İktidar yanlısı gazeteler başlıklarını “enflasyon da büyük başarı” diye atarken, artık birkaç tane kalan muhalif gazeteler ise “enflasyon hala çok yüksek” gibi bir başlık attılar/atacaklar.

Biz ise, bu yazı da daha farklı bir analiz yapalım. Önce enflasyon ile ilgili birkaç ayrıntıya bakalım, sonra da enflasyonun dinamikleri, kaynakları nelerdir sorusuna yanıt arayalım. Saptamalar;

- Türkiye, dünyada enflasyon oranının yüksek olduğu ülkeler arasında yer almakta. Özellikle ana ticari ortaklarımıza göre enflasyon oranı kabul edilemez bir noktada. Örneğin enflasyonun AB ortalaması yüzde 1,4. AB ülkeleri içinde en yüksek enflasyon oranına sahip olan ülke yüzde 3,9 ile Sırbistan. AB’nin lider ülkelerinden Almanya’da enflasyon oranı yüzde 1,5, Fransa’da yüzde 0,8.

- Türkiye’de gıda enflasyonu birçok ülkenin üzerinde seyrediyor. Bundan dolayı da enflasyon ortalama tüketicinin canını çok yakıyor. Temmuz ayı yıllık gıda enflasyonu yüzde 10,7 olan Türkiye, tüm AB ülkelerinin önünde, AB ortalaması ise yüzde 1,7.

Fiyatların çıkmaması için tüketim düşürüldü

Şimdi bu küçük saptamalardan sonra gelelim enflasyonu dinamiklerine:

Yıllardır, (Özal’dan beri) bu ülkenin tüketicisine çok tüketme enflasyon olur tekerlemesi öğretildi. Az tüketmesi için ücretler aşağıya çekildi. Bunu kalıcı kılmak için sendikalı işçi sayısı düşürüldü/düştü. Hatta daha ileri gidildi. Bu ülkede sendika devletin verdiği ücret artışının altında ücret artışı istedi. Hükümet tabi bu teklifin üstüne atladı. Sendika başkanı ödülünü aldı, milletvekili oldu. Yakın dönemde OHAL, terörü yok etmek için ilan edildiği halde, grev ertelemelerinde de kullanıldı. Sonuçta, çalışanın sesi kısıldığı halde yine de enflasyon artışı son on yıldır durmuyor. Dolasıyı ise ücretlilerden kaynaklanan talebin enflasyon üzerindeki baskısı hafiflemiş oldu. Aslında daha da hafiflerdi. Nasıl mı? Eğer bankalar tüketicilere-ücretlilere ihtiyaç, araç ve konut kredisi vermese idi.

TCMB, döviz kurları karşısında savunmasız

Eğer enflasyon talep kaynaklı değil ise neden yüksek sorusuna verilecek bir başka yanıt enflasyonun maliyet kaynaklı olabileceğidir. Bu maliyetler arasında elbette ülkemizde ücret yok. Ancak ara malı maliylerini artıran döviz kuru var, tüketici fiyatlarını yukarı çeken dolaylı vergiler (KDV, ÖTV) var.

TCMB istediği kadar başarılı para politikası uygulasın bunlar üzerinde etkili olamıyor. Vergi TCMB’nin denetiminde değil. Tasarruf oranı düşük, yani Türkiye, ödünç verilebilir fon arzı düşük olan bir ülke (TÜİK bu oranı Eylül ayında uygulamaya başladığı yeni GSYH hesaplama yöntemi ile yüzde yüz artırma başarısı gösterse de, bu ne kurlara ne faiz oranına yansımadı.), dolayısıyla ülkemiz yurtdışından gelen sermaye hareketlerine muhtaç. Sonuç olarak bu yapı TCMB’nı döviz kurları karşısında savunmasız bırakıyor. Yani Türkiye’de döviz kuru artar-enflasyon artar ilişkisi şu an için kırılamıyor.

- Enflasyonun artmasında başı çeken özellikle işlenmemiş gıda ve ulaştırma ve konut fiyatlarında maliyetler kadar piyasa yapısı da rol oynuyor. İşlenmemiş gıda sektörünü ele alalım, her ne kadar çok sayıda tarım ürünü üreticisi olsa da, fiyatları birkaç toptancı ve kentlerdeki az sayıdaki market dediğimiz satıcılar belirliyor. Özellikle büyük kentlerde gıda ürünü aldığınız çok sayıda market varmış gibi gözüküyor, ancak çoğu aynı firmanın market şubeleri. Yani bu piyasa oligopol. Bundan dolayı da lider firmalar-marketler fiyatları belirliyor, diğerleri de onu takip ediyor. Halkın ifadesi ile tarlada 75 kuruş olan domatesin fiyatının büyük kentlerde 4-5 TL olmasının edeni bunlar. Devlet burada regülasyon (düzenleme, kurallar) yapacak iken, deregülasyona (kuralsızlaştırmaya) gidiyor.

- Enflasyonun bir başka kaynağı ise maliye politikasındaki genişlemeci uygulamasıdır. Mali genişleme tıpkı parasal genişleme gibi enflasyonisttir.

Özetlersek, bu dinamikler ortadan kalmadan fiyat istikrarı sağlanamaz. Enflasyonda küçük oynamalar olur, bu da kimi kalemşorlara yeter.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019