Enflasyonla mücadeledeki varsayımlar!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Bu yılın son enflasyon raporu konusundaki Merkez Bankası Başkanının sunumu, bu konudaki kafa karışıklıklarının azalması konusunda önemli bir katkı yapmadı. Güncellenen tahminlerin arkasında yatan varsayımlara ilişkin belirsizliklerin yüksek düzeyini koruması, pek konuşulmasa da sıkıntı yaratmaya devam edebilir. Piyasa eğilimlerini kontrol altına almak adına beklentilerin daha iyimser hale getirilmesi yönündeki çabalar, bu nedenle yeterli olmayabilir.

Yeni bir kur şoku yaşanmayacağı ve enflasyondaki tırmanışın baz etkisi yolu ile kademeli olarak gerileyeceği yönündeki varsayım, bu açıdan öncelikle dikkat çekiyor. Küresel koşullardaki olumsuz değişim, kırılganlık yaratan kur riski hacmi ile dağılımı kısmen görmezden geliniyor. İç talepteki zayıflamanın maliyet kökenli baskıları azaltıcı etkisi ön plana çıkarılırken, ölçek ekonomisinden uzaklaşmanın maliyet artışı yönündeki olası etkileri pek hesaba katılmıyor. Başta kredi olmak üzere aktarım mekanizmalarının normalleşeceği öngörülüyor. Fiyatlama davranışlarındaki bozulmadan şikayet ediliyor ve geçmişteki enflasyona ilişkin endekslemeden uzaklaşılması tavsiye ediliyor. Burada kısmen değindiğimiz bu türden konularda sıkıntı yaşanmaması durumunda, 2019 sonunda yıllık enflasyon hedeflenen aralıkta olabilir!

Ekonomimiz gibi, para otoritesinin enflasyon tahminleri de kırılgan bir görünüm sergiliyor. 2013 yılı Mayıs ayından bu yana ve giderek artan oynaklıklarda kur şoku yaşamadığımız bir yıl olmadığını hatırlayınca, hem gerçekçi yaklaşımdan vaz geçmemenin ve hem de beklentileri daha iyimser hale getirebilecek bir çizgide ilerlemeye çalışmanın mümkün olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Gerçekçi olmak ile beklentileri kontrol altına alarak yönlendirmeye çalışmak arasındaki uçurumun genişlemesi önlenemiyor!

Bu aşamada sormak gerekiyor! 2019 yılında yeni bir kur şoku yaşanmaması olasılığı yüzde 50’den fazla mıdır? Eğer olasılık ciddi ise, ortaya konan tahminlerin itibarı ne kadar olabilir ve fiyatlama davranışlarının ihtiyaç duyulan ölçüde düzelmesine katkı yapabilir mi?

Ağırlaşmasına izin verilmiş sorunlar ve olumsuzlaşma yönünde ilerlemeyi sürdüren küresel koşullar, riskten kaçınma eğilimini ve kırılganlık algılarını besliyor. Her hangi bir gelişme ile tetiklenen kur şokları, hem bilançoları ve hem de geleceğe yönelik beklentileri yıpratıyor; çok yönlü istikrarsızlık endişelerinin güçlenmesi engellenemiyor. Küresel kriz öncesinde yediğimiz hurmalar ve sonrasında devam ettirmeye çalıştığımız tutarsız tercihler, yaşamakta olduğumuz açmazların sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Kısa vadeli yaklaşımları uç uca ekleyerek geldiğimiz yer kimseyi memnun etmiyor; ne gereken bedelleri ödemeyi göze alabiliyoruz, ne de geçmişe gidip yanlışları ortadan kaldırabiliyoruz!

Önümüzdeki hafta başında Ekim ayı enflasyon rakamları açıklanacak! İyimser tahminler, enflasyonla mücadele yaklaşımı sayesinde tüketici fiyatlarındaki yıllık oranın cüzi oranda gerileyebileceğini ve yurtiçi üretici fiyatlarının ise yükselmeye devam edeceğini öngörüyor. Her iki fiyat endeksi arasındaki fark, maliyet kökenli baskılar nedeniyle artmayı sürdürecek; 2019 yılının ilk yarısında tüketici fiyatları yeni zirveler yaptıktan sonra, kur şoku yaşanmadı ise gerileme eğilimine girebilecek! Süreç boyunca faizler gerilemeyecek ve belki de olası kur şoklarını engellemek adına daha da yükseltilecek!

Fiyat istikrarını yeniden tesis edeyim derken, finansal endişeler muhtemelen yüksek düzeyini koruyacak ve tüm kesimlerin hareket alanı olabildiğince daralıyor olacak! Zira artık net dış borç ödeyicisi olmak zorunda kalmanın ve eşanlı olarak enflasyon ile mücadelenin dayattığı bedellerin paylaştırılması, muhtemelen memnuniyetle karşılanmayacak! Ekonomi durgunlaşmayı sürdürüyor ve işsizlik artıyor olacak; Siyasi İrade oy oranının azalmasına, iş dünyası üstlendikleri yüklerin taşınamayacak hale gelmesine ve ücretliler satın alma güçlerinin eritilmesine tepki vermeyecekler! Bu türden gerekli özverilere katlanılsa bile, kur şoku olasılığına bağlı tehditlerin gerçekleşme olasılığı azalmıyor olacak!

Beklentilerin düzetilebilmesi gerekli, fakat kesinlikle yeterli değil! Hele hele, taşıyıcı kolon kırıklarını sıva ile kapatıp her kesimi aldatmayı denemek dışında bir seçenek isek!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar