Enflasyonla mücadele etmekte çok zorlanıyoruz!
Enflasyon ile mücadele programını yetkililerin ağzından dinledik; dile gelmeyen varsayımları gerçekçi olanlar ile değiştirdiğimizde, hala günü kurtarmak adına sorunların ağırlaşmasına izin verme kolaycılığından kurtulmanın söz konusu olamadığını gördük. Düşüncelerimizi kısaca özetleyecek kelime bulmakta zorlandık! Sorunların kökenine inme anlayışının olmadığını, sadece sonuçları geçici bir süre için farklılaştırarak beklentilerin bozulmasını geciktirmek çabası ile yetinmek durumunda kalındığını izledik. Geleceğe yönelik ekonomik ve sosyal riskleri hafifletmekten çok, yerel seçimlere ilişkin hassasiyetlerin ön plana çıktığını gözlemledik.
Kısa vadeli tercihlerin yan tesirleri görmezden geliniyor
Özetle ifade etmek gerekir ise borç yapılandırmalarının genele yayılması konusundaki tavsiyeler ve bunları teşvik eden öncü uygulamalar devreye giriyor, enflasyon sepetindeki ürünlerde gönüllülük esasına dayalı en az yüzde 10’luk fiyat indirim kampanyaları talep ediliyor. Nakit akım sorunlarının azalacağı, enflasyon beklentilerinin geçici süre için bile olsa kısmen düzeleceği, ekonomideki sert çakılmanın yumuşatılabileceği ve Yeni Ekonomi Programına yönelik güvensizliğin azalabileceği varsayılıyor. Bu kısa vadeli tercihler nedeniyle ortaya çıkabilecek yan tesirler tümü ile görmezden geliniyor.
Oldukça sorunlu olan ve uzun vadeli desteklere ihtiyaç duyan özel sektörden, sene sonuna kadar fiyatlar konusunda özveri talep ediliyor. Dramatik çelişkiler, maliyetler ile fiyatlar arasındaki negatife dönüşen farklar ve kontrol edilemeyen dışsal değişkenler görmezden geliniyor; sanki bir çeşit sübvansiyon takası öneriliyor ve bu yönde teşvik şeklinde bir zorlama yaşanıyor. Kısmen indirimli faiz oranları ile borç yapılandırması konusunda biz size destek verelim, siz de fiyatlar ve enflasyon beklentileri konusunda bizi rahatlatın!
'2019 beklentisi yakalanamaz' endişesi tüm eğilimleri kontrolden çıkarır
Bir an için bu yaklaşımın genele yayılan ölçüde kabul gördüğünü ve çalıştığını varsayalım. 2018 yılsonuna ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 27-28 seviyelerinden yüzde 22-23 düzeylerine gerileyebilir; fakat küresel koşullarda bizim lehimize olabilecek bir mucize yaşanmaz ise 2019 senesinin sonuna ilişkin beklentilerin bozulması ve yüzde 15,9’luk hedefin kesinlikle yakalanamayacağı endişesinin güçlenmesi tüm eğilimlerin kontrol dışına çıkmasına sebep olabilir. Birkaç aylık dengelenme görünümü adına orta vadede bütün dengesizliklerin fitili ateşlenmiş olabilir! Döviz kuru-enflasyon ve faiz üçlüsü yeni rekorlara koşabilir, mevcut sorunlar bugünkünden çok daha tehlikeli hale gelebilir!
Borç yapılandırması konusunda ise, gerek finansal yapının ve gerek ise kamu kurumlarının başka bir seçeneği yok! Özel sektör fiyat indirim kampanyasına destek verse de vermese de, sorunlu kredi hacminin hızla artmaması için 2009 yılından bu yana olduğu gibi gereken yapılmak zorunda; pazarlığa konu olabilecek bir durum söz konusu değil. Üstelik indirimli olduğu söylenen mevcut faizler bile sorunu ağırlaştıracak gibi görünüyor. Fiyat indirim taleplerine icabet, sorunları ağırlaştırmak ve kurtulabilecek şirket sayısını azaltmaktan başka bir işe yaramayabilir! Esas önemlisi, özel sektörün yeterli düzeyde ve uygun maliyette taze krediye acil ihtiyacı var; bu gereksinim karşılanamıyor ve sert çakılma olasılığı güçleniyor.
Ayrıca kredi mekanizmasının çalışmıyor olması, mal akımlarını da aksatıyor ve çok sayıda indirim sözü veren çok şubeli marketlerin mal tedarik düzenlerini aksatıyor. Zira ciroyu yüksek tutmak ve pazar payını korumak şeklindeki amaçların terk edildiği, nakit karşılığı satışlara önem verildiği gözleniyor; özel indirimli fiyatlardan birkaç ay vadeli satış yapmak, önünü göremediği için hiçbir üreticinin veya toptancının işine gelmiyor. Bu durumun yaratabileceği dengesizlikler evdeki hesabın tutmasını engelleyebilecek farklı bir açmaz olarak önümüzde duruyor.
Yine mevsimlik koşullar ve kontrolden çıkmaya başlamış muhtemel maliyetler nedeniyle, zorunlu ihtiyaç maddelerinin fiyatları ek sıkıntılar yaratabilir. Arz cephesinde yaşanabilecek daralmalar, göle maya çalma anlayışı ile başlatılan enflasyonla mücadele kampanyasının umulan sonucu üretmesini engelleyebilir. Sorunları ağırlaştırmak pahasına günü kurtarmaya çalışmanın, artık işe yaramayan ve terk edilmesi gereken bir anlayış olduğu bir kez daha tescil edilebilir! Açıklanan mücadele programına mecbur kalmak, nasıl bir süreçten geçtiğimizin farkında olanlar açısından önemli bir itirafname özellikleri taşıyor!