Enflasyondan faiz indirimine izin çıktı
Dün açıklanan Kasım ayı enflasyonu %2.2 ile beklentilerin biraz üzerinde geldi. Gıda fiyatları, özellikle meyve-sebze fiyatlarındaki dalgalanmanın, bu sapmada önemli etkisi oldu. Diğer taraftan, çekirdek fiyatlarda, özellikle hizmet fiyatlarındaki görece ılımlı seyir, TCMB’nin son PPK toplantısında sinyalini verdiği gibi, faiz indirimine başlamasına izin verecek gibi görünüyor.
Mevsimsel düzeltilmiş enflasyon eğilimi üçüncü çeyreğin altında
Enflasyondaki aylık gelişmeleri ve ana eğilimi tespit etmek için gıda ve enerji gibi yüksek dalgalanma gösteren fiyatları hariç tutan çekirdek göstergeleri takip etmek daha sağlıklı sonuçlar veriyor. Ayrıca bu verileri, mevsimsel etkilerden arındırmakta gerek. TÜİK, Ekim ayından itibaren mevsimsel düzeltilmiş enflasyon verilerini yayınlamaya başladı. Ancak diğer ülkelerdeki uygulamaların ve TÜİK’in açıkladığı diğer verilerin aksine, mevsimsel düzeltilmiş enflasyon verileri, ham veriyle birlikte açıklanmıyor; bir günlük gecikmeyle paylaşılıyor.
Bugün açıklanacak önemli kalemlerdeki mevsimsel düzeltilmiş verileri hesapladım. Benim hesaplamalarıma göre, bu yıl enflasyondaki düşüşün gecikmesinde ana etkenlerden biri olan hizmet fiyatlarında, mevsimsel düzeltilmiş olarak %3.4’lük bir aylık artış olmuş gibi görünüyor ki bu da önceki aya benzer bir grafik ortaya koyuyor. Ancak üçüncü çeyrekteki ortalama %4’lük aylık artış hızına göre bir yavaşlama ikinci ayda da gözleniyor ki benzer şekilde, çekirdek B (işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler, tütün ve altın hariç TÜFE) mevsimsel düzeltilmiş aylık artışı %2.5 ile üçüncü çeyrekteki ortalama %2.7’nin altına geldiğini hesaplıyorum.
Özellikle hizmet fiyatlarının hız kesiyor olması oldukça önemli… Bu durum, iç talepteki kademeli yavaşlamanın enflasyon üzerinde olumlu etkilerinin olmaya başladığını düşündürüyor. Kira fiyatlarındaki artış hızının gerilemesi etkili olmakla birlikte, kira hariç hizmetlerdeki mevsimsel düzeltilmiş artışın da üçüncü çeyrekteki %3.5 civarından son aylarda %3 civarına gerilediğini hesaplıyorum.
Bu hesaplamalar ışığında, TCMB’nin bugün yayınlayacağı enflasyon notunda açıklanacak enflasyon ana eğilim göstergesinin, geçen ayki düşüşünün ardından Kasım ayında %2.5 civarında yataya yakın kalacağını düşünüyorum. Bu da faiz indirim beklentilerini destekleyecektir.
Önümüzdeki aylarda enflasyon nasıl seyredecek?
Aralık ayında enflasyonun, mevsimsel etkilerin desteğiyle daha ılımlı bir seyir izlemesi beklenebilir. Gıda fiyatlarındaki artış ivmesinin son haftalarda durduğunu gözlemliyorum. Ayrıca döviz kurlarının istikrar kazanması, temel mal fiyatlarındaki artışları da ılımlı seviyelerde tutmaya devam edecektir.
Hizmet fiyatları tarafında ise kira artışlarının aralık ayında son aylardaki gibi yavaşlamaya devam etmesi beklenebilir. Hizmet üretim maliyetlerini yansıtan Hizmet ÜFE’nin Ekim ayında %0.2, son üç aylık ortalamada ise %1.3 oranında ılımlı bir artış göstermesi, kira dışındaki hizmet fiyatlarındaki artış hızının da gerileyebileceğini düşündürüyor. Bu faktörler ışığında, Aralık ayında TÜFE’nin %1.5 seviyesine gerilemesi ve yılı %45 civarında bir enflasyon oranıyla tamamlanması muhtemeldir.
Ocak ve Şubat ayları açısından ise belirsizlik oldukça yüksek. Öncelikle, asgari ücret artışının boyutu, TCMB’nin yılsonu tahmini olan %21 ile tahminin üst bandı olan %26’nın geçerliliğini belirleyecek önemli bir faktör olacak. Ancak bu enflasyonist baskının, kamu fiyat artışlarının bütçe imkanları ölçüsünde sınırlı tutulmasıyla dengelenmeye çalışılması bekleniyor. Her yıl başında ÜFE’ye göre artırılan akaryakıt ve sigara ÖTV oranlarının yanı sıra yeniden değerleme oranının da sınırlandırılması öngörülmektedir. Dolayısıyla yılın başındaki enflasyon görünümü, büyük ölçüde kamunun alacağı kararlara bağlı olacaktır. Bunun yanında, enerji fiyatları da durumu zorlaştıran bir unsur olarak öne çıkıyor.
Doğalgaz fiyatlarındaki yükseliş
Enerji piyasalarında genelde petrol fiyatları öncelikli olarak takip edilirken, doğalgaz fiyatlarındaki gelişmeler zaman zaman göz ardı edilebilmektedir. Ancak doğalgaz fiyatları, 2023 başından itibaren düzenli bir yükseliş trendi sergilemiş ve son dönemde bu yükseliş hızlanmıştır. Uluslararası piyasada doğalgaz fiyatı, geçen sene Ekim ayından beri en yüksek seviyesine çıktı.
Enerji fiyatlarındaki artışın ilk etkisi, dış ticaret verilerinde görüldü. 2022 yılında 8 milyar doların üzerine çıkan net enerji ithalatı, fiyatların düşüşüyle kademeli bir gerileme göstermişti. Ancak özellikle doğalgaz fiyatlarındaki artış nedeniyle, yılın ikinci çeyreğinde aylık ortalama 3.4 milyar dolara kadar düşen net enerji ithalatı, Kasım ayında 4.4 milyar dolara yükseldi.
Sene başında, sanayide kullanılan doğalgaz fiyatlarında %30- 40 civarında bir artış yapılması gerekecek gibi görünüyor. Ayrıca sübvansiyonun sürdüğü hane halkı tarifelerine de zam yapılması ihtimali arttı. Elektrik fiyatlarında olduğu gibi, tüketim miktarına göre fiyatlandırma düzenlemesi, konutlarda kullanılan doğalgaz üzerindeki zam baskısını hafifletebilir.
Sonuç olarak, enflasyon ve bütçe dengesi açısından kamunun alması gereken zor kararlara bir yenisi daha eklendi.
Faiz indirimi bu ay başlayabilir
Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde yoğunlaşan enflasyon risklerini de dikkate alarak, TCMB’nin bu ay 150 baz puan gibi temkinli bir faiz indirimi ile başlamasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Bunun için önümüzdeki dönemde açıklanacak piyasa katılımcıları ve reel sektör enflasyon beklentilerinde bir bozulma olmaması da gerekecek.
Eğer faiz indirimlerinde acele edilirse, enflasyon beklentilerinde bozulma riski artabilir. Bu durumda, TCMB’nin faiz indirimlerine erken ara vermek zorunda kalması söz konusu olabilir. Ayrıca bu durum fiyat istikrarı hedefinden sapma riskini de beraberinde getirecektir.