Enflasyonda zirveye ulaştık; şimdi ne olacak?

Prof. Dr. İbrahim ÜNALMIŞ
Prof. Dr. İbrahim ÜNALMIŞ EKONOMİ NOTLARI ibrahimunalmis@hotmail.com

Mayıs ayı enflasyon beklentisi yüzde 3 seviyesindeydi ve yıllık olarak yüzde 75’e ulaşması bekleniyordu. Gerçekleşme aylık TÜFE’de yüzde 3.35 oldu ve yıllık enflasyonu yüzde 75.45’e taşıdı.

Bir süredir ekonomi yönetimi tarafından yapılan iletişim, mayıs ayında enflasyonun zirveye ulaşacağı ve sonraki dönemde düşüşe geçeceği yönündeydi. Peki fiyat artışlarında en kötü geride kaldı mı? TCMB’nin yıl sonu hedefi olan yüzde 38’e ulaşma ihtimali nedir?

Mayıs TÜFE gelişmeleri

Mayıs ayında TÜFE yüzde 3.37, gıda fiyatları yüzde 1.7, lokanta fiyatları yüzde 5.5, konut yüzde 7, giyim ve ayakkabı fiyatları yüzde 9.6 arttı. Son dönemde aylık yüksek enflasyon rakamlarına alışıldığı için yüzde 3.37 rakamı belki çok yüksek algılanmayabilir.

Fakat 2002 yılından itibaren baktığımızda en yüksek mayıs ayı tüketici enflasyonu olarak karşımıza çıkıyor. Gıda fiyatlarındaki yüzde 1.69’luk artış 2011 mayıs ayı dışındaki en yüksek fiyat artışı. Lokanta ve otellerde gözlenen yüzde 5.52’lik fiyat artışı yine son 22 yılın en yüksek ikinci fiyat artışı olarak tarihe geçti. Ulaştırma gibi maliyetleri enerji fiyatlarına bağlı olan sektörlerde daha ılımlı fiyat artışları gözleniyor. Örneğin, ulaştırma sektöründe aylık fiyat artış oranı yüzde 1.16 ile 22 yıllık ortalamasına yakın.

Mayıs ÜFE gelişmeleri

Üretici fiyatları enflasyonu son dönemde yönünü yukarı çevirdi ve mayıs ayında aylık yüzde 1.9, yıllık yüzde 57.7 olarak gerçekleşti. Yurt içi ÜFE’nin alt kalemlerinden ara malı fiyatları yıllık yüzde 55.5, dayanıklı tüketim malları yüzde 64.9, dayanıksız tüketim malları yüzde 66.1, enerji fiyatları yüzde 43.7, sermaye malları fiyatı yüzde 63.5 arttı.

Önümüzdeki dönemde bizi neler bekliyor?

Mayıs ayı tüketici enflasyonu alt kalemlerindeki gelişmeler ayrıntılı incelendiğinde önemli alt kalemlerde hala tarihsel yüksek seviyelerde fiyat artışları yaşandığını gözlemliyoruz.

Benzer bir analizi yılın ilk beş ayı için yaptığımızda, mart ve nisan ayları haricinde, aylık fiyat artışlarının geçmiş yılların aynı aylarına göre yüksek seyrettiğini görüyoruz. Bu analizimizden yola çıkarak geçmiş yıllarda yaşanan aylık enflasyonlar üzerinden bir enflasyon patikası analizi oluşturduk.

Bunun için olasılıklarına göre aylık enflasyon verileri için yüzdelik dilimler hesapladık. Bu yöntemle elde ettiğimiz fiyat patikalarını olasılıklarına göre çizdiğimizde yukarıdaki grafiği elde ediyoruz. Grafiğin bize söylediklerini şu şekilde özetleyebiliriz:

-Yıl sonunda enflasyon en iyi ihtimalle yüzde 25, en kötü ihtimalle yüzde 85 olabilir.

-Baz etkisinin etkili olduğu aylardan sonra enflasyonun düşüşe devam etmesi için iyi senaryoların gerçekleşmesi gerekiyor. Olasılık hesabı ile baktığımızda enflasyonun düşüşe devam etme ihtimalinin (geçmiş verilere göre) yüzde 50 olduğunu söyleyebiliriz.

-Yıl sonu TÜFE enflasyonunun TCMB tahmininin üst sınırı olan yüzde 42 civarında olma olasılığı yüzde 50’ye yakın.

-TCMB tahminin orta noktası olan yüzde 38 ile yılı bitirme ihtimalimiz yüzde 42 civarında. Söz konusu olasılıklar düşük olasılıklar değil. Geçmişe bakarak geleceğe ilişkin çok keskin yargılarda bulunmak da doğru olmaz.

Fakat geçtiğimiz beş ayın fiyat artışlarına baktığımızda gerçekleşmelerin yüzde 50 üzerindeki olasılık dilimlerinde olduğunu görüyoruz. Bir başka deyişle, yılın ilk yarısında enflasyon dinamikleri TCMB’den yana değildi. Peki yılın ikinci yarısı için daha iyimser olabilir miyiz?

Para politikasının mevcut sıkılığını koruduğu varsayımı altında görece sıkı finansal koşulların yurt içi talebi bir miktar daha baskılaması mümkün. Fakat, turizm sezonu olması nedeniyle yaz aylarında etkili bir düşüş olmayacağını düşünüyoruz. İç talepteki daralmanın yılın son çeyreğinde daha fazla hissedileceğini tahmin ediyoruz. Bu tahminlerimiz bize ekonomiyi soğutmak için yılın ikinci yarısında ek tedbirlere ihtiyaç olduğunu düşündürüyor.

Örneğin, yılın ikinci yarısında kamu maliyesi politikalarının para politikasını destekleyici yönde kullanılması TCMB’nin yıl sonu hedefini yakalaması ve dezenflasyonist politikaların itibarının artması için oldukça faydalı olacaktır. Para politikasına ek desteklerin olmadığı bir ortamda enflasyon hedefine ulaşmak isteniyorsa para politikasında ek sıkılaştırma ihtiyacının gündeme gelmesi kaçınılmaz olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TCMB likidite yönetimi 24 Mayıs 2024