Enflasyonda ürküten makas
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Üretici Fiyatları Endeksi’ni (ÜFE) yurtiçi ve yurtdışı şeklinde iki ayrı endeks halinde yayınlamaya başladı. Böylece kur hareketlerinin enflasyona etkisinin resmini daha net görebiliyoruz.
Bu ilişkiyi görebilmek bize, kurlardaki son hareketlerin enflasyon açısından nasıl bir tehdit oluşturduğu konusunda da bir fikir veriyor. Baştan söyleyelim grafikte de görüldüğü gibi ortadaki resim oldukça ürkütücü.
Yurtdışı ÜFE ile diğer endekslerin temel aldığı yılların farklı olmasının yol açacağı karışıklığı önlemek için tüm göstergeler için 2010 yılı ortalamaları 100 olacak şekilde yeni endeks değerleri hesapladık. Döviz kurları için 1 dolar ve 1 Euro’dan oluşan sepetin aylık ortalamalarına dayalı bir endeks hesapladık. Ocak ayı itibarıyla 2010 yılı ortalamalarına göre tüketici fiyatları yüzde 30.91, Yurtiçi ÜFE yüzde 32.47, Yurtdışı ÜFE yüzde 45.57, kur sepeti ise yüzde 50.21 artmış bulunuyor.
Grafikte ortaya çıkan resim bize şunları söylüyor:
- Tüm enflasyon göstergelerinin yönünü, temelde kurlar belirliyor. Yön değiştiren hareketler, önce kurlardan geliyor ve enflasyon göstergeleri bu hareketin peşine takılıyor.
- Yurtdışı ÜFE, kur hareketlerinden çok çabuk ve çok fazla etkileniyor. Kurlardaki artış veya düşüş, doğal olarak ihraç ürünlerin TL fiyatlarına kısa sürede yansıyor. Bu yüzden grafikte kurlara en yakın seyreden enflasyon göstergesi Yurdışı ÜFE.
- Kurlardan etkilenmede ikinci sırayı Yurtiçi ÜFE alıyor. Yurtiçi ÜFE, kurlardaki hareketi, Yurtdışı ÜFE’ye göre biraz gecikerek ve hareketi de biraz yumuşatarak izliyor. İçeride kapasiteyi zorlayan yüksek bir talep yoksa, üreticilerin kur artışını, yurtiçi fiyatlara aynı hızla yansıtması mümkün değil. Öte yandan üreticilerin, kur artışını fiyatlarına yansıtmama şansları da yok. Çünkü çoğu malın üretiminde ciddi miktarda ithal girdi kullanılıyor. Kur artışıyla ithal girdi fiyatları da artırdığı için üreticiler, iç talep zayıf bile olsa fiyatlarını da artırmak zorunda kalıyorlar.
- Kur hareketleri, TÜFE’ye üretici fiyatlarına göre daha gecikerek ve daha da yumuşamış şekilde yansıyor. Grafikte TÜFE’deki hareketlerin diğerleri gibi sert olmadığını ve göreli olarak daha düz bir çizgi halinde seyrettiğini görüyoruz. Ama kurlardaki hareketin yönü mutlaka TÜFE’yi de peşinden sürüklüyor.
- Kurlar yükselmeye başladığında TÜFE, bu harekete göreli olarak daha geç katılıyor, ancak kurlar düşmeye başladığında TÜFE’deki yükseliş devam ediyor. Buradan hareketle önümüzdeki dönemde kurlar düşmeye başlasa bile TÜFE’deki artışın süreceğini söyleyebiliriz.
- 2010 ortalamasını baz alan kur ve TÜFE endeksleri arasındaki makas üç yıllık sürede ortalama 3.33 puan olmuş. TÜFE, kurlardaki artışı ortalama 3.33 puan geriden takip etmiş. Hızlı hareketler dışında iki endeks arasındaki fark genelde 5 puanın altında kalmış. Ocak ayı itibarıyla kur endeksi, TÜFE’nin 20 puan üzerine fırlamış durumda. Bu farkın genel seyre bakarak 5 puan dolayına gerilemesi gerekiyor. Makas, ya kurların gerilemesi, ya da enflasyonun yükselmesi ile kapanacak. Eğer kurlarda bir gerileme ortaya çıkmazsa, bu resim mevcut düzeyine göre en az yüzde 10’luk bir enflasyon artışı riskine işaret ediyor.