Enflasyonda kırılamayan katılık

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]

1994–2004, enflasyonun tek haneye doğru kademe kademe irtifa kaybettiği bir dönemdi. Enflasyon 1974’de Japonya’nın 1984’deyse ABD’nin sorunuydu. Enflasyon, finansal stabilizasyonun olmazsa olmazıdır. Enflasyon satın alma gücünü için için kemiren bir aldatmacadır. Muhasebe kayıtları gerçeği ifade edemezler. Gelir dağılımı bozuktur. Ne fırsat eşitliği ne de adalet vardır. Refah ne de mutluluk ölçümleri hep olumsuzu işaret eder. Enflasyon tasarrufu kemiren kurttur. 

Oysa gelişmiş ülkeler enflasyon defterini 1984 yılında kapattılar. Başta Venezuella, Endonezya, Hindistan, Türkiye olmak üzere gelişmekte olan ülkelerse, boğuşmaya devam ediyorlar. 1984-2004 döneminde enflasyon sorumuza kronik olarak baktık. 84’te ve 94’te zirveyi gördük. Canavara benzettik. Şimdiyse katılıkta tıkandık kaldık. Yüzde 5 eşiğini aşamadık. 

Neden katılık?
Katılığın temel nedeni yapısaldır. Bugün için şipşak bir çözüm istemeye pek hakkımız yok. Katılığımızı hangi dinamikler etkiliyor dersek, şunlarla karşılaşırız: 
 i. Enerjide dışa bağımlılık. 
ii. İthalata dayalı büyüme modelimiz. İhracatın yüzde 66’sının DİR’e tabiidir. İthalat olmadan yapılamazlar. 
iii. Gıda fiyatlarında üretici ile tüketici arasındaki fark.
iv. Küresel dış ticaret dengesizlikler. 
v. Yetersiz tasarruf oranı. 

Bizce en çok fiyat oynaklığı yaşanan gıda fiyatları, temel değişkendir. Kamu yönetiminin bu alanda güçlü kontrolü beklenir. “Dünyayı aldatmak istiyorsanız doğruyu söyleyin” derken Otto von Bismarck, istatistik ölçümlerin  doğru şeyleri ölçüyor olmasını hatırlatıyor. 2014 bitkisel ürün fiyatları toplamda sadece yüzde 6 artışı kaydetti. Oysa perakendedeki fiyat artışları, bunun çok üstünde gerçekleşti. Bu ölçüm, tüccar ya da fabrikalar toptanını, semt pazarlarını, hali, mezbaha kesimini dikkate almaktadır. 

Neler yapılabilir?

1. Üretici toptan fiyatıyla, tüketici perakende fiyatı arasındaki fark, TÜİK tarafından aylık ölçülmelidir. 
2. Devlet, manipülasyona konu ürünleri dışardan destek alarak temin etmeli ve manipülasyona engel olmalıdır. 
3. Dışa bağımlılığı azaltıcı ekimler yapılmalıdır. Atıl durumdaki toprak tarıma kazandırılmalıdır. Hayvancılıkta yerli üretime küresel kimlik kazandıracak yatırımlar önemsenmelidir. 

Bizim inançlarımıza göre, “bizi aldatan bizden değildir.” Bitkisel ürünlerde üretici tüketici farkını ölçümleyerek kolları sıvamalıyız. Sağlıklı düşünmek, yapısal sorunlarımıza eğilmektir. Bunun dışında yüzde 5’den aşağısı “aynı şeyleri yapmak ve farklı sonuçlar beklemektir.” 
oioi.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar