Enflasyonda gıdanın ağırlığı neden bu kadar yüksek?
Her zaman tartışama konusu olagelmiştir, şu gerçek enflasyonla kaydi enflasyon arasındaki fark. Vatandaşın enflasyonuyla resmi enflasyon arasındaki uçurumdan bahsedilir. Yaşanmakta olanın manşetten sapmasına odaklanılır.
Bu nedenle enflasyon ölçüm sepetinin adeta nokta atış gerekir. Nüfusun yüzde 70’ine karşılık gelen kısmının elde ettiği gelirin en büyük kısmı kiraya gider. Bunu ulaştırma giderleri izler. Bunda hızlı kentleşme oranımız karşısında belediye ve diğer kamu hizmetlerinin yetersiz kalmış olmasının payı büyüktür. Gıdanın payı giyimle hemen hemen aynı seviyede kalır.
Öyleyse bizde neden bu enflasyon sepetinde gıdanın payı böylesine yüksektir. Yüksektir diyorum çünkü: Tüketici enflasyonu gıda payı 2014-2000 dönemi OECD ülkeleri ortalamasında 15.71-14.94 dar aralıkta oynar. Oysa Türkiye’de, 26.20 ile 24.20 arasındadır. Enflasyonumuzdaki gıdanın payıyla OECD lideriyizdir. Acaba bu sektörde fiyatlar, kendi iç dinamiklerinin etkisinde mi şekilleniyor?
Gelir dağılımı böylesine bozuk bir ülke örneği olarak, gıdadaki yüksek pay halkın gerçek enflasyonunu tahmin edebilir mi? Gübre fiyatlarından başlayalım. Gıda fiyatlarının en önemli girdilerinden olan gübrede Ocak 2016-Ocak 2005 dönemi fiyatlarının oranı; en düşük 3.18 ile DAP’ta, en yüksek 3.59 ile TSP düzeyindedir. Dönemin düşük kur yüksek faiz politikası, USD/TL kurunda ancak 2.12 oranını yakalayabilmiştir. Yani anlayacağımız, gübre fiyatları enflasyona göre yüzde 33 ile yüzde 50 arasında değişen primlerde tarım üreticisinin sırtına yüklenmiştir.
Bu durum TL uluslararası diğer para birimleri karşısında görece zayıf konumuyla da desteklenmektedir. TL, çoğu ülkenin para birimi karşısında değersizdir. Sadece bir başka gelişmekte olan ülke olan Polonya’nın Zlotisi karşısında yüzde 13 değerlidir. Bu durumda tarımda mazot girdisinin payının yüksek seyrediyor olmasına pek de şaşırmamak gereklidir. Tohum ve fidanda yüksek oranda dışa bağımlı sektör, TL’deki zayıflıktan nasibini bu segmentte de alacaktır.
Sonuç olarak işlenmiş ya da işlenmemiş gıda fiyatlarında dıştan gelen dinamikler o kadar güçlüdür ki içsel etkiler gıda fiyatlarının belirlenmesinde çok zayıf kalırlar. Buna bir de dışa bağımlılıkla serbest piyasa ekonomisi şartlarını birleştiren gıda spekülatörlerinin adımları eklendiğinde, gıdada fiyatların neden bu kadar değişken oldukları çok iyi anlaşılmaktadır.