Enflasyonda düşüşe iç talep direnci

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ [email protected]

Enflasyonu üç yılda tek haneye indirme he­defiyle geçen yıl tem­muzda uygulamaya konulan ekonomik program kapsa­mında gidilen parasal sıkılaş­manın etkisiyle ekonominin üretim ayağında giderek güç­lenen fren eğilimine karşılık, tüketim eğilimi canlılığını koruyor. Hayata geçirilen ra­dikal tedbirlere rağmen iç ta­lepte devam eden katılık enf­lasyonda düşüşe direnç oluş­turuyor.

Program döneminde, fa­izlerin kısa süre içinde hızla yükseltilmesi ve kredi kanal­larının daraltılması sanayi üretiminde düşüşe yol açar­ken, önceleri hız keserek de­vam eden iç tüketim artışı son dönemde ağırlıkla kredi kartı borçlanmasına kayarak ivme kazandı.

Enflasyonun ve ca­ri açığın temel kaynağı görü­len iç talebin barometre gös­tergesi perakende satışlarda yıllık artış oranı ağustosta ye­niden çift haneli düzeye geldi ve bu seyir eylülde güçlenerek devam etti. Programın ilk 15 aylık döneminde üretim-tü­ketim makası tüketim lehine açıldı. 2024 için öngörülen yıllık yüzde 41,5’lik “revize” enflasyon hedefinin sapma­sı ve yeni revizyon ihtiyacı doğmasında iç talepte devam eden canlılık etkili oldu.

Tüketim artışında yeni ivme

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre sıkı­laşma önlemlerinin devreye alınmaya başladığı Temmuz 2023 başından bu yıl eylül sonuna kadar olan dönemde toplam sanayi üretim endek­si yüzde 3,6 gerilerken, pera­kende satış hacim endeksin­de yüzde 14,5 artış yaşandı.

Gelir İdaresi Başkanlığı’na KDV beyannamesi veren tüm girişimlerin dahil olduğu ve perakende ticaret sektöründe farklı tür ve büyüklükteki gi­rişimlerin satışlarını her ay düzenli olarak ölçen endeksin “takvim etkisinden arındırıl­mış” serisine göre perakende satışlar başlarda hız kesmekle birlikte bu yıl mayısa kadar yıl­lık bazda çift haneli oranlarda artmaya devam etti.

Perakende satışlarda aylar itibarıyla yıl­lık artış mayısta yüzde 6,5’le tek haneye indi. Ha­ziranda yüzde 9,1, temmuzda yüz­de 5,8 olan pera­kende satışlar­daki yıllık artış ağustosta yüzde 13,7 ile yeniden çift haneli düzey­le eski ivmesini kazanmaya baş­ladı. Bu eğilimin devam etmesiyle satışlarda yıllık artış eylül ayın­da yüzde 15,9’a yükseldi.

Toplam sanayi üre­timi ise bu yıl şubat ayına ka­dar olan dönemde giderek hız kesen bir seyirle yıllık bazda tek haneli artışını sürdürdü. Büyük depremlerin etkisiyle sanayi üretiminde sert düşüş yaşanan Şubat 2023’ün baz etkisiyle bu yıl aynı ayda yıllık yüzde 11,1’le çift haneli artış kaydeden sanayi üretiminde, izleyen aylardaki değişimler ise genelde negatif seyretti. Sanayide kan kaybı, bu yıl ha­zirandan itibaren hızlanarak süreğen hale geldi.

Anılan ay­da yıllık bazda 5 düşüş kayde­den sanayi üretiminde, tem­muzda yüzde 3,9, ağustosta yüzde 5,2 ve eylülde yüzde 2,4 düşüş yaşandı. Sanayi üreti­minde son dört aydır yaşanan kesintisiz düşüşte, yüksek fa­iz ve sıkılaşma önlemleri ne­deniyle sanayicilerin krediye ulaşamaması, düşük kur ne­deniyle ihracatçı sektörlerin sıkıntı yaşaması gibi progra­gram döneminde Türkiye, giderek artan oranda ürettiğinden da­ha fazla tüketti.

Bu yıl mayısa kadar olan dönemde iniş ve çıkış bazın­da genelde paralel seyir izle­yen perakende satış ve sana­yi üretim endeksleri izleyen dönemde ayrıştı. Hazirandan itibaren perakende satışlar­da yukarı, sanayi üretimin­de aşağı yönlü seyir güçlendi, makas giderek açıldı.

Bilgisayar ve iletişim aygıtlarında hızlı artış

Temmuz 2023 başından bu yılın eylül sonuna kadar olan dönemde tüketimde yaşanan artışlar harcama alanlarına göre farklı bir seyir izledi. Bu dönemde en yüksek oranlı artış yüzde 50,3’le bilgisayar, kitap ve cep telefonu gibi iletişim aygıtları grubundaki satışlarda yaşandı.

Bu harcama grubunu yüzde 38,3 artışla posta yoluyla veya internet üzerinden satışlar, yüzde 22,1 artışla eczacılık, tıbbi, optik, kozmetik ve kişisel bakım ürünleri, yüzde 21,4 artışla gıda dışı tüketim maddeleri izleAğırlık açısından en büyük paya sahip olan gıda, içecek ve tütün grubunda satışlar bu dönemde yüzde 10,2 artarken, ses ve görüntü cihazları, hırdavat, boya, cam, elektrikli ev aletleri, mobilya grubunda yüzde 0,7, tekstil, giyim ve ayakkabıda yüzde 5,9, akaryakıtta yüzde 6,3 geriledi.

Tüketim eğilimi - enflasyon ilişkisi

Fiyatlar genel seviyesinin sürekli artması anlamına gelen enflasyonun; mal ve hizmetlere olan talebin üretilenden fazla olması (talep enflasyonu), girdi maliyetlerinin yükselmesi (maliyet enflasyonu) ve enflasyonun artacağı beklentisi (psikolojik faktör) olmak üzere başlıca üç kaynağı bulunuyor.

Ekonomide üretilip satışa sunulan ürünlerin (arz) toplam talebi karşılayamaması durumunda fiyatlar yükseliyor. Talep enflasyonu genellikle para arzının artmasının tüketimi artırması sonucu ortaya çıkıyor.

Program döneminde kurların yatay seyri (TL’nin reel değerlenmesi) gerilettiği, vergi artışlarının ise tersine etki yaptığı maliyet enflasyonu belli bir düzeyde kalırken, enflasyonda düşüşün öngörülen hızda olmamasında, asıl talepteki canlılığın devam etmesi ve negatif bekleyişlerin yeterince kırılamaması etkili oldu. Üretim-tüketim makasının tüketim lehine açılması, yarattığı enflasyonist etki ile mücadelenin başarısını azalttı. Geçmiş deneyimler dolayısıyla enflasyonun düşeceğine inancın yeterince güçlenememesi de bir diğer olumsuz faktörü oluşturdu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar