Enflasyonda bu günler iyi günler gibi
Tüketici fiyatları, artışı frenlemeyi amaçlayan bir dizi önleme rağmen mayıs ayında yüzde 1.62 yükseldi. Bu oran, son yedi yılın en yüksek mayıs gerçekleşmesine işaret ediyor.
İlk beş aydaki artış yüzde 6.39’u buldu. Yüzde 6.39 bir rekor. TÜFE’de dönemsel oran oluşan 2004 yılından bu yana ilk beş ayda hiç bu düzeyde bir gerçekleşme olmamıştı.
2003 baz yılıyla hesaplanan TÜFE’de yıllık oran 2004 yılının ocak ayından itibaren oluşuyor. 2004 ocak ayından bu yılın mayıs ayına kadar 173 ay, yani neredeyse 14.5 yıl geçti. Yıllık TÜ- FE, bu yılın mayıs ayında yüzde 12.15’e ulaştı. İşte bu yüzde 12.15 de 173 ayın gümüş madalyasını alıyor. Yıllık TÜFE bu 173 ay içinde en yüksek düzeye yüzde 12.98 ile geçen yılın kasım ayında çıkmıştı, ikinci en yüksek gerçekleşme mayısta görüldü.
Üstelik mayıs ayının ortasında alınan kararla kur ve ham petrol fiyatlarından kaynaklanan maliyet artışının pompa fiyatlarına yansımaması için akaryakıtta ÖTV ayarlaması yapılması kararı alınmıştı. ÖTV’den feragat edilerek akaryakıt fiyatları sabitlendi. Ama mayısın ilk yarısındaki maliyet artışıyla benzin yüzde 2.54, motorin yüzde 2.74, LPG ise yüzde 4.68 zam gördü.
Turpun büyüğü heybede mi?
Tüketici enflasyondaki durumumuz böyle. Tam deve misali, doğru olan, iyi giden bir şey yok.
Ama başka türlü bir değerlendirme yapınca sanki bu günleri de arayacağımız gerçeği bir tokat gibi çarpıyor suratımıza...
Yazımızda bir grafiğimiz var. Son beş yılın ocak-mayıs dönemindeki TÜFE değişimi ile aynı dönemin ay ortalaması esasıyla hesaplanmış dolar ve eurodan oluşan sepet kur değişimini gösteren bir grafik...
Kur değişimiyle TÜFE değişimi arasında bir paralellik var. Özellikle 2016 ve 2017’nin ilk beş ayındaki paralellik ve oranların birbirine yakın gerçekleşmesi çok belirgin.
Ama bu yıl kur ve enflasyon makası arasındaki açılma çok dikkat çekici boyutta. Bu yıl ocak-mayıs döneminde TÜFE yüzde 6.39 artarken dolar ve eurodan oluşan kur sepetinde ortaya çıkan artış tam yüzde 14.72 düzeyinde.
Bu fark bir şekilde azalacak. Ya kur artışı tersine dönerek TÜ- FE artışına yaklaşacak ya da TÜ- FE’deki artış daha da hızlanıp kur artışına doğru tırmanışa geçecek.
Şu koşullarda hangisi daha makul görünüyor dersiniz? Kur artışı yavaşlar, durur ve hatta tersine mi döner, yoksa enflasyon daha da mı tırmanır?
Ara mal fiyatlarından gelecek etki de büyük
Daha önce de birkaç kez vurguladık. Yurtiçi üretici fiyatları endeksinde (Yİ-ÜFE) gerçekleşen artışın tüketici fiyatlarına bire bir yansıması söz konusu değil. Yİ-ÜFE’de hizmet harcamalarının kapsanmaması ve iki endeksin madde ağırlıklarının aynı olmaması en belirgin farklılık.
Ama bu demek değil ki üretici fiyatları tüketiciyi hiç etkilemez. Tabii ki etkiliyor ve etkileyecek.
Bu etkiyi Yİ-ÜFE’deki toplam artışa bakarak değil, daha çok ara mal fiyatlarındaki artışı izleyerek görmek mümkün.
İşte ara mal fiyatlarındaki artış da gerçekten ürkütücü boyutta. Yİ-ÜFE kapsamındaki ara mal fiyatları mayısta yüzde 3.69, ilk beş ayda yüzde 12.21, mayıs itibarıyla son bir yılda ise yüzde 24.02 oranında arttı. Çok yüksek oranlar bunlar.
Ara mal fiyatları bu kadar artacak, böylesine zam görmüş bu ara mallar kullanılarak yapılacak üretimden sonra tüketiciye yansımada çok çok düşük artışlarla yetinilecek, öyle mi!
İşte bir yandan kur artışının fark atıp gidiyor olması, bir yandan ara mal fiyatlarındaki bu hızlı artış tüketici enflasyonu konusunda umutlu olmayı neredeyse olanaksız hale getiriyor ve içinde bulunduğumuz dönemi arayacağımız izlenimi uyandırıyor.