Enflasyona karşı korunamayanlardan mısınız?
Merak etmeyin yalnız değilsiniz, dünya genelinde özellikle sabit maaş ile çalışan kesimin son yıllarda en önemli sorunlarından bir tanesi bu. Peki sorunun genel olması önemini azaltır mı, kesinlikle hayır.
Normal koşullar altında tasarruflarını bankada değerlendiren kişiler anlaşılan süre sonunda alım güçlerinin azaldığını hissederlerse, harcamalarını öne çekerler.
Herkes aynısını yaparsa ne olur, gerçekten yatırım yapacak olan kişiler ya da firmalar ihtiyaç duydukları kaynağa ulaşamazlar. Yani sistemin sağlıklı çalışması için mevduat sahibini üzmeyecek, diğer yandan da yatırım iştahını kesmeyecek bir noktada buluşmak şarttır.
Ikinci evini, üçüncü arabasını ya da bir yıllık gıda hariç ev ihtiyaçlarını almak bu ürünlerin arzı bir anda artamayacağına göre kaçınılmaz olarak enflasyon şekilnde bize geri döner. Global ekonomide neler oluyor derseniz, başta Fed olmak üzere gelişmiş ülke Merkez bankaları beklenen resesyon derinleşmesin diye faiz artırımlarına ara verdiler ya da vermek üzereler. Yani enflasyon ile başarılı bir mücadele artık tamamlandı diye değil.
Hele Japonya’nın deflasyon sarmalından çıkamaması ve Çin’in de zayıf talep koşulları ile pandemic sonrası beklenen geri dönüşü gerçekleştirememesi de işin tuzu biberi. O zaman tarihsel olarak enflasyona karşı birikimleri koruma misyonunu sürdüren değerli metallere ve ağırlıklı olarak altın piyasasına olan yönelim devam edebilir mi, büyük ihtimalle evet.
Enflasyon farkını gözeterek yapılan hesaplamalar şu an 2000 dolar ons seviyesinin üzerine yerleşmiş olan fiyatların 2400- 2500 dolar ons aralığına kadar gidebileceğine işaret etmekte, içeride kur tarafındaki olası gelişmeler ile beraber değerlendirdiğimizde geleneksel olarak Türk yatırımcısının da sevdiği altına olan teveccühü belki bu şekilde daha kolay anlamlandırabiliriz.