Enflasyon yükselişine fren
Geçen yılın son aylarında başını kaldıran enflasyonun, bu yılın ilk ayında yükselişinin durduğu ve az da olsa geri döndüğüne tanık olduk. TÜFE ocakta aylık yüzde 1.02 artınca yıllık enflasyon 10.35’e geriledi. Önümüzdeki bir iki ayda da baz etkiliyle enflasyon gerileyerek yüzde 9’luk tek haneye inebilecek.
Ocak 2018 enflasyonu aylık TÜFE yüzde 1.02 oranında artış gösterirken 2017 Ocak ayının yüzde 2.46’lık artışının yerini alınca, 2017 sonunda yüzde 11.92 seviyesinde yılı kapatan enflasyon, yıllık olarak 10.35 seviyesine indi. Ocakta enflasyon iyi gelerek yıllığı aşağıya çekti.
Geçen yılların son beş yıllık ortalamalarına baktığımızda mart ve nisan aylarında da baz etkisiyle düşüş yaşayabileceğimiz rakamlarla karşılaşabiliriz. Böyle sonuçlar elde edebilirsek mayıs ayında TÜFE’de yıllık enflasyonu tek haneli olarak görebiliriz.
407 ürünün yer aldığı TÜİK enflasyon ölçümü yaptığı sepette yer alan en büyük ağırlığa yüzde 23.03 ile gıda ve alkolsüz içecekler alıyor. Onu, yüzde 17.47 ile ulaştırma, yüzde 14.85 ile konut izliyor. Vatandaşlarda ağırlıklı olarak pahalılık denildiğinde günlük harcalamalarında önemli yer tutan gıdadaki artışı önemsiyorlar. Enflasyon algısında gıda önemli bir ağırlık taşıyor.
O nedenle gıda fiyatlarındaki katılığın azaltılması için Merkez Bankası çalışmalarını sürdürürken, son olarak da Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, gıda enflasyonunun düşürülmesine katkı sağlayacağını belirterek, Türkiye Ürün İhtisas Borsası çalışmalarını başlattıklarını açıkladı.
Enflasyonu aşağıya çekmede gıda fiyatlarının yanı sıra ulaşım ve konut fiyatları da önemli rol oynuyor. Bu alanlarda da enflasyonu aşağıya çekmek için bazı çalışmalar yapılabilir.
Ankara büromuzun haberinden TÜİK enflasyon sepetindeki 407 üründen yüzde 72’sinin (295’inin) son ay içersinde fiyatı artarken, yüzde 5.2’sinin (19'unun) fiyatının artmadığını, yüzde 22.8’inin (93 maddenin) ise fiyatının düştüğü bilgisini alıyoruz.
Enflasyonun artışında kurun da yakından etkisi görülüyor. Hızlı kur artışı olan dönemlerde enflasyon artışı da yüksek oluyor. Son ayda olduğu gibi yüksek kur artışı yaşanmadığı dönemlerde ise kurun olumsuz etkisi söz konusu olmuyor.
O nedenle döviz geliri olmayan kurumların döviz borçlanmalarının önlenmesi gibi girişimler de kur artışına fren yaptığı oranda enflasyonu da olumlu etkileyecektir.
Görüldüğü gibi enflasyonla mücadele dar anlamlı bir mücadele değildir. Çok yönlü ve etkin bir mücadeleyi gerektirir. Yüzde 5’in altında süreklilik taşıyan enflasyonun gündemimize oturması için enflasyonla çok yönlü geniş tabanlı bir mücadele stratejisinin ortaya konması gerekir.