Enflasyon yıl sonuna kadar nasıl seyredecek?
"...Üstüme vazife değil ama Merkez Bankası'nın yerinde olsam sıkı duruşumu gevşetmekte acele etmez; enflasyonda kalıcı ve inandırıcı bir düşüş gerçekleşmesini beklerdim."
Bu satırlar, sevgili dostum Fatih Özatay'ın Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun bugünkü toplantısıyla ilgili olarak Dünya'nın dünkü sayısında yer alan yazısından.
"Enflasyonda kalıcı ve inandırıcı bir düşüş..." Fatih Hocam belli ki enflasyonda haziranda daha belirgin olmak üzere son iki ayda ortaya çıkan gerilemeyi fazla abartıp bu oranlara göre hareket edilmesinin hata olabileceği görüşünde. O yüzden biraz temkinli davranılması gerektiğini ifade ediyor.
Bir eski Merkez Bankacı olarak Fatih Özatay'ın yazdıklarını dikkate almak gerek. Ama bu konuda Merkez Bankası ne düşünür, onu bilemeyiz tabii ki.
Biz konuya, "acaba enflasyonda kalıcı ve inandırıcı bir düşüş" sağlamak ne ölçüde mümkün olur, diye yaklaşmak istedik.
Öncelikle altını çizmek durumunda olduğumuz bazı gerçekler var. Türkiye, enflasyon konusunda neredeyse hiçbir yıl öngördüğü düzeyde kalamamış. Bırakınız yıllık programda yazılan oranları yakalamayı, yıl içinde revize edilen tahminler bile aşılmış.
Türkiye'nin orta vadede yıllık enflasyon hedefi yıllardır hep aynı; yüzde 5. Ama bu orana inanan, gerçekçi bulan kimse var mı?
Bu yıl biraz daha gerçekçi yaklaştık ve yola yıllık enflasyon hedefini yüzde 6.5 düzeyinde belirleyerek çıktık. Ama Merkez Bankası, henüz bu yıla ilişkin hiç oran açıklanmamışken, 31 Ocak'ta yayınladığı yılın ilk enflasyon raporunda yüzde 6.5'lik hedefe karşılık tahminini yüzde 8'e yükseltti. Merkez Bankası, 28 Nisan'da yayınladığı yılın ikinci enflasyon raporunda bu kez tahminini yüzde 8.5'e çekti.
Bir sonraki enflasyon raporunun 1 Ağustos'ta açıklanacağını da belirtelim.
Şimdi enflasyon hedefimiz yüzde 6.5, enflasyon tahminimiz yüzde 8.5 ve son yıllık oran haziran itibariyle yüzde 10.9.
Temmuzda tek haneyi göreceğiz
Geçmiş yılların eğilimleri ve geçen yılın yarattığı baz etkisi sayesinde yıllık TÜFE'nin nasıl bir seyir izleyeceğini iyi kötü tahmin etmek mümkün. Buna göre, yıllık TÜFE, temmuz sonunda büyük olasılıkla tek haneye inecek ve yüzde 9.5 ile yüzde 10 arasında gerçekleşecek. Daha iddialı bir oran tahmini yapmak gerekirse yüzde 9.8 oranını dile getirebiliriz.
Ama yıllık TÜFE tek hanede öyle görünüyor ki yalnızca bir ay kalabilecek. Geçen yılın olumlu baz etkisi ağustosla birlikte olumsuza dönecek. Yıllık oran dört ay boyunca soluksuz yükselecek ve kasımda yeniden yüzde 12'ye dayanacak.
Aralıkta ise bu kez keskin bir düşüş yaşanacak. Bunun nedeni de geçen yılın aralık ayında ortaya çıkan hızlı artış. Geçen yılın aralık ayındaki yüzde 1.64'lük rekor oranın devreden çıkması ve yerine büyük olasılıkla çok daha düşük bir oranın girmesiyle kasımda yüzde 12'ye yaklaşacak olan yıllık oran aralık sonunda yüzde 10.0-10.5 arasında gerçekleşecek.
Bu kalıcı bir düşüş mü?
Şimdi yüzde 10.9 düzeyinde bulunan, yıl sonunda da bugünkünden yarım puan kadar aşağıda gerçekleşeceği tahmin edilen oran, sizce "kalıcı bir düşüş" işareti sayılabilir mi? Kaldı ki bu, olabilecek en iyi senaryo sayılır.
Enflasyonun öyle Merkez Bankası'nın son tahmini olan yüzde 8.5'e inmesi çok ama çok zor bir durum. Hem varsayalım bu yıl yüzde 8.5 olmasa da her şey iyi gitti ve yıllık enflasyonu yüzde 9 dolayında tuttuk. Enflasyonun bu yıl görece düşük gerçekleşmesi, Türkiye'de enflasyonun artık düşük seyredeceği yönünde inanç oluşmasını sağlayabilecek mi? Belki en büyük sorunumuz bu.
Enflasyon gerçekten düşse bile bu pek inandırıcı bulunmuyor, oranlara burun kıvrılıyor. Bunun en büyük nedeni, gelir dağılımındaki bozukluk ve bu yüzden dar gelirlilerin gıdaya daha çok pay ayırmak durumunda kalmaları ve genellikle de gıda enflasyonun görece yüksek gerçekleşmesi. Bu, öyle bugünden yarına aşılabilecek bir olumsuzluk da değil.
Ama görünür enflasyonun da aşağı çekilmesini zorlaştıracak etkenler var. Dedik ya, varsayalım bu yılı iyi kötü yüzde 9 dolayında bir oranla geride bıraktık.
Yüzde 9 bile çok yüksek de, bizim için normal sayılıyor artık.
Seneye ne olacak? 2018'in en önemli yanı, 2019 seçimine çok yaklaşılmış olması. Tabii ki 2018'de bir erken seçim gündeme gelmezse...
2018'de ve 2019'da harcamalar olabildiğince artırılmayacak mı, işlerin canlı seyretmesi için tüm çaba gösterilmeyecek mi yani... Bu da sonuçta enflasyon olarak bize dönmeyecek mi...
Dolayısıyla bizim enflasyonda kalıcı ve inandırıcı bir düşüş sağlamamız pek kolay görünmüyor.
Fatih Hocam, "Üstüme vazife değil" diyor demesine ama doğrusu Fatih Hocam gibi konuya her yönden hakim olanların uyarı görevini yapması da gerekiyor.