Enflasyon ve büyüme riski

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

UZMAN GÖRÜŞÜ / Saim Yılmaz / A Yatırım Enflasyon endişeleri ve FED'in önümüzdeki dönemlerde faiz artırma ihtimali piyasalarda hisse senetlerini vurmaya devam ediyor. Başta petrol olmak üzere artan emtia fiyatları da tepki alımlarını frenleyen diğer önemli faktörler. Emtia piyasalarında söz sahibi ABD'li bankaların petrolün varil fiyatının önümüzdeki dönemlerde 200 USD'ye kadar çıkabileceğini dile getirmeleri, had safhada cari dengesizlik yaşayan ülkeler için önemli bir tehdit oluşturmakta. Tabii ki petroldeki bu aşırı fiyatlanmada spekülasyonun olduğu da aşikar. Suudi Arabistan'ın ihtiyaca göre arzı artırabileceğini, ancak öncelikle bu spekülasyonlara karşı önlem alınmasının gerekliliğini vurgulaması da gayet manidar. ABD büyüme rakamlarına baktığımızda 2008 ilk çeyrek daha önce olduğu gibi yüzde 0,6 olarak gerçekleşti. En azından resesyon endişeleri frenlenmiş gibi görünüyor. Mortgage tarafında ise suların durulduğunu söylemek çok zor. Fiyatların geçtiğimiz yıla göre oldukça önemli bir oranda düşmesine rağmen, satışlar neredeyse durma noktasında. FED'in yüz milyarlarca dolar likidite vererek kredi piyasalarında sağladığı rahatlamanın, kısa vadeli bir etki yarattığı gelen dataların beklentiler altında kalmasından anlaşılıyor. Hisse senetleri piyasasındaki yoğun satışların kaynağı da bu. Amerikan vatandaşları her zamanki gibi öncelikle önünü görmek ve savunmada kalmak istiyorlar. Fakat bu sefer de devreye ekonomik durgunluk sebebiyle artan kredi kartı borçları giriyor. Konut krizinden sonra bankaların bir diğer riskli kredi kalemi olan kredi kartlarından da zarar etme ihtimalleri hoş olmaz kanısındayız. Bu durumda çıkan sonuç çok büyük ihtimalle ABD'nin 2. yarı yıl büyüme oranının negatif seyir izleyeceği gerçeğidir. Dolayısıyla yurtdışından yıl sonuna kadar güzel haberler beklemek hayalcilik olacak gibi görünüyor. İç siyasette ise Anayasa Mahkemesi'nin türbanı serbest bırakan Anayasa değişikliğini iptal etmesi, AKP'nin kapatılacağı yönündeki beklentilerin artmasına sebep oluyor. Bu süreçte yurtdışında olası yükseliş hareketlerinin bize yansıması çok daha yavaş olacaktır diyebiliriz. İç politik belirsizlikler ve kapatma davasına rağmen özellikle AB ile ilişkilerin de olumlu yönde seyretmesi bu kötü tablo içindeki önemli umut ışıklarından biri. Haftanın kuşkusuz en önemli olayı FED'in 2 gün sürecek toplantısında alacağı faiz kararı olacak. Beklentimiz FED'in faizleri değiştirmemesi yönünde. Ancak özellikle enflasyonla ilgili gelecek açıklamalar ve alınması muhtemel önlemler dikkatle takip edilecektir. Ayrıca daha önce de önemine defalarca vurgu yaptığımız güven endeksi, olması gereken seviyelerin hâlâ çok altında. Bir kez daha tekrarlamakta fayda var ki 2009'un 2. yarısından önce global piyasalarda gerçek manada bir toparlanma beklemiyoruz. Teknik olarak baktığımızda 37000 seviyeleri kısa vadeli tepki alımları için uygun bir seviye olarak görülürken, 38000 seviyelerinin üzerinde tutunabilme durumunda ise endeksin yukarı yönlü hareketine devam etme ihtimali mevcut.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017