Enflasyon uçmuş

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI [email protected]

İki yeni veri var. Birisi geçen ayın son günü yayınlanmış olan ekim ayı resmi dış ticaret istatistikleri. Öteki de dün yayınlanan kasım ayı fiyat istatistikleri. Yılın sonu yaklaşırken bu iki veri seti de pek moral verici değil. Dış ticaret istatistiklerinde aranınca moral arttırıcı noktalar bulunabilir belki ama enflasyonda durum böyle değil. Tabiri mazur görürseniz kasım ayında fiyatlar adeta uçmuş.

2017 yılının ekim ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 9 artmış. Değer ifadesiyle bu 13 milyar 942 milyon dolarlık ihracat demek. Buna karşılık ekim ayında ithalattaki on iki aylık artış yüzde 25. Büyüklük olarak bu da 21 milyar 267 milyon dolar olarak hesaplanmış. Son birkaç aydır ithalat zaten hızlanıyordu. Ekim ayı verileri ithalattaki hızlanmanın arttığına işaret ediyor. İthalattaki bu gelişme dış ticaret açığımızın büyüdüğü anlamına geliyor. Nitekim 2016 yılının ekim ayında 4.2 milyar dolar olan dış ticaret açığı bu yılın ekim ayında 7.2 milyar dolara yükselmiş. Ocak-ekim dönemi itibariyle değerlendirildiğinde 2016 yılının bu döneminde 46.3 milyar dolar olan dış ticaret açığı 2017 yılının ocak-ekim döneminde 61.2 milyar dolara çıkmış. Bu gelişmelerin sonuncunda ekim ayı itibariyle 2016’da yüzde 75,2 olan ihracatımızın ithalatı karşılama oranı bu yılın ekim ayında yüzde 65.6 düzeyine kadar gerilemiş.

Geçtiğimiz yıllarda bir yandan büyüme yavaşlarken bir yandan da petrol fiyatların ciddi ölçüde düşmüş olması nedeniyle ithalat faturamızın düştüğünü ve bunun da ticaret açığımızı küçülttüğünü biliyoruz. Son aylarda hem büyümenin hızlanması hem de petrol fiyatlarının yükselmesi bu tabloyu değiştirmeye başlamıştı. Sanırım ekim ayı verileri son noktayı koydu.

Ticaret açığında bir süre yaşadığımız rahatlatıcı gelişmelerin sonuna geldiğimiz anlaşılıyor. Esas iyi olmayan haber kasım ayı enflasyon verilerinde gizli. Benim Türkiye’deki enflasyon hakkında iki görüşüm olduğu biliniyor. Gelişmiş ekonomilere, daha da önemlisi bize benzer ülkelere kıyasla Türkiye ekonomisinde enflasyonun yüksek düzeyde seyrediyor olması bunlardan birisi. İkinci gözlemim ise bizde enflasyonun bu yüksek düzeyde katılaşma eğilimleri gösteriyor olması. Kasım ayı enflasyon verileri bu görüşlerimi bir kez daha teyit eder nitelikte.

Kasım ayında tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 1.49 oranında yükselmiş. Bu oran beklentilerin üstünde bir fiyat artışı dinamiğine işaret ediyor. Yılbaşından bu yana tüketici fiyatlarındaki artış oranı yüzde 11.6 olarak hesaplanmış. On iki aylık zaman diliminde ise söz konusu artış oranı, yani yıllık enflasyon bu düzey enflasyonun hesaplanma yönteminin değiştirildiği 2003 yılından bu yana yıllık fiyat artış hızının ulaştığı en yüksek düzey. Aslında 2017’nin hemen bütününde enflasyon oranı oldukça yüksek. Yılın başında yüzde 9.58 olan enflasyon nisan ayında yüzde 11.87 seviyesine çıktıktan sonra gerilemeye başlamış ve temmuz ayında yüzde 9.79 oranına kadar inmiş. Temmuz sonrasındaki dört ayda ise kesintisiz ve hızlı bir şekilde tırmanarak kasım ayında yüzde 12.98 düzeyine çıkmış. Yıllık perspektifte bakınca durum biraz daha açık görünüyor. 2016 yılının kasım ayında yüzde 7.0 olarak ölçülmüş olan yıllık enflasyonun bu yılın kasım ayında neredeyse ikiye katlanmış olması enflasyonun tam anlamıyla elden kaçtığının, benim deyişimle uçtuğunu gösteriyor.

Bu tabloya ilave edilecek iki nokta daha var. Bunlardan birisi tüketici fiyatlarının altında yattığı düşünülen çekirdek enflasyon (özel kapsamlı TÜFE göstergeleri) verileridir. Bu bağlamda etkili olduğu düşünülen üç kategoride de yıllık enflasyon düzeyi yüzde 12’nin üstünde ölçülmüştür. Çekirdek enflasyonun yüksek olması enflasyonun hız kesmesinin önümüzdeki aylarda da zor olacağına işaret eden bir bulgudur. İkinci nokta ise içinde bulunduğumuz yılda enflasyonu hangi etkenlerin böylesine uçurduğu meselesidir. Oldum olası yüksek olan enflasyonun bu sene daha da hızlanıp en olmadık düzeylere çıkmış olması sorgulanması gereken bir noktadır. Enflasyonun neden uçtuğunu bilmemiz gerekir. Alında bu uzun uzadıya irdelenecek bir meseledir. Yok illa kısa bir yanıt isterseniz bütçe dengesindeki dağılmaya, kaybedilen mali disipline, bol bulamaç verilen teşviklere, kamunun lüks nitelikli harcamalarındaki artışa bakın derim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018