Enflasyon salatasında ilaçlı domates!

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

ANKARA'DAN / Taylan ERTEN Domates de olmasa... Şu, her ayın 3'ünde masaya gelen; çoktandır "rengi" kaçmış, "lezzeti" bozulmuş "enflasyon salatası" hiç tat vermeyecek! Bakar mısınız: Haziran ayı tüketici enflasyonu, Rusya'nın "Türkiye'nin ilaç kalıntılı domatesini almam" inadı yüzünden yüzde 0.36 "düşük" çıktı. Domates, bir ayda yüzde 49.93'lük fiyat azalışıyla TÜFE'nin "yüzünü" güldürdü. Hak yemeyelim... Kiraz, erik, dolmalık biber ve patlıcan da Haziran 2008 TÜFE enflasyonunu "kurtaran" ürünler listesinin ön sıralarında... Temmuz'da Allah kerim! Belki domates yükselirken sivri biber düşer. Sivri biber deyip geçmeyin; ÜFE'yi, TÜFE'yi "acıdan" yenmez hale getirdiği zamanlar da oldu. "Enflasyonu sivri biber azdırdı" diyen haber başlıklarını hatırlayın. Yani... Ne zaman yaz gelse, domates ile sivri biber; hatta yeri gelirse hıyar, "enflasyon salatamızın" gözde sebzeleri arasındadır! Tabii, bu her bakımdan "kavurucu" 2008 Temmuz'una haziran ayının binde 36 düşük "sebzeli" enflasyonuyla girmek hiç yoktan iyidir. Bindeli, hatta onbindeli de olsa, böyle hafif serinletici haberlere duyulan ihtiyaç büyük. Eh, her ne kadar son birkaç yıldır "kurumsal güven endekslerindeki" yeri tartışılır hale gelse de, TÜİK'in aksini kendisinden başka kimsenin kanıtlayamayacağı enflasyon bulgularına güvenmek zorundayız. Merkez'i de sevindirdi! Domates fiyatlarındaki "çarpıcı" düşüş Merkez Bankası'nı da mutlu etmişe benziyor. Nasıl etmesin? Bu ürün Merkez'in "enerji ve gıda fiyatları olmasaydı, enflasyonu ne güzel idare ederdik" özet cümlesine sığan aylık "olağan" analizlerindeki "lezzetsizliği" haziran ayında az da olsa giderdi. "İşlenmiş gıda ve enerji fiyatlarındaki hızlı artışların devam etmesine rağmen, işlenmemiş gıda fiyatlarından gözlenen düzeltme ve domates fiyatlarındaki yüzde 50'lik azalış, enflasyonun düşük çıkmasına neden oldu." Bu cümleyi, tüzel kişiliğine yasa ile verilmiş "fiyat istikrarı" ana görevini yerine getirmeye uğraşırken hükümet dahil "sırtını dayayacak" kimsesi kalmayan Merkez Bankası'nın "gergin" yüz hatlarında beliren hafif yumuşamanın ifadesi sayabiliriz. Ancak... Biliniyor: Enflasyon meselesi tıpkı "hayatın kendisi" gibi "ancak"larla dolu. Haziranda domatesin kurtardığı enflasyonu temmuzda ve sonrasında hangi sebzenin kurtaracağı belirsiz! Nitekim, artık ekonominin tüm gerçek sorun ve sebeplerinden kopuk, akademik soyutluk düzeyinde konuşulan, tartışılan enflasyonda, dış etkiler kadar iç tetikleyicilerin de etkisiyle girilen "koyu belirsizlik" süreci sadece Merkez'in değil, diğer bağımsız analizlerin de temel argümanı. Hemen hemen tüm analizler enflasyonunun temmuzdan itibaren "ucu açık" yükselme eğilimini işaret ediyor. Merkez Bankası yönetimi ise "iyimserliğini" koruyor. Gerçi okunabilir ya da "tahmin edilebilir" veri şartlarda bu "iyimserliği" ve dayandığı gerekçeleri anlamak hiç kolay değil. Yükselen enflasyonun "yılın son çeyreğinden itibaren kademeli olarak düşme eğilimine gireceği" tahminini analizlere geçirebilmek için, ekonomi aktörlerinin, analistlerinin, kamuoyunun bilmediği "bilgilere" sahip olmak gerek. Merkez bu nitelikteki veri, bilgi ve güçlü olasılık ölçümlerine sahipse, "yılın son çeyreğinde enflasyonun hızı düşecek" tahminini inandırıcı gerekçeleriyle birlikte açıklamalı. Böylesi daha güven verir. Yoksa, millete domates, hıyar, patlıcan "yedirmeye" devam!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013