Enflasyon Raporu, Nisan 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından 28 Nisan tarihinde İstanbul’da yılın ikinci Enflasyon Raporu (ER) sunumu gerçekleştirildi. Kurum tarafından yılda dört kez bu sunumdan yapılıyor. İki toplantı Ankara’da, diğerleri ise İstanbul’da düzenleniyor. Bu yıl için geriye iki toplantımız kaldı. Kamuoyuna ilan edilen resmi tarihler, 1 Ağustos ve 1 Kasım 2017.
TCMB, ER sunumlarında bir önceki döneme kıyasla enflasyon beklentileri ile gerçekleşmeler arasında varsa farkları ve bu farkların kendince değerlendirmelerinden oluşan nedenlerine değiniyor. Gelecek dönem için sözlü ve yazılı yönlendirme yapıyor, kamuoyunu enflasyon konusunda hazırlamaya çalışıyor, hesaplamaları dahilinde projeksiyonlarını paylaşıyor.
Geçtiğimiz hafta da böyle oldu. Eski dönemlerdeki kadar sözlü yönlendirme görme şansımız olmasa da yine de elimizde bir takım doneler mevcut. TCMB, beklendiği şekilde 2017 ve 2018 tahminlerinde yukarı yönde güncellemeye gitti. Buna göre, 2017 yıl sonu için yüzde 70 olasılıkla orta noktada enflasyonun yüzde 8.5, 2018 içinse yüzde 6.4 seviyesinde gerçekleşmesinin tahmin edildiği belirtildi. Her iki rakamda da Ocak ayı raporuna kıyasla yukarı yönlü revizyonlar var. Mevcut yıl için 0.5 yüzde puan, gelecek yıla dair ise 0.4 yüzde puanlık değişiklik söz konusu.
Revizyonlar olmasına rağmen kamuoyu tatmininin tam olarak sağlandığı konusunda şüpheler olduğunu görüyoruz. İlk değerlendirmeler ağırlıklı olarak –bizim de içerisinde yer aldığımız grupta- piyasa analistlerinin beklentilerine kıyasla iyimser bir duruşun olduğu yönünde. Her iki yıl için ortalama petrol fiyatları beklentisi sırasıyla $2 ve $3 aşağıya çekildi ve $55 olarak belirtildi. Buradan anladığımız, para politikasına yön verenlerin değerlendirmeleri, kısa ve orta vadede enerji fiyatları cephesinden ciddi bir şokun olmayacağı şeklinde. Benzer fikir çoğu değerlendirmede mevcut. Katılmamak elde değil. Öte yandan gıda fiyatları varsayımı ise yüzde 9 ve yüzde 7’de sabit tutuldu. İthalat fiyatlarının ABD doları cinsinden yıllık ortalama değişimi bu yıl için yüzde 3’ten yüzde 4.4’e yükseltilirken, gelecek yıla dair yüzde 0.7’den yüzde 0.5’e düşürülüyor. Bu da kur yükselişi kaynaklı ithal fiyat baskısının gelecek yıl ciddi anlamda azalmasının beklendiğini ortaya koyuyor.
Peki, sözlü yönlendirme açısından elimizde neler var? Enflasyonun yılın ilk yarısında çift hanede kalmasının beklendiği, diğer yarıda ise tek haneye gerileyeceği belirtiliyor. Daha önceki söylemlerden benim kendi çıkarımımım Nisan-Mayıs döneminde enflasyonun zirve yapması ve sonrasında gerileyeceği şeklindeydi. Bu tarafta sanki bir miktar öteleme söz konusu. Diğer yandan, ekonomik toparlanmada ihracatın 2017 için en önemli katalizör olması beklendiği çıkarımını yapıyoruz. Burada anladığımız kadarıyla TL’deki zayıflamanın gecikmeli olumlu yansımaları izlenecek. Tabi ki dış konjonktür, AB talebi ve bölgesel gelişmeleri de ihracat başlığı altında sıralamak gerek. Bir de kendi anladığım kadarıyla, 2017 ve 2018 için mevcut resimde bir tur daha TL açısından ciddi zayıflama şoku beklenmiyor. Şayet olsaydı mutlaka revizyonlar daha üst seviyelerde gerçekleşirdi.
Enflasyonu konuşmak, gerçekten ciddi bir problem olarak görmek, yeniden hatırlamak ve üzerine kafa yormak önemli. Bu nedenle elimden geldiğince ben de bu köşede konuya yer vermeye çalışacağım. Zira artık yakın dönem ortalamalarının da yukarı doğru itildiğini görüyoruz. Daha öncesinde de yazmıştım; yıl içi ortalama enflasyon rakamlarından yaptığımız hesaplamada 2011-2013 yılları ortalaması yüzde 7.63 seviyesinde oluşurken, söz konusu rakam 2013-2015 döneminde yüzde 8’e, 2014-2016’da ise yüzde 8.10’a yükseldi. Resmi olarak dile getirilmese de “de facto enflasyon” rakamı yüzde 7.5 düzeylerinde ve bunun kısa vade için tüm kesimleri rahatsız etmediği fikri hakim. Genelde para politikası enflasyon bu düzeylerde iken ekstra bir şey olmadıkça ek sıkılaşma fazına geçmiyor.
Siz, bu yazıyı okurken büyük ihtimalle Nisan ayı enflasyon rakamları açıklanacak. TCMB yönlendirmesini referans aldığımızda yukarı yönde hareketliliğin devam etmesini bekliyoruz. Piyasa işlemcilerinin beklentisi de aylık bazda ortalama yüzde 1.3 artış olması şeklinde. Bu da bizi yıllık enflasyonda senaryonun gerçekleşmesi halinde yüzde 11.70’lere getirecek. Bu seviyeler TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama faizine oldukça yakın. Ortalama fonlama faizinde bir miktar yukarı sıkıştırma eğilimi görmemiz olası.