Enflasyon raporu, güven ve beklentiler

Ömer Gencal
Ömer Gencal EkoSpektrum: Piyasa ve Duygular omer.gencal@dunya.com

Son yedi yıldır enflasyon Türki­ye ekonomisinin merkezinde yer alıyor ve vatandaşların günlük yaşamını derinden etkiliyor. Son beş yılda tek haneli enflasyon he­defleri sürekli olarak en üst düzey­den bir vaat olarak dile getirilse de somut bir iyileşme sağlanamamış durumda. Sonuç olarak toplumun büyük bir kesimi her defasında sa­bır isteyen yetkililere karşı güve­nini kaybetmiş bir vaziyette.

Sokak röportajlarında vatan­daşlar enflasyon verilerinin ger­çekleri yansıtmadığını ve ekono­mik politikalar konusundaki be­lirsizliğin güvensizlik yarattığını dile getiriyor. “Önce Türkiye İsta­tistik Kurumu (TÜİK) gerçek enf­lasyonu açıklasın, sonra hedefleri konuşalım” diyen vatandaşlar res­mi veriler ile kendi deneyimledik­leri değerler arasındaki farkın gi­derek arttığına dikkat çekmekte.

Merkez Bankası’nın enflasyon hedefleri ve beklentiler

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2025 enf­lasyon tahminini %21’den %24’e yükseltmesi ekonomi çevrelerin­de şaşkınlık ve hayal kırıklığı ya­rattı. 2026 ve 2027 hedeflerinde ise herhangi bir değişiklik yapıl­maması, hedeflerin ne kadar ger­çekçi olduğu konusunda soru işa­retleri doğurdu (Grafik-1)

Benzer bir şekilde asgari üc­ret artışı konusunda ekonomi yö­netiminin “enflasyonu tehlike­ye atmayacak bir düzeyde olacak” söylemine rağmen gerçekleşen %30’luk artış toplumda tepkiy­le karşılandı. Ocak ayında açıkla­nan açlık sınırının yeni asgari üc­ret seviyesini aştığı görüldüğünde ekonomik kararların gerçeklerle ne kadar uyumlu olduğu sorusu yeniden gündeme geldi.

Beklentileri yönetmeden enflasyonla başa çıkabilir miyiz?

TCMB’nin her ay yayınladı­ğı sektörel enflasyon beklentile­ri farklı kesimlerin beklentileri­ne göre büyük farklılıkları ortaya koyuyor

Piyasa katılımcıların 12 ay son­rası için beklediği enflasyon oranı %25,38.

Reel sektörde bu beklenti %43,8.

Hane halkında ise %58,82 gibi çok daha yüksek bir bek­lenti bulunuyor.

Kaynak: Turkey Data Monitor

Bu farklar enflasyo­nun sadece ekonomik bir mesele olmadığını, aynı zamanda toplumsal güven sorununa dönüş­tüğünü gösteriyor.

5Y5Y: Uzun vadeli beklentiler ne diyor?

5Y5Y, piyasalarda 5 yıl sonra başlayıp 5 yıl boyunca devam ede­cek olan faiz oranı olarak bilinir ve enflasyon beklentisi hakkında önemli bir göstergedir. Uzun va­deli enflasyonun hangi seviyeler­de olacağına dair ipucu veren bu gösterge, Merkez Bankası’nın po­litikalarının piyasada nasıl algı­landığını anlamak için kritik bir rol oynar.

5Y5Y hesaplaması şu formül ile yapılır..

r10 = 10 yıllık tahvilin bileşik faizi

r5 = 5 yıllık tahvilin bileşik fa­izi

Enflasyon açısından 5Y5Y ne gösterir?

Piyasa beklentilerini ölçer

5Y5Y piyasanın enflasyon ko­nusunda uzun vadeli beklentileri­ni gösterir. Eğer 5Y5Y yükseliyor­sa yatırımcılar uzun vadede daha yüksek enflasyon bekliyor demek­tir. Eğer düşüyorsa uzun vadede enflasyonun daha düşük olacağı öngörülüyor olabilir. Merkez ban­kalarının güvenilirliğini göste­rir Eğer 5Y5Y enflasyon hedefiy­le uyumluysa piyasa merkez ban­kasının enflasyonu kontrol altına alabileceğine inanıyor demektir. Ancak 5Y5Y hedefin çok üzerinde veya altında seyrediyorsa bu mer­kez bankasının güvenilirliğine da­ir soru işaretleri yaratabilir.

Para politikası için sinyal verir

Eğer 5Y5Y beklentileri yükse­lirse, merkez bankaları genellikle daha sıkı para politikası uygula­mak zorunda kalabilir (Örneğin: :Faiz artırımlarıyla enflasyonu baskılamak). Eğer 5Y5Y düşüyor­sa, merkez bankaları daha gevşek para politikaları izleyebilir (Örne­ğin: Faiz indirimleriyle büyümeyi desteklemek).

Bizdeki durum nedir?

Uzunca bir süredir dile getirdi­ğim ve son dönemlerde de çıktı­ğım yayınlarda vurguladığım bu göstergenin son durumunu gelin yukarıdaki formül ile birlikte he­saplayalım

Mevcut tahvil faiz seviyelerine göre:

-10 yıllık tahvil faizi: %27,65

-5 yıllık tahvil faizi: %31,41

-5Y5Y oranı: %24

Bu piyasanın 5 yıl sonra faiz se­viyesinin %24 civarında fiyatladı­ğını ve buna göre tek haneli enf­lasyon seviyelerinin mümkün olmayacağını beklediğini gösteri­yor. TCMB’nin 2025 için belirle­diği enflasyon hedefi ile birlikte uzun vadeli enflasyon beklentile­rinin bu öngörü arasındaki uyum­suzluk, piyasa katılımcıların uzun vadeli hedeflere olan güvensizli­ğini ortaya koyuyor.

Geçmişe dönük piyasadaki 10 yıllık ve 5 yıllık tahvil faizlerden hesaplanan bu göstergenin 1 ta­rihsel grafiğinde de görüldüğü gi­bi 2024 yılı başındaki bu göster­gede 5Y5Y faiz %19 düzeylerine kadar düşümüş, enflasyon bek­lentileri bir yıl öncesinde bile bu­günden daha iyi bir noktada belir­miştir (Grafik-3)

Tahvil ve bono profesyonelle­rinin 10 ve 5 yıllık tahvil alım sa­tımlarından ortaya çıkan bu gös­tergeye rağmen aynı kurumlarda çalışan ekonomistlerinin 5 yıllık enflasyon beklentileri ise inanıl­mayacak kadar düşük düzeydedir (Grafik-4)

Güven (Kredibilite) açığının matematiksel formülü

Ortaya çıkan bu veriler, piyasa katılımcıları anketine cevap ve­ren ekonomistlerle aynı kurum­larda çalışan tahvil bono pro­fesyonellerinin beklentileri ara­sında önemli farklar olduğunu göstermektedir. Ben bu farkları bir güven (kredibilite) açığı ola­rak yorumluyorum

Diğer yandan TCMB’nin 2025 yılı için belirlediği %24 hedefi ve 2026, 2027 yılı için öngördü­ğü %12 ve %8 yıllık enflasyonu, hesaplanan bu gösterge ile büyük fark göstermekte ve bu hedeflere olan inancın son derece düşük ol­duğu izlenimini vermektedir.

Bu noktada TCMB’nin Enflas­yon Raporu toplantısında, Baş­kan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın gelen bir soru üzerine verdiği ce­vap, ileriye yönelik bazı ipucçla­rı da vermektedir. Cevdet Akçay enflasyon patikasında ilerlerken alınan kararlar sonrası projeksi­yonlardan sapma görüldüğünde gerekli hamleyi yapma imkan ve kapasitesinin olup olmadığının sorgulanmasının daha etkili ola­cağını belirtmiştir. Ben bu ifade­yi ekonominin tüm kurumlarının TCMB’ye yeterli desteği sağla­madığı ve Merkez Bankasının ba­ğımsızlığı anlamında artık yeter­li rahatlıkta olamayabileceği bir dönemde bulunduğumuz şeklin­de algıladım.

Sonuç: Ekonomi kadar siyaset de etkili

Ekonomik güven krizinin en büyük nedenlerinden biri poli­tikalar arasındaki tutarsızlıktır ve bunun doğurduğu kredibilite açıklarıdır. Uzun vadeli enflas­yon beklentilerini ölçen 5Y5Y göstergesi 2024 yılı başından bugüne kadar herhangi bir iyi­leşme gösterememiş hatta kötü­leşmiştir. Bu gelişme Para Politi­kası için önemli bir sinyal verir­ken TCMB’nin arka arkaya faiz indirimleri yapması, PPK üye­lerinin katıldıkları toplantılarda yatırımcılara verdikleri mesaj­lara rağmen kamuoyunda sürek­li bir faiz indirimi konuşulması ve beklentisi yaratılması tutar­sız bir görüntü vermektedir. TC­MB’nin tüm uğraşlarına rağmen ekonominin diğer kurumların­dan, özellikle de mali disiplinin konusu olan harcamaların kont­rol altına alınamaması maalesef kredibilite açığının büyümesine ve toplum nezdinde güvenlilir­liğin zedelenmesine neden ol­maktadır.

Bu sebeple topyekün bir poli­tika setinin uygulanması zaru­ri gözükmektedir. Bu nedenle de enflasyondaki çözüm ekonomik önelmlerden ziyade öncelikle si­yasette, sonrasında da ekonomik politikalarla mümkündür.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bundan sonra ne olacak? 02 Nisan 2025
 Mektup 26 Mart 2025
Risk ateş gibidir… 11 Mart 2025