Enflasyon rakamları alarm veriyor…

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

 

Hafta başında açıklanan nisan ayı enflasyon rakamları, geleceğe yönelik beklentiler açısından iyi şeyler söylemiyor. İç talebin zayıfladığı, sanayide kapasite kullanımının gerilediği ve ihracatın hayati önem kazandığı koşullarda ortaya çıkan bu rakamlar belirsizlik ve kırılganlığın arttığına işaret ediyor.

Piyasa beklentilerini aşarak yüzde 1,34 düzeyinde gerçekleşen tüketici fiyatlarındaki nisan artışı mide bulandırıyor. Giyim ve ayakkabı grubundaki mevsimlik yüksek oranlı artışı gerekçe gösterip ciddi bir problem olmadığını öne sürmek pek inandırıcı olamıyor; zira yüzde 2.12 yükseliş sergileyen çekirdek enflasyon olumlu düşünmeye izin vermiyor. Genel görünüm Merkez Bankası söylemini teyit etmiyor. Çift haneye yaklaşan yıllık rakamlar ise faizlerde olası bir gerilemenin ciddi sıkıntılar yaratma olasılığını güçlendiriyor. 

Yurtiçi üretici fiyatlarında aylık bazda önemli bir değişiklik yok fakat yıllık rakamın geldiği düzey uykuları kaçırabilecek nitelikte. 2013 Nisan’ında yüzde 1.7 olan rakamın nasıl olup da on iki ay içinde yüzde 12.98’e yükseldiğini açıklamaya çalıştığımızda ortaya çıkacak gerçekler ciddi bir güvensizlik yaratabilir. Belli ki döviz kurundaki ortalama yüzde 20’lik artışın üretici fiyatlarına yansıma oranı yüzde 50’lere yaklaşmış ve ihracat performansını tehdit etmeye başlamış! Küresel dövizde emtia fiyatlarında önemli fiyat değişikliklerinin yapılmadığı, içeride enerji fiyatlarındaki yükselişin sınırlı kaldığı koşullarda ortaya çıkan bu sonuç hareket yeteneğimizin hızla daraldığına işaret ediyor. Belli ki kur artışı büyük oranda fiyatlara yansımış ve bunları geri alma şansı önemli ölçüde azalmış. Ayrıca kurlardaki artışın enflasyona etkisinin yüzde 15’le sınırlı kalacağı iddiası gerçeği yansıtmıyormuş…
Finansal piyasadaki eğilimlere bakarak kimse kendini aldatmasın herhangi bir denge durumundan bahsetmek imkansız, tam aksine dengesizlik büyüyor.

Bu koşullarda iç pazar daralmaya devam eder fakat ihracat artamaz, ekonomi seri bir şekilde durgunlaşmayı sürdürür. Kısa vadeli faizlerin düşürülmesi veya yükseltilmesi durumunda bu olumsuz eğilimler daha da güçlenebilir. Günü kurtarmak için çözümü Merkez Bankası’nın alacağı kararlarda arayanlar bindikleri dalı kesiyor olabilir. Geçmiş yıllarda cari açığı hesapsızca büyüterek net tasarruf açığını şişirme hesapsızlığının gölgesi peşimizi bırakmıyor. Enflasyon baskısının yüksek düzeyli olmaya devam etmesi yanı sıra işsizlik oranında buna eşlik etmesi olasılığı artıyor. Bu koşullarda riskten kaçınma eğiliminin terse dönmesini beklemek ve hayal kurmanın bedeli, taşınamayacak kadar ağır olabilir.

Türkiye ekonomisinin makro ekonomik verilerine ilişkin tahminleri olumsuz yönde değiştirmek ve zaman kaybetmeden kurumsal bazda faaliyet hesaplarını yeniden değerlendirmek gerekiyor…

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar