Enflasyon ne zaman yükselir

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

G20 toplantılarında gündeme gelen örtülü devalüasyon suçlamalarına rağmen ABD Merkez Bankası (FED) ekonomiyi durgunluktan çıkarmak ve deflasyon riskini ortadan kaldırmak için tam gaz parasal genişlemesini sürdürüyor.

Büyümenin %2'ler civarına gerilediği ve işsizliğin %10'lara yaklaştığı bir konjonktürde genişleyici ekonomi politikaların izlenmesi kaçınılmaz. Temsilciler Meclisinde çoğunluğu Cumhuriyetçilere kaptırdıktan sonra Demokrat hükümetin genişleyici maliye politikası sürdürme şansı kalmadı.

Üstelik, küresel konjonktür de genişleyici maliye politikalarının sürdürülmesine izin vermiyor.  Avro bölgesinde Yunanistan ile başlayan İrlanda ile devam eden yüksek borç sorunu genişleyici maliye politikasını uygulanabilir bir politika olmaktan çıkardı.

Mevcut konjonktürde genişleyici para politikası izlemeye devam edilmesi tek "çıkış yolu" olarak gözüküyor. ABD çekirdek enflasyonunun %1 ile son yılların en düşük seviyelerinde olması da FED'i rahatlatıyor. Bu yüzden  genişleyici para politikasına devam edilecek.

Mevcut konjonktür bize 1970'lerde yaşanan yüksek enflasyon dönemini hatırlatıyor.  Çekirdek enflasyonun bu kadar düşük olduğu ve deflasyon riskinin konuşulduğu bir ortamda enflasyon riski nereden çıktı demeyin.1970  ve 2010 dönemleri enflasyon riski açısından pek çok yönden benzerlik gösteriyor.

Her iki dönemde de ekonomisini canlandırmak için para politikası silahını çekinmeden kullanan bir Merkez Bankası görüyoruz. Üstelik 1978 yılında getirilen ikili görev tanımı sonrasında FED'in eline genişleyici para politikası uygulaması için geçmiş dönemlere göre daha  güçlü bir silah verildi. 

1973-1975 durgunluğunda FED ekonominin orta dönemli büyüme potansiyelini gerçekte olduğundan fazla tahmin edip piyasalara aşırı miktarda dolar vermişti. Diğer ülkelerin de benzer bir politika izlemesi küresel likiditenin aşırı artmasına, reel faizlerin eksiye inmesine ve orta vadede enflasyonun yükselmesine neden olmuştu.

2008 küresel krizi sonrasında gerek ABD'de gerekse Avrupa'da  1970'lere göre çok daha genişleyici bir küresel para politikası izlendi.  Geçmiş dönemlerle yapılan karşılaştırmalar bugün kısa ve orta dönemli  faizlerin çok daha düşük olduğunu gösteriyor.

Genişleyici  para politikası ABD ve Avrupa ekonomilerinde  çıktı açığının yüksekliğine dayandırılıyor.  Oysa geçtiğimiz dönemden farklı olarak gelişmekte olan ülkelerdeki çıktı açığı kriz öncesi seviyelerinde yaklaşmış durumda.

Gelişmekte olan ülkeler küresel krize rağmen hızla büyümeyi sürdürüyorlar. Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkeler kriz sırasında hiç hız kesmeden büyümeyi başardılar. Brezilya ve Turkiye gibi gelismekte olan ekonomiler kriz sonrasinda  hizli bir buyume temposu yakaladilar.

Gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeler arasındaki büyüme farklılıkları enflasyon ve para politikalarına yansımaya başladı. 2011- 2012 döneminde emtia ve gıda fiyatları ile gelişmekte olan ülkelerde başlayan gelişmiş ülkelere kısmen yayılan bir enflasyon yükselişi görebiliriz. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019